Müzik dinleyicileri için yüzyıllara açılan kapı mı?
Diplomatik hediye mi dersiniz,
Koleksiyonerler için paha biçilmez bir parça mı dersiniz?
Arşivler, kütüphaneler ve akademisyenler için değerli bir kaynak mı,
Müzik dinleyicileri için yüzyıllara açılan kapı mı?
Türk müziğinin tüm dünyaya tanıtıldığı bir külliyat mı?
Eşsiz bir çalışmayı size anlatmak istiyorum.
Hünkar Makamı Bestekar Padişahlar Külliyatı…
Ankaralı sanatsever ve yapımcı Atilla Özdemir’in hayalini kurmasıyla başlayan üç yılı aşkın sürede tamamlanan benzeri olmayan bir çalışma…
Özdemir’e göre “Hünkâr Makamı, Haşmetli bir imparatorluğun kudretli padişahlarından emsalsiz bir kültür mirası, benzersiz bir ses ve bilgi hazinesidir”.
Türkiye’nin müzik kültürüne hayatını vakfetmiş 59 müzisyen tarafından kaydedilen, birçoğu
ilk defa gün yüzüne çıkarılan 312 eser ile Hünkâr Makamı Bestekar ve sanat aşığı Osmanlı
Padişahlarının eserlerinden oluşan dev bir külliyat dinleyiciye/okuyucuya ulaştı.
Kaynakçalı olarak hazırlanmış Türkçe -İngilizce kitap, 9 bestekar padişahın bestelediği 312
Eserden oluşuyor…
Bu eşsiz çalışma dünyada Osmanlı-Türk müzik mirasını temsil edecek.
“Hünkâr Makamı Bestekâr Padişahlar Külliyatı” yalnızca içerik kalitesiyle değil, özenle hazırlanmış el işçiliği deri kutusu, deri kaplama lüks kuşe kâğıda baskılı kitabı, eserlerin bulunduğu 8 CD, eçsme eserlerin yer aldığı uzun çalar plak ve tüm külliyatın yer aldığı USB bellek ile adından söz ettiriyor”
Kişiye özel isim baskılı ve özel mührüyle satışa çıkan Hünkâr Makamı şimdiden
koleksiyonerler ve dünyadaki özel arşivlerden talep görüyor.
Türkiye’nin kök kültürüne ve derin müzik mirasına bir saygı duruşu niteliğindeki Hünkâr
Makamı Bestekâr Padişahlar Külliyatı , üç yılı aşkın bir çalışma sürecinin geleceğe aktarılan en büyük arşivi özelliğinde…
Sultan II. Bayezid, Sultan IV. Murad, Sultan I. Mahmud, Sultan III. Selim, Sultan II. Mahmud,
Sultan Abdülaziz, Sultan V. Murad, Sultan M. Reşad ve Sultan M. Vahdettin olmak üzere 9
Padişahın arşivlerden çıkarılan besteler, günümüzün usta ses ve saz sanatçıları tarafından icra edildi.
Şimdi gelelim ben niye uzun uzun her ayrıntısıyla bu projeyi size anlatıyorum.
Zira, Bestekar Padişahlar ve dönemlerinde müzik eğitimi, müzik çevresi ve tarihi hakkında geniş bir derlem olan kitabı ben yazdım.
Ve tüm projenin akademik danışmanlığını üstlendim.
Ne kadar meşakkatli zorlu bir üç yıl yaşadığımızı biliyorum.
Arşiv taramaları, yüzlerce kaynak kitap okuması, eser notalarının tashihi ilmek ilmek dokuduk.
Sultan II. Bayezid’in eserleri ile başlayan bu büyük çaplı külliyat çalışması, bundan sonra yapılacak çalışmalara ses kaynağı niteliğinde…
Bu çalışmanın müzikolojik açıdan en önemli buluşu ise farklı yüzyıllara ait eserlerin, bugünün müzikçileri tarafından nasıl icra edildiğinin gösterilmesi…
Eser, tam anlamıyla, yeniden üretimin ve kültürel devamlılığın işareti.
Bu kayıtlar, yıllar sonrasına bugünü duyuracak, değerli ve paha biçilmez bir kaynak.
Çalışmanın künyesi Türkiye’nin değerlerini bir araya getirdi;
Proje, Ati Kültür Sanat Ajansı tarafından hayata geçirildi.
Akademik danışmanlığı ve kitabın yazarlığı bana ait.
Genel Müzik Yönetmeni Selçuk Murat Kızılateş’in koordinesinde gerçekleşen kayıtlarda,
Doç.Dr. Murat Salim Tokaç, Göksel Baktagir, Mehmet Güntekin, Fikret Karakaya, Doç Dr. Güler Demirova ve Doç. Dr. Hikmet Toker yönetiminde 59 müzisyenin yer aldığı 312 eser kaydı yapıldı.
16 Temmuz itibariyle bu eserler dijital araçlar vasıtasıyla tüm dünyaya yayılacak.
15. Yüzyıldan bu yana imparatorluğu yöneten Devlet-i Aliyye’nin hissettiği notalar bugünün müzisyenlerinin telinden, sesinden, nefesinden dünyaya ulaşıyor.
Ne büyük gurur.
Yerini bulması dileğiyle…