Hep söylediğim gibi, İstanbul, öylesine büyük bir metropol ki, yaşam şartlarında her gün değişimlerle karşılaşmak mümkün.
Bir süredir aklıma iyice yerleşen ve “İstanbul’u tanımak” genel başlığı altında başlattığım ve birkaç haftadır haftada bir yazarak devam ettiğim bu yazılarda İstanbul’da göze batanlara devam edeceğim. Hep söylediğim gibi, İstanbul, öylesine büyük bir metropol ki, yaşam şartlarında her gün değişimlerle karşılaşmak mümkün.
İstanbul’u yönetmek hiç de kolay değil. Yerleşik ve ziyaret için gelenleriyle birlikte yirmi milyonun üzernde nüfusa hizmet veren, dünyanın en büyük metropollerinden biri olan İstanbul’u yönetmek hiç de kolay değil. Eski bir İstanbullu olarak, neler yaşadığımı, İstanbul’un bana neler verdiğini anlatmak hiç de kolay değil.
Tüm bunlardan arta kalanlar ve yıldan yıla değişen, hırpalanan İstanbul’un ne duruma geldiğini en iyi bilenlerden biriyim. İstanbul, sadece şimdi değil onlarca yıldır milyonun üzerinde insanın sürekli hareket halinde olduğu bir büyükşehir.
Yıllardır beri İstanbul’a iyi bakmamışız. İstanbul’u tanıyabilme konusunda kayda geçenleri kronolojik olarak incelerseniz, İstabul’un yaşadıklarında çokça rahatsız olduğunu kolayca görebilirsiniz.
Detaylarda kalan ama yine de zaman zaman öne çıkan konuşulanlar, varolan eksikler veya unutulanlar arasında neler varı iyice netleştirebilmek, günler içinde bunları iyi gözlemleyebilmek için, fırsat bulabildikçe İstanbul’da dolasıyorum. Zaman zaman gördüklerime bazen eleştirel gözle bakıyor ve yorumluyorum. Bu arada iyi yapılanlarla ilgili söylemem gerekenleri de dile getiriyorum.
İstanbul’u dolaşırken, toplu taşımada, kafelerde ve restaurantlarda konuşulanlarda duyabildiklerimden, aklımda kalanları yazılarımın arasına yerleştirmeyi ihmal etmiyorum. İstanbul’da nele oluyoru, en iyi anlatacak olanlar, günün her saatini dolu dolu yaşayanlardır. Bu gerçeğini gözardı etmemek lazım.
Akla takılanların en öne çıkanları, yıllardır olduğu gibi, hala dayanılmaz halde olan, yer üstünde iyice karmakşıklaşan trafik olduğunu söylemeliyim. Yıllardır bu konuda birçok şey yapıldı. Raylı sistem, metro üzerine yatırımlar sürüyor. Toplu taşıma metro sistemiyle yer altına taşınıyor. Son zamanlarda yapılan veya planlanan metro sistemindeki çalışmalar oldukça hızlı gidiyor. Görünen o ki, metronun ulaşamadığı ilçe ve yerleşim yeri kalmayacak gibi.
Trafik sorununa radikal bir çözüm üretecek plan raylı sistemler ve trafik işleyişinin metro ile yeraltına taşınması, İstanbul’un çıkmazı olan trafik sorununa çözüm olma konusunda önemli bir adım olacak. Büyükşehir Belediye Başkanımızın söylediğine göre, şu sıralarda en az on hatta aynı anda yoğun bir şekilde sürdürülen metro çalışması devam ediyor. Hatta bazıları yakın zamanda hizmete açılacak. İstanbul trafiğinin rahatlaması için raylı sistemler ve özellikle yeraltına taşınan metrolar en gerekli çözüm olacaktır. Marmaray, Metrobus hattı da trafik için en iyi toplu taşıma çözümlerinden biri.
İstanbul trafiğini en çok sıkıntıya düşüren en önemli hatalardan biri ise; uzun zamandır iyice kontrolden çıkan imar durumunda eskiden kalan hatalı düzenlemeler. Yeşil alanların yok edilmesi, hoyratça betonlaşma ve plansız şehirleşmenin iyice zorlamaya başladığı yerüstü trafik düzenidir. Bunu asla göz ardı etmeyelim. Hele hele, adına “kentsel dönüşüm” denilen ve iyice “rantsal uygulamalar”a dönüşen bu kontrolsüz yapılaşmanın yarattığı karmaşık inşaat düzeni. Ve bu kontrolsüz yapılaşmanın cadde ve sokaklara taşan büyük inşaat araçlarının kural tanımaz davranışları. Günün her saatinde cadde ve sokaklarda dolaşan, çok büyük hafriyat kamyonları, özellikle yollara sığmayan harç kamyonları cadde ve sokaklarda cirit atıyor, tam bir trafik canavarları gibi tehlike yaratıyor. Bildiğim kadarıyla bu araçların şehir içinde belli saatler dışında dolaşmaları yasaktı.
Binaların, depreme dayanıklı hale dönüştürülmesi, yenilenmesi için ortaya atılan “kentsel dönüşüm”deki bu yanlış ve sakıncalı uygulamalar İstanbul trafiğinde en ürkütücü ortamın nedenleri.
Bu konunun mutlaka ve ivedilikle ele alınması gerekiyor.
Yok olan yeşil alanlar ve kontrolsüz betonlaşmanın yaptıkları ile daha yazacağımız çok şey var. Yazacağız tabii ki..
Gerçekten, bu şehri yönetmek hiç de kolay değil..