Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın basın mensuplarına verdiği iftarın notları yeni yeni yazılıyor, çiziliyor.

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın basın mensuplarına verdiği iftarın notları yeni yeni yazılıyor, çiziliyor. Kimi sakal bıyık, kimi oturma, kimi de sofra düzenini not almış. Bunlardan biri de çatalların sağ tarafta durduğu. Yani alışıldığı gibi solda değil.

Aslında doğru soru çatal değil “Bıçak hangi elde olmalı” diye sorulmalı. Çünkü çatalın ortaya çıkışı çok daha yeni. Bıçak ise ilkel çağlardan beri var.

Bilirsiniz ki özellikle et yerken kesmek gerekir. Eti kesmek için de haliyle bıçak. Ve bıçak eğer sol elle kullanılırsa sakatlık çıkarabilir. Hele keskin et bıçakları hesaba katılırsa. Bu etin tabakta kaymaması için de sol elle sabitlenmesi şarttır. Yoksa dayanak olmadan et dilimi kayar durur. İşte çatal da bu yüzden sol elde tutulur. Tabaktaki sebzeler ete göre daha az zahmet yarattığından çatalın sol elde tutulması sıkıntı olmaz. Ama iş pilav gibi taneli yemeklere gelince biraz çatallaşır. Çünkü çoğu kişi bunda sağ el gibi becerikli olmayabilir.

Çatal yeni bir icat. Üstelik bize tanıdık. Dolaylı akraba bile sayılır. Çünkü İstanbul’un fethinden sonra İtalya’ya kaçan Hristiyan bir din adamı tarafından icat edilmiş. Sonra da 16. yüzyılda bütün kıta Avrupa’sına, 18. yüzyılda ise İngiltere'ye kadar yayılmış. O zamana kadar kaşık ve bıçak kullanılırmış.

Biraz araştırınca geçmişte bu durumun yine benzer bir şekilde gazetelere konu olduğunu gördüm. Bugünden farklı olarak o zamanlar bunu “Sünnet”e bağlayan da çıkmış. HZ. Peygamber’in sağ elle yemek yediği hatırlatılarak o yüzden çatal sağ elde tutulmalı denmiş. Hz. Peygamber muhtemelen bıçağı da sağ eliyle tutuyordu. Yani bu durumu dini bir yoruma tabi tutmak biraz zor.

Veya herkes sağ elini kullanmıyor ya solaklar ne yapacak?

Kimin koyduğu belli olmayan “görgü* kuralları çatalın sol elde tutulmasını zorunlu gibi gösteriyor.

Ama öyle değil. kim nasıl rahat ederse öyle olmalı. İsteyen sebze veya pilav gibi yemekleri çatal sağ elde yer, isteyen sol elde. Ama kesin olan eğer işin içine bıçak girerse sağ elin kullanım için çok daha uygun olduğu.

Çünkü yemekte eti kestikten sonra bıçağı masaya bırakarak çatalı soldan sağa alıp eti ağza götürmek, sonra çatalı sola, bıçağı tekrar sağ ele almak ve bu hareketi yemek boyunca tekrarlamak yemek yeme hızını düşürür. Ve çok da zahmetli olur.

İşi böyle uzatınca ister istemez içinden çıkılmaz hale geliyor. Bu çatalın sağ mı, yoksa sol elde mi tutulacağı konusunu değiştirenlerin başında da Amerikalılar geliyor. Bir görüşe göre Amerikalıların çatalı tutuş şekillerinin ardında rahatlık değil alışkanlık yatıyor. 1700'lü yılların ortalarına kadar Amerika çatalsız bir toplummuş. İnsanlar yemek yerken sadece bıçak ve kaşık kullanıyorlarmış. Kaşıkla kesilen et tutulurken bıçakla hem kesilip hem de ağza götürülüyormuş. Bunun ne kadar tehlikeli bir durum olduğu da açık. Daha sonraları sofralardaki bıçakların uçları yuvarlaklaşmış. Çünkü ağza götürülen keskin bıçaklar insanları yaralar olmuş. Eti kestikten sonra kaşığı sağ ele alıp eti ağza götürmek alışkanlığı başlamış. Çatal kullanılmaya başlanınca da aynı alışkanlık devam etmiş.

Avrupalılar ise aradaki bu kaşık kademesini hiç yaşamamışlar. Yemeği ağza götürmek bakımından doğrudan bıçaktan çatala geçmişler. Sağ elini kullanan bir insan için bıçağı sol elle ileri geri hareket ettirip eti kesmek zordu ama sol elle çatalı ete batırıp ağza götürmeye alışılabiliyordu. Asil sınıfının her zaman zorlayıcı ve gösterişe yönelik nezaket kuralları, çatal kullanımı halka yayılınca da devam etmiş.

Bu nedenle Avrupa'da ve oradan yayılan kültürlerde, yemek süresince çatalın sol, bıçağın sağ elde tutulması gelenek haline gelmiş. Avrupalılar çatalı ellerinde tutarlarken çatalın uçları yere bakar, Amerikalılar ise çatalı sağ elde uçları yukarı bakacak şekilde tutarlarmış. Yemeklen sonra tatlı yenilirken çatalın sağ elde olması ise gayet normalmiş.

Gördüğünüz gibi aslında küçücük bir konu bile kültürler ve disiplinler arası bir açılıma sahip olabiliyor.