Siz bölgenizin yıldızı, büyüyen bir ekonomik güç, gelişen ciddi bir silah sanayii sahibi ve siyasi etkinliği olan bir ülke olursanız, yani Türkiye olursanız ve "milli politikalar" üretip dünyaya parmak ısırtırsanız yedi düvel karşınıza çıkar ve sizi sendeletmek için her çabayı harcar.
Siz bölgenizin yıldızı, büyüyen bir ekonomik güç, gelişen ciddi bir silah sanayii sahibi ve siyasi etkinliği olan bir ülke olursanız, yani Türkiye olursanız ve “milli politikalar” üretip dünyaya parmak ısırtırsanız yedi düvel karşınıza çıkar ve sizi sendeletmek için her çabayı harcar.
Siz kim oluyorsunuz da Afrikalara gidip oradaki ülkelere “biz buraya size ortak ve kardeş olmak için geldik, sömürgeciliğin olumsuzlukları silmeye geldik” dersiniz. Ne demek o ülkeleri imar etmek, onlara bir sürü otobüs hediye etmek? Ne demek onların geleceğe ümitle bakmalarını sağlamak? Ne demek İslam’a sahip çıkmak, ne demek İslam’ın gerçek değerlerini dünyaya yaymaya çalışmak? İşte o zaman sizin karşınıza her türlü engeli çıkartırlar, her türlü fitneye maruz kalırsınız ve her koldan saldırılara uğrarsınız.
Ama Türkiye ve Türk insanı bunlara alışık…
Eskiden de Türkiye Batının dayatmalarına karşı çıkmaya çalışırdı ama güçsüz ekonomisi, kendi siyasi çalkantıları ve sosyal sorunlar hükümetlere havlu attırır ve onlarda Amerika’nın ve Avrupa’nın isteklerine boyun eğmek zorunda kalırlardı. Şimdi ise Recep Tayyip Erdoğan’ın sırtında yükselen bir AK Parti ve Türkiye var. Türkiye artık Batının dayatmalarına boyun eğmek zorunda değil. Önce Erdoğan’ı 2007 de e-muhtıra ile saf dışı bırakmak istediler. Olmadı. Sonra paralel yapı ile yıkmak istediler o da olmadı. Haziran seçimlerinde AK Parti’nin oy kaybetmesi üzerine “Erdoğan bitti” diye sevinç nağraları attılar ama 1 Kasımda sus pus oldular.
Şimdi yine her türlü oyunla karşımızdalar.
Bir taraf da hortlatılan PKK terörü ve güneydoğu illerinde ve ilçelerinde ayaklanma denemeleri, bir taraf da paralel yapının MHP yi ele geçirme operasyonu ve böylelikle Erdoğan’ın TBMM de 330 oyu bulup yeni anayasayı halk oylamasına sunması yolunun kesilmesi, öbür taraf da sinsice Washington’da uygulanan ve Erdoğan’ı gözden düşürme kampanyası… Ama buna karşılık Türkiye müthiş bir direnç gösteriyor. Türkiye G-20 de yer alıyor, dünya ekonomik krizinden az yaralarla çıkmayı başarıyor, en gelişmiş ekonomilerin bile kaldıramayacağı bir öz veri ile 2.7 milyon Suriyeliye Ensar oluyor, bu güzel millet sesini çıkarmadan 3 yıldır Suriyelilere bakıyor, PKK ya karşı şehitler veriyor, bombalara göğüs geriyor ama yılmıyor. Bunlar yetmiyormuş gibi dünya güçlerinin kirli oyunlarına maruz kalıyor ama yıkılmıyor. Kürt milliyetçisi HDP’lilerin sabırları taşıran tutumlarına rağmen Türk halkı yine de soğukkanlılığını kaybetmiyor ve PKK terörüne destek veren, canlı bombaların taziye çadırlarını ziyaret edip sol yandaşlarını bile susmak zorunda bırakanlara Türk adaletinin gerekli cevabı vereceğine inanan bir halk var. Dünyada böyle bir başka millet var mı? Dik durmaya devam et Türkiyem, her gecenin bir sabahı vardır.