Zaman zaman tercih ettiğim ve üzerinde çokça yazılar yazdığım, dertlerimi dile getirmeye çalıştığım, her biri yaşam biçimimizin gerçeklerinden olan "Memleketimden insan manzaraları" başlığı altına topladığım yaşamımızdan yansıyanların biçimlendirdikleridir.
Zaman zaman tercih ettiğim ve üzerinde çokça yazılar yazdığım, dertlerimi dile getirmeye çalıştığım, her biri yaşam biçimimizin gerçeklerinden olan “Memleketimden insan manzaraları” başlığı altına topladığım yaşamımızdan yansıyanların biçimlendirdikleridir. Artık çaresiz olduklarını anlatmaya gerek yoktur ki, onlar hiçbir söz söylemeden davranışları ile kendilerini alenen anlatırlar. Çaresizlikleri ile hep yaşamın bir yerinde varlıklarını gösterirler.
Belki bir umudun yeşermesi olarak beklenti içinde olduğumuz bir duruma düşme psikolojisinden kurtulabilenlerden birileri olabilmeyi bekledik gelen yeni yıldan, pek ümitvar değildik ama yine de bir umut, belki beklentilerimizi biraz olsun karşılayacak bir şeylerle buluşabiliriz diye heveslendik. Gelen yeni yıldan.
Böylesine bir beklenti ile yeni yıla varmayı bekledik ama, daha gelmeden
hayal kırıklıklarının sert esen rüzgarıyla karşılaştık.
Yeni yıla varmadan yazdığım yazıda anlatmaya çalıştıklarımdan bir bölümü burada tekrar dile getirmek, yeni bir şeyler yazmaktan daha iyi olacak diye düşündüm ve o yazımdan bir bölümü buraya da aktardım. Şöyle demişim;
“Yeni yılı hiçbir zaman böylesine karamsarlıklarla dolu olarak karşılamamıştım. Geçtiğimiz yıllarda da kaarmsar olduğumuz yılları gördük, ancak geçmiş yıllarda olduğu gibi, bu yeni yıl da yapılan, uygulamaya konulan yeni yil zamları gibi, benzerlerini hiç ama hiç yaşamadım, görmedim. Daha şimdiden ortalık tam olarak tozduman.”
“Yeni yıla girilirken açıklanan, yapıldığında iyi bir oran olarak sözü edilen asgari ücret iyileştirilmeleri ve büyük beklenti gibi dillendirilip aslında şimdiden hayal kırıklığı yaşatacak gibi. Emekli maaşlarına yapılan yüzde yirmibeşlik, ardından yapılan artı yüzde beşlik arttırım ile toplam yüzde 30’luk emekli maaş iyileştirmeleri, zaten zor durumda olan dar gelirli için yeni yılın çok daha zor geçeceğinin erken habercisiydi.. Hemen başlayan temel tüketim maddeleri dahil tüm ihtiyaçlara yapılacak zamlarla yaşam tam kabusa dönüşmüş durumda. Doğal gaz ve elektiriğe zam yapılmayacağı söylenirken yapılan yüzde 84 oranındaki hizmet zamları, kışın ne kadar zor geçeceğinin en büyük habercisidir.”
“Çarşı, pazar tam yangın yeri. Fiyatlar artık; genelde haftalık olarak değiştirilirken son zamanlarda bazı yerlerde günlük değişen fiyat etiketleri iyice sıkınrılı günlerin yaklaştığının en belirgin göstergesi oldu.”
““Haftalık harcamalarla ilgili bir bütçe hazırlayabilmek neredeyse imkansızlaştı. Eskiden daha ucuz alışverişler için ilk tercih olan semt pazarları artık alış verişte ilk tercih edilenler sıralamasında en gerilere ötelendi. Semt pazarları bölgelerine göre fiyat politikalarını uyuguluyorlar. O nedenledir ki, konuştuklarımın birçoğu alışverişlerinde tercihlerini daha uygun fiyatlarla satış yapan belirgin mağazalarından yapmaya başladılar.”
Yeni yıl bu kez çok daha da sıkıntılı başladı. Hızla artan tüketim maddelerine yansıyan zamlar, mutfak malzemeleri satın almasını etkilerinin yanı sıra, en dayanılmazının, doğal gaz ve elektrik faturalarının dargelirlinin üzerine yükleyecekleridir.
Bu bu şartlardaki kış çok zor geceçek. Hem zor hem de çok soğuk geçecek gibi.
Durum hiç de iyi değil. Dövizde artışın hızı biraz kontrol altında alındı gibi ama, asıl kontrol alında alıması gereken var olan ve dillendirilen gerçek enflasyon ve tetiklediği hızlı ve kontrolsüz fiyat artışlarıdır.
Yeni yıl ne kadar zor geçecek daha şimdiden kendini hissettiriyor. Tüm iyileştirme zamları yapıldı ama. Kimseyi memnun etmedi
BİR TUTAM TEBESSÜM
BİNDİĞİ DALI KESEN
Günlerden bir gün Nasreddin Hoca, köy meydanındaki koca çınar ağacının dalının üzerine çıkmış ve elindeki balta ile bindiği dalı kesmeye başlamış.
Yoldan geçen bir adam hocayı böyle görünce:
– “ Aman Hoca Efendi ne yapıyorsun? Bindiğin dalı kesiyorsun, düşeceksin!” diye bağırmaya başlamış.
Hoca, bağıran adamın sesini duymuş ama dalı kesmeye devam etmiş ve düşmüş. Düşer düşmez adamın yanına gitmiş ve:
– “Madem ki benim düşeceğimi bildin, öleceğimi de bilirsin. İlla benim öleceğim zamanı haber ver” diye yakasına sarılmış.