Ana muhalefet Cumhuriyet Halk Partisi referandumu yok sayıyor ve neticelerini de kabul etmiyor…
Ana muhalefet Cumhuriyet Halk Partisi referandumu yok sayıyor ve neticelerini de kabul etmiyor…
Yani onlar için Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu diye bir devlet kurumu yok ve hala Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu var… Ama hal böyle değil. HSK var, yeni üyeleri belli ve faaliyetlerine devam ediyor. Bir gün bir CHP’linin işi HSK’ya düşerse ne yapacak? “Ben burayı tanımıyorum” deyip Ankara’da HSYK’yı mı aramaya koyulacak… Peki onu bulamayınca ne olacak?
CHP sırf referandum değişikliklerini kabullenmiş görünmemek için yedi yeni HSK üyesi seçmek zorunda olan TBMM’de oylamalara katılmadı ve böylelikle sol fikri temsil eden kimse HSK’da temsil edilemedi…
Şimdi de CHP büyük bir ihtiyaç olan TBMM İç Tüzük değişikliğinin Mecliste grupları olan partilerinin grup başkanları toplantısına katılmıyor…
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve parti sözcüsü Bülent Tezcan, Kılıçdaroğlu’nun yüzde 51.4 “evet” oyuyla kabul edilen anayasa değişikliği kapsamında yapılacak iç tüzük değişikliğine ilişkin toplantıya katılmayacağını açıkladı.
Yani o zaman CHP bu anayasa değişikliği çerçevesinde yapılması gereken yeni seçim kanunu ve yeni siyasi partiler kanunu ve diğer 600 uyum kanunu çalışmalarına da katılmayacak…
O zaman akla iki soru geliyor.
Birincisi; CHP 2019’da yapılacak olan genel seçimlere ve cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday gösterip katılacak mı, yoksa bugünkü gibi bir kenara çekilip oturacak mı? Bunu yapacaksa o zaman kendisine ümit bağlayan CHP seçmenine ne diyecek?
İkincisi ise; CHP etliye sütlüye dokunmayacaksa bu Meclis’te ne arıyor?
Ama iktidar olma gibi niyeti olmayan bir parti için ve kendisini muhalefete mahkûm eden bir siyasi anlayış için bu sorular manasız gelebilir…