Meşhur hikayeyi bilirsiniz; uyanık Avukat müvekkilini kurtarmak için Hâkim'in sorduğu her soruya "lolo" diye cevap vermesini ister suçludan, -Adın Soyadın? -lolo, yaşın kaç? –lolo, böyle uzar gider sorgu ve Hakim "46 Raporu" için akıl hastanesine sevk eder, lolo orada da devam edince ceza alması gereken suçlu sistemdeki boşluktan istifade "yırtar". Sıra ücret-i vekâlete gelince avukatına da lolo çeker pişkin pişkin ve avukat dayanamaz; "bize de mi lolo? der.
Galatasaray’ın genç kuşak yöneticilerinden Burak ELMAS’ın, Fatih Hoca’dan aktardığı “şu anda TFF ve kurullarını benden iyi kimse tanıyamaz. Sonuçlar istedikleri gibi gitmediği zaman nasıl ayar verdiklerini çok iyi bilirim.” sözünü twitter’da görünce gayr-ı ihtiyâri aklımıza bu hikâyenin finalindeki “bize de mi lolo?” sözü geldi.
Öyle ya hakikaten bu sistemin “bug”larını Fatih Hocadan daha iyi bilebilecek kim var ki? Belki Mustafa Hoca ve biraz da Şenol Hoca, o kadar.
Orhan Veli’nin Sakal şiirindeki gibi; ”Hanginiz bilir, benim kadar,/ Karpuzdan fener yapmasını;/ Sedefli hançerler, üstüne,/ Gülcemal resmi çizmesini;/ Beyit düzmesini;/ Mektup yazmasını;/ Yatmasını,/ Kalkmasını;/ Bunca yılın Halime'sini/ Hanginiz bilir, benim kadar,/ Memnun etmesini?/ Değirmende ağartmadık biz bu sakalı!
Geçen sezon kebabçı baskını yüzünden ayrılmak zorunda kaldığı Milli Takım Hocalığından dolayı Federasyon ile mahkemelik durumdayken, Igor TUDOR'dan boşalan koltuğu tüm haşmetiyle doldurup biraz da rakiplerin kofluğundan istifade takımı şampiyon yaptığı zaman da aynı Merkez Hakem Komitesi ve aynı TFF görevdeydi. Hakemler aynıydı, stadyumlar aynı. Ne değişti de Fatih Hoca; bize de mi lolo kıvamına geldi öyleyse?
Değişen en büyük faktör Video Assistant Refree dediğimiz »şeytan icadı« VAR girdi hayatımıza. VAR olduğu halde yapılan onca hataya rağmen gene de Riva'da el ayak değmez, gözden ırak bir odada bir grup göz daha izliyor maçı, hem de 6 farklı açıdan. Gerekli olduğunda orta hakeme bir nefes kadar yakınlar ama Fatih Hoca'ya bi dünya uzaklar ve Hocanın meşhur ve malum aurası orta hakeme, yan hakeme, dördüncü hakeme etki ettiği kadar onlara etki etmiyor ve büyü bozulabiliyor.
Ayrıca Finansal Fair Play yüzünden UEFA ile el-ense halindeler. Dosya tekrar incelemeye alındı ve gelir-gider balansı için takımın en büyük silahı Bafitembi GOMIS transferin son günü elden çıkarılmak zorunda kaldı. Hoca Gomis'in yerine Eren DERDİYOK'a güvendiyse de, Eren ne de olsa İsviçreli ve bizim topçular gibi gazla çalışmıyor. Sağlık durumu % 100 iyi değilse sakatım diyebiliyor ve koskoca takımda kala kala Sinan GÜMÜŞ'e kalıyor santrafor forması. Hem de Şampiyonlar Ligi'nde oldukça kolay bir gruba düşmüşken.
Kadro derinliği, Emre AKBABA'nın ayak tarak kemiğindeki çatlak, Yuto NAGATOMO'nun akciğer problemi gibi ciddi sebeplerle köreldiği için de sıkıntılıydı Fatih Hoca. Ömer BAYRAM ve Muğdat ÇELİK'le bu boşluklar dolamadı bir türlü.
Son olarak da Fatih Hoca ile Galatasaray Spor Kulübü'nün seçilmiş başkanı arasında dominasyon alanlarının çakışması ile oluşan bir elektriklenme var. Êmparatorê'nin doğal sınırları Başkanlık makamını da kapsadığı için tatlı bir heyecan yaşanıyor Camiada!
Bir de artık dengeler değişiyor Türk Futbolunda. Yeni Dünya Düzeni benzeri bir yapı oluşuyor bazı dinamiklerin el ve yer değiştirmesiyle. Önümüzdeki günlerde Federasyon, MHK ve PFDK başta olmak üzere re-fresh olacak bütün kadim yapılar, yapılanmalar. Gerilim yerini sinerjiye bırakacak çok yakın zamanda ve Devlet-i Âli Türkî içindeki bütün cerahatlar akıtılacak, kanayan yaralar sağaltılacak. Bunu hisseden bazılarının feveranlarını bir de böyle okumak bizi gerçeğe bir adım daha yaklaştıracaktır.
Hepimize iyi haftalar diliyorum.