8 Mart Dünya Kadınlar Günü'ne iki gün kalmışken şu anda çocuğu, evcil hayvanı ve ailesini sarıp sarmalayarak savaştan kaçan kadınları düşünüyorum.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne iki gün kalmışken şu anda çocuğu, evcil hayvanı ve ailesini sarıp sarmalayarak savaştan kaçan kadınları düşünüyorum. Bu sadece Rusya, Ukrayna meselesi de değil, ülkemiz kadınları Suriye’deki, İran’daki, Afganistan’daki, Hindistan’daki, Küba’daki dünyanın dört bir yanındaki kadınların hepsi bir şekilde bu durumdan etkileniyor, yaralanıyor. Ne kadar zor kadın olmak, hele bir de anne olmak… Hep derlerdi de inanmazdım. Masum bir canlıya hayat verip, onu eğiterek büyütmek ve faydalı iyi bir insan olması için çaba harcamak ne değerli bir şeymiş halbuki.
Biz kadınlar her şeyin en iyisi için olması için planlar, düzenler yaparız. Her daim çalışırız. Girdiğimiz her yeri güzelleştiririz. Hayatı kolaylaştırmak için ne gerekiyorsa onun için çabalarız. Ve karşılığında sadece sevgi ve dürüstlük isteriz. Ama hak ettiğimiz, gördüğümüz değer eşyalarımızı ve çocuğumuzu alıp yaşamak için evimizden yuvamızdan kaçmak mı? Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun verilerine göre, Türkiye'de 2021 yılında 280 kadın öldürüldü, 217 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulundu. Artık bu can yakan düzenin değişmesi için ne gerekiyorsa yapılmalı. Savaşlar durmalı, kadın katilleri, tacizciler, tecavüzcüler hak ettiği cezayı almalı, kadına şiddet son bulmalı. Evet hem de ne gerekiyorsa yapılmalı. Bir kadın daha göz yaşı dökmemeli, bir kadın için daha ağlamamalıyız. Bu düzenin bir gün değişeceğini dileyerek 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nüzü kutlarım…