Türk toplumunda kadınlar daha güzel görünmek için nasıl saç, kaş, kirpik, cilt bakım konularına önem verirse, erkekler de aynı şekilde saç, sakal ve bıyık gibi konularda titiz davranırlar.
Saç değil ama bıyık ve sakal erkeklerin statüsünü veya konumunu da belirler. Sakal duruma göre dinsel ağırlığı, bıyık da erkekliği temsil ediyor diyenlerimiz çoktur. Öyle mi değil mi, tartışılır tabii.
Bıyık ve sakal bazen siyasi simge olur, kişinin dünya görüşünü de anlatabilir.
12 Eylül öncesinde kimin hangi görüşte olduğunu bıyıklarına bakarak anlardık. Memurlar, polisler bile bıyıklarıyla siyasi taraflarını ortaya koyardı. Darbe sonrası bıyık bırakmak yasaklandı. Ak Parti’nin iktidara geldiği tarihten sonra ise kılık kıyafet serbestisi getirildi. Kamuda erkekler için sakal ve bıyık konusunda yasak kalktı. Bıyıklı polisler, sakallı İETT şoförlerini görüyor ve yadırgamıyoruz.
Peki, Türk erkeğinin olmasa olmazı gibi görünen bıyık konusunda adamına göre muamele var dersem, bunun bir tayine dönüştüğünü de söylesem ne dersiniz?
Türkiye’de havalimanlarının tek otoritesiz olan Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü’nde böyle bir durum yaşanıyor. Kimse farkında değil.
Kısa adı Ulaşım Havacılık-Sen olan Ulaştırma ve Havacılık Kamu Çalışanları Sendikası, DHMİ iş yerlerinde örgütlü güvenlik memurlarının bir sendikası. Hiçbir konfederasyona bağlı olmayan, yerel bir örgütlenme. Herhangi bir sınıfsal, ideolojik ve de siyasi bir tavrı olmayan, Anayasal sınırlar içinde bağımsız hareket eden bir sendika olarak üyelerin hakları için faaliyetlerini sürdürüyor.
Günün birinde, Anayasayla güvence altına alınmış olan sendika kurma, üye olma ve sendikal faaliyetleri yürütme hakkına yönelik birtakım yaptırımlar gündeme gelir. Şöyle ki, kılık kıyafetleri (daha doğrusu bıyıkları) bahane edilip başkan dahil dört yönetici hakkında disiplin soruşturması açılır ve ceza olarak üç aya yakın süreyle görevden uzaklaştırma verilir. Başkan ve üç üye sendikal görevlerini yapamayacak şekilde dört ayrı yere tayin edilirler. Daha doğrusu uzaklaştırılır ve Şark’a giderler. Bu duruma diğer sendikalar da ne yazık ki, hiçbir tepki göstermez.
DHMİ Ankara Esenboğa Havalimanı Başmüdürlüğünde hepsi de koruma ve güvenlik memuru olarak görev yapan Ulaşım Havacılık Sendikası Genel Başkanı Yener Kardeş, Genel Başkan Yardımcısı Ertuğrul Kıranbay, Genel Sekreter Davut Ayvaz ve Ankara İl Temsicisi Kaan Onay, DHMİ Genel Müdürlüğü’nün çıkardığı bir tamim kapsamında 'Personel bıyıkla görev yapamaz' şeklindeki maddesine riayet etmedikleri gerekçesiyle 01.10.2018 tarihinde görevlerinden uzaklaştırılıp haklarında idari soruşturma açılır.
Yasal dayanağı olmayan kılık kıyafet tamimlerine göre de haksızca görevden uzaklaştırma yapılmış, ücretlerinde yapılması gereken kesinti yasada belirtilen 1/3 usulüne uyulmayarak mağduriyet yaşatılmış, ardından da Yener Kardeş Yüksekova Havalimanı’na, Ertuğrul Kuranbay Ağrı Havalimanı’na, Davut Ayvaz ise Şırnak Havalimanı’na Genel Müdürlük emriyle 20.12.2018 tarihinde naklen tayin edilmiş. Bu sendikacılar Doğu illerinde görev yaptığı için de sendikal faaliyet yapamıyor.
İdare tarafından verilen disiplin cezaları, maaştan kesme ve tayin işlemleri için Ankara İdare Mahkemesi’nde açılan davalar da bir yandan devam etmekte.
Bu arada, naklen tayinin dayanağını oluşturan tayin yönetmeliğinin ilgili maddesi de başka bir sendikanın açtığı dava ile Danıştay tarafından hukuka aykırı bulunarak yürütmesi durdurulmuş. Fakat, tayinler daha önce yapıldığı, yürütme de daha sonra durdurulduğu için sendikacılar için bir değişiklik söz konusu olamamış.
Bana göre bu insanların düşüncelerini beğenmiyor birileri. Bıyık bahane. Bu insanların bıyıklarını kesmişler ama ne yazık ki, durumlarında ise bir değişme olmamıştır. Daha iyi ücret ve daha güzel çalışma koşulları istedikleri için tayin edilen bu insanların görevlerine dönmesi için yasal engel olmadığına göre, geri gelmeleri gerekmez mi? Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’nın duyarlılığına ihtiyaç var. Buna bir çözüm bulabilirler.
Sendikal faaliyet, kim için olursa olsun vazgeçilmez bir haktır. Bizim de üyesi olduğumuz Uluslararası Çalışma Örgütü(ILO) bu konuda verilen mücadeleleri destekliyor, engel olan devletlere, ilgili kurumlara yaptırım uyguluyor. İster bir kişi, isterse bir milyon kişi herkes daha yüksek ücret, daha iyi sosyal haklar için sendikalara üye olabilir. Ülkemizde işçi ve memur sayısına oranla, sendikalı çalışan sayısı çok azdır. Bunun önündeki engeller kaldırılmalı, sendikalı olabilmek teşvik edilmelidir. İş barışı ve toplumsal mutabakat için buna ihtiyacımız vardır.
Mutlu yarınlar Türkiye’m...