CHP Genel Başkanı ve Ana Muhalefet lideri uzun zamandır Türkiye'de ve dünyada yargı ile uğraşıyor…
CHP Genel Başkanı ve Ana Muhalefet lideri uzun zamandır Türkiye’de ve dünyada yargı ile uğraşıyor… Yüksek Seçim Kurulu üyelerine etmediği hakaret kalmadı, Anayasa Mahkemesini hiçe saydı ve hızını alamayıp Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını da eleştirdi…
Sonunda “bu ülkede (ve dünyada) adalet yok deyip kendini yollara attı… Ankara’dan Bolu’ya kadar da vardı…
Kılıçdaroğlu ve bir avuç CHP’li yollarda her türlü atraksiyonları yaptılar… Kendilerine yakın medyada da bunlar abartılarak büyütüldü. Hatta birkaç ufak protesto olayını bile çok büyük eylemler gibi göstermeye kalkanlar oldu… Birileri gübre dökmüş, yolda bir kurşun bulunmuş, bazı AK Partililer yürüyüşü protesto edip sloganlar atmış vs.
Bütün bunlara karşı AK Parti’ye gönül veren insanlar ise yürüyüşü yok saydılar… CHP’lilerin bu provokatif hareketlerine kimse şiddetle ve kızgınlıkla cevap vermedi bu da CHP’lileri çileden çıkarmışa benziyor…
Kılıçdaroğlu “adalet yok” diye kampanya yaparken esasında “adalet hükümetin elinde, adaleti AK Parti kontrol ediyor” gibi bir iddia ile ortaya çıkıyor.
Hem Cumhurbaşkanımız, hem Başbakanımız hem de diğer AK Parti yetkilileri gereken cevapları verdiler… İşte işi burada bırakmak lazım…
CHP’nin bu işi Gezi olayları sonrası yaratılmak istenen isyan havasına sokması muhtemel ve gereken tedbirler alınmalı ama CHP ile hesaplaşma AK Parti ile Kemal Bey arasında olmamalı. Yargı yetkilileri saldırılar karşısında demokratik haklarını kullanıp Kılıçdaroğlu’na gerekli cevapları verebilirler ve birileri çizmeyi aşarsa da kendilerine kanunların tanıdığı yetkileri kullanabilirler. Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğunu eşe dosta göstermek lazım… Darbecileri bile suçüstü yakaladığı zaman vurmayıp adalete teslim eden ve onların hakkında kararları yargının vermesini isteyen bir hükümet bunu defalarca ispat etmedi mi?
Yani bu iş yargı ile CHP arasında, CHP ile AK Parti veya Recep Tayyip Erdoğan arasında değil ve olmamalı.