Hadise aşağı, Hadise yukarı… İçimiz dışımız Hadise oldu. Geçen kıştan beri, bu kadını konuşuyoruz.
Hadise aşağı, Hadise yukarı… İçimiz dışımız Hadise oldu. Geçen kıştan beri, bu kadını konuşuyoruz. Reza ile ilişkisi ilk ortaya çıktığında, ben de yazdım! Ben de bir takım iddialarda bulundum! Hadise her ne kadar inkar etse de… Kabul edelim ki doğru şeyler yapmadı. O dönem epeyce kınandı, işitmediği hakaret kalmadı. İşinden oldu, ilişkisinden oldu. Fakat benim anlayamadığım… Bu olay, aylar sonra neden tekrar hortladı? Çoktaaan unutulması gereken bir mevzuydu. Eğri oturup, doğru konuşalım… Biz kimlerin, nelerini neleriniii unuttuk. Hatta unutmakla kalmadık, acıyıp bağrımıza bastık. Hadise ve Reza’yı neden unutmuyoruz? Daha doğrusu unutamıyoruz? Arka planda neler oluyor da ısıtıp ısıtıp önümüze koyuyorlar? Küllenen ateşi, kim harlıyor? Hangi güç bu olayı memleket meselesine çevirip, Twitter’da TT yapıyor? Instagram’da en çok yorum yapılan, gündem haberi yapıyor? Ama o kişi, bir şeyi göz ardı ediyor. Hadise biraz daha ezilir ve mağdur edilirse… İşler tersine dönecek. Yurdum insanı mağduru korumayı, kollamayı sever! Ki, kollamaya başlayanların sayısı her geçen gün artıyor.
Yıllar sonra…
Zeynep ve Ozan’ı yıllar sonra görmek… Bir zamanlar samimi olduğum arkadaşlarımla, tekrar bir araya gelmek gibi… “1 Kadın 1 Erkek” dizisinin yeniden çekildiğini duyduğumda, sanırım bunun gibi bir şey hissettim. Dizi şükür ki Netflix’te yayınlanacakmış. “1 Kadın 1 Erkek” dizisinin çekildiğini duyan “Türk Aile Yapısı Koruyucuları”, şimdiden ayaklanma başlatmışlar… Sosyal medyada yüzlerce olumsuz yorum var. Yazmaya da devam ediyorlar. Namus zebanileri abuk sabuk ahkamlar kesiyor. 15 yıl önce yayınlanan dizi, yıllar sonra yine benzer eleştiriler alıyor. Hem de Netflix’te yayınlanacak olmasına rağmen. Yahu kumandaya yanlışlıkla bassalar bile, izleyemeyecekleri dizi için bu yaygara niye kopuyor? Sanki Kanal 7 gündüz gözü porno yayınlıyor… Esra Erol’un konuklarından daha namuslu bir çiftin yaşamı, neden Türk aile yapısına ters? Anlamış değilim. Allah akıl fikir versin.
Oynama!
Müzik dinlemeyi seviyorum. Moduma göre, her tarz müziği dinliyorum. Fado’dan, arabeske… Cazdan, türküye… Klasikten, yeni akım müziklere kadar takip edip dinliyorum. Müziğin şifasına inanıyorum. Ve imkanım oldukça canlı dinlemeye konsere, mekanlara gidiyorum. Ne tarz olursa olsun, müzik beraberinde dansı getiriyor. Sahnede şarkıcının sesine, müziğe bir de bedeni senkronize eşlik ediyorsa ne güzel. Ama bir de uyumu yakalayamayanlar var ki… Evlerden ırak! O güzelim sesini, dansı ile berbat eden şarkıcılar izledim. Şarkılarını dans etmeden söylesinler diye kimse uyarmıyor mu bunları? Yok mudur Muazzez Ersoy’a, Mustafa Sandal’a “Oynamadan söyle, kurban olayım!” diyen bir dostu? “Ajda sen divasın ama dans edemeyen bir diva… Artık kabul et!” diyen yok mu? Yıldız Tilbe sempatik filan da dansı arada kaynıyor. Ama o da bir eline, koluna hakim olsa… Kötü dansları, güzel seslerine gölge etmese!