Burası nasıl olsa okurlarımıza ait, herşeyi öğrenmeleri gerekiyor.
Geçen hafta Fenerbahçe maçına dünyanın dört bir yanından akın eden Trabzonspor taraftarını bu maçta görmek isterdim. Galatasaray, Başakşehir, Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin puan kaybettiği haftada 12 puanlık maça ilgisiz kalması ister istemez şaşırttı. Tamam Fenerbahçe diyeceksiniz de biz ne diyeceğiz?
Geçen haftaya göre 12 kat önemli bir karşılaşmaydı. Trabzonspor, herhalde bu sezonun en iyi hücum organizasyonlarını Göztepe karşısında denedi. Çoğunda da başarılı oldu. İlk devrede Beto’nun net kurtardığı 2 pozisyon var ki, bu oyunun bordo mavililer adına verimini gösterdi.
Sosa etkisi de diyebilirsiniz. Pas oyunu için 2 iyi bek’e ihtiyaç olduğunu göz ardı etmeden şunu söylemek lazım; bir nebze de olsa Trabzonspor gol adına herşeyi yaptı.
Trabzonspor’un iki kanat bekinin bu pas oyununda olduğunu söylemek zor. Sosa-Okay-Kucka üçgeni, defans ve hücumda takıma hareket getirmesine ve pozisyonlar bulmasına rağmen, Göztepeli kaleci skoru belirledi.
Beto, ilk ve ikinci yarıda 5 net pozisyona ‘dur’ derken, Trabzonspor kalesinde 2 pozisyon verdi. Göztepe kaleciden başlayarak takım halinde çok diri ve kuvvetli bir maç oynadı. Halil, Tanju gibi oyuncular Trabzonspor’un oyun kurmasını olumsuz etkiledi. Bunun yanında, Selçuk ve Traore’yi de iyiler arasında saymak lazım.
Ben kendi adıma, çok keyifle izlediğim bir maç oldu. İki takımda oyunu soğutmadan, kanat varyasyonları ve pas oyunuyla güzel oyuna katkı sağladı. Trabzonspor uzun zaman sonra tempoyla oynadı. En tempolusu kaleci Beto’ydu. Ligin Serkan Kırıntılı ile birlikte en hazır 2 kalecisi. Göztepe’ye ve Tamer Tuna’ya haksızlık etmeyelim; diri bir takımı var; şampiyon takımların altında her zaman kendine yer bulur.
Rıza hoca beraberlik geldikçe eleştiri alacaktır; kabullenmesi lazım. Herkesin kaybettiği haftada sen de kaybedersen eleştiri gelir. Trabzonspor büyük bir fırsatı yine değerlendiremedi. Klasik Trabzon haftası oldu.