Mücadeleye baktığımızda "iyi maç oldu" ifadesi tam yerinde olur.
Trabzonspor son 20 dakikadaki temposunu ilk devre gösterebilseydi kazanabilirdi.
Şunu net olarak söylemek lazım; sahadaki her şey güzeldi. Goller, mücadele, centilmenlik. İlk devrenin tamamına yakınında Trabzonspor sahada yokken, Sivasspor, Diabete’yle Trabzonspor’un sol tarafına yüklendi. Trabzonspor adına eksik olan neydi? Abdülkadir Ömür-Yusuf Yazıcı’nın katkısız-verimsiz-yetersiz oyunu diyebilirim. Bu ikiliye rağmen, Abdülkadir Parmak, öne direkt oyunu ile takımı önde tutmaya çalıştı. Ekuban ve Enwekame’nin hem defansa yardım ettiler hem de ofansa katkı verdiler. Özellikle ikinci devre bu ikili, takımın kanat oyununda önemli rol oynadı.
Sivasspor’un golüne kadar aslında Trabzonspor, kazansak mı kazanmasak mı? modundaydı. Her iki takım beraberliğe oynuyordu havası vardı. Sivasspor’un golü sürpriz bir anda geldi. Asıl sürpriz gole golle cevap vermeleriydi. Takımın en iyisi Abdülkadir Parmak’ın doğru yerde doğru şutuyla Trabzonspor skoru eşitledi. Bundan sonra Sivasspor oyundan düştü, Trabzonspor üst üste pozisyonlar üretti. Oyunun kırılma anı Trabzonspor’un gole hemen cevap vermesi oldu.
Trabzonspor golü bulduktan sonra 3 puanı kaçırdı.
Sivasspor, golü bulana kadar araştıran, geliştiren takımdı. Trabzonspor’un zayıf tarafı orta sahası ve oyunu hemen fark ettirecek yıldız oyuncu eksikliği. Bir de rakibin temposunu bozacak hamle oyuncusu eksikliği.
Trabzonspor, kadro zafiyetine rağmen, son yarım saatiyle gelecek maçlar adına ‘ben varım’ diyor.
Yani şu maç beraberlikle bitmemeliydi.
Trabzonspor 2 puanlık oyunuyla 3 puanı kaçırdı