Esas değindiğim husus, ilk çeyreğini bitirmek üzere olduğumuz 21. yüzyılda beşinci bir sınıfın varlığını iyice hissettirmesiydi.
3 Aralık 2023 târihli bir önceki yazımda iskambil destesindeki dört grup kâğıttan ve her bir gruptaki birer astan bahsetmiştim. Bu dört grup kâğıdı ve dört ası, sınıflı toplumlar ve özellikle Avrupa’daki sosyal yapıdaki dört sınıfın temsilcisi olarak anlatmış ve dördüncü sınıf olarak burjuvaziyi işâret etmiştim.
Esas değindiğim husus, ilk çeyreğini bitirmek üzere olduğumuz 21. yüzyılda beşinci bir sınıfın varlığını iyice hissettirmesiydi. Yâni beşinci bir geliyordu. Bu asın rengi maça, sinek, karo, kupanın renkleri olan siyah ve kırmızıdan farklı olarak mavi olabilir diye bir tahminde bulunmuştum. Bu sınıfın sembolünü de dijital cihazların açma-kapama düğmelerindeki işâret olarak düşünmüştüm.
Benzerlik
Beşinci grup kâğıt ve beşinci as, yepyeni bir sınıfa karşılık geliyor. Bu sınıfı bâzı uzmanlar “teknolojik yerliler” olarak tanımlıyor. Yâni teknolojinin içine, 2000’den sonra doğan neslin oluşturacağı bir sınıf. Burjuvaziyi oluşturan sınıfta sanayi devriminin içine doğan nesildi.
Sınıflı toplumları oluşturan sınıflarda da nesil farkları vardır. Sınıfın özellikleri nesilden nesle aktarılır. Ama 18. Yüzyılın ortalarında ortaya çıkan ve büyük bir hızla elli yıl içinde zirveye çıkan endüstriyel gelişmeler “burjuva” sınıfını ortaya çıkardı. Yâni burjuva sınıfının ilk nesli 1800’den sonra doğanlardı, diyebiliriz.
Beşinci as sınıfı ile burjuva sınıfı arasında önemli benzerlikler var. Bunların en belirgini, beşinci as ve bu asın içinde bulunduğu grubu oluşturanların bir nesil önce başka bir sınıftaki ebeveynlerden dünyâya gelmesidir.
Burjuva sınıfı, aristokrat ve ruhban sınıfı hâricinde genellikle kırsal halk, çiftçi veya serflerin çocuklarından oluşarak ortaya çıkmıştı. Yâni ana babası çiftçi ya da aristokratların toprakla birlikte alıp sattığı bir sınıfa mensubu iken, kendisi “iyi Hristiyan zengin Hristiyandır” şiârını vazeden Protestanlık desteğiyle yaptığı az çok birikim ile yatırım yapıp önce atölye sonra da fabrika kuran insanların sınıfı.
Bu burjuva sınıfı, hak istemek ve talep etmek yerine, hakkını almayı başardı. Hem de aristokrat ve ruhban vermek istemese de söke söke aldı. Aristokrat ve ruhban sınıf, burjuvanın gücünü fark ettiğinde iş işten geçmişti. Kilise artık aristokratların değil, girişimci ve yatırımcı burjuvaları destekliyordu. Dünyâyı cehenneme çeviren keşifler ve sömürge çağı da burjuva sınıfının girişimci ve açgözlü ruhuyla Kilise’nin hegemonik tavrının birleşmesiyle başladı.
Farklılık
Beşinci asın temsil ettiği sınıf, burjuvanın ve daha önceki sınıflardan farklı olarak, kendi sınıflarını bâriz şekilde oluşturmak yerine, güçlerini mevcut dört sınıfın hepsinde ve hepsinin içinde hissettiriyor. Âdeta her dört sınıfın yeni neslinden bâzıları bu yeni sınıfın mensubu oluyor. Sanki bir “joker” gibi, her gruptaki her kâğıdın yerini alabiliyor.
Artık günümüzde hem aristokrat, hem ruhban, hem çiftçi hem de burjuvanın içinde bu yeni grubun mensupları var. Bunlar dijital teknolojiye hâkim, çocuk denecek yaşta ama kendi sınıfında belli bir etkiye sâhip olan, devletler üstü sermâyeye hükmeden, kendini kabûl ettirmekle uğraşmak yerine, diğerlerinin kabul edeceği, daha doğrusu kabul etmek zorunda kalacağı ve kaldığı sistemi kuran bir grup.
Dışarıdan bakınca maça, sinek, koro ve kupa’dan birinin içinde gözüküyorlar. Tıpkı adına “telefon” denilen ama radyoyu, televizyonu, bilgisayarı, hesap makinesini, el fenerini, alarmlı saati, not defterini, ses kayıt cihazını, takvimi, kronometreyi, pusulayı ve daha nice cihazı içinde barındıran cihazları gibi, bu yeni sınıfın üyeleri de başka sınıfın adıyla, işâretiyle ve rengiyle gözükseler de, aslında içinde bulundukları sınıfa kendi kimliklerini vererek, kendilerini burjuvanın aksine dışarıdan değil içeriden kabul ettiriyorlar.
Ettirdiler, demek daha doğru olur. Onlara tepki göstermek ve onlara tavır almak için artık çok geç. Onlara tepki göstermek, sosyal medyaya sosyal medya üzerinden tepki göstermek gibi beyhûde bir şey. Elbette hepsi kötü ve yeni sınıf bütün diğer sınıfları yok edecek ve sınıfsız toplumlara da sızıp onları da değiştirecek, demiyorum. Ama tıpkı Karl Marx’ın Komünist Manifesto’nun başında “Avrupa’da bir hayâlet geziyor” dediği gibi, “Dünyâya yeni bir güç hâkim oluyor” demek mümkün.
Burjuvayı ortaya çıkan endüstriyel üretim tarzının dünyâyı içine soktuğu cehennemden ders alınırsa, bu cehennemden çıkmada yeni sınıf bir çözüm ortaya koyabilir. Çevre kirliliğinden, iklim değişikliğine kadar dünyâyı yaşanmaz bir gezegen hâline getiren endüstriyel üretim tarzından insanlığı hem vazgeçirme hem de endüstriye üretimin sunduğu imkânların başka yollarla devâmını sağlamasına yönelik çözümleri sunma konusunda bu beşinci as, tek başına “kare as”tan daha güçlü olabilir.