Bu sözleşmeye göre dört kulübümüz bu anlaşma hükümlerindeki ilk taksiti 31 Ağustos 2023 tarihinde ödeyecekler, son taksitin ödenme tarihi ise 31 Mayıs 2030. Kim öle, kim kala?
Uzun zamandır neredeyse yılan hikâyesine dönen Finansal Yeniden Yapılandırma Anlaşması geçen Cuma günü imzalanarak yürürlüğe girdi. Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor’un toplam 8.4 Milyar TL’lik (sekiz milyar dört yüz milyon Lira) borçları bu anlaşmayla ilk iki buçuk yılı ödemesiz ve sonraki yedi yılı peyderpey ödenecek şekilde ertelenmiş oldu.
Bu sözleşmeye göre dört kulübümüz bu anlaşma hükümlerindeki ilk taksiti 31 Ağustos 2023 tarihinde ödeyecekler, son taksitin ödenme tarihi ise 31 Mayıs 2030. Kim öle, kim kala?
Geçmişten gelen yanlışlıkların birike birike içinden çıkılmaz bir hale gelmesinin ceremesini gelecek yönetimlerin kucağına bırakmanın adı Finansal Yeniden Yapılandırma Anlaşması oldu aslında. Şu anda kulüpleri adına bu anlaşmaya imza koyan Başkanlardan hiç birisinin son taksitin ödeneceği 2030 yılında da kulüpte olmayacakları gerçeğinden hareketle bu anlaşmanın adı “benden sonra tufan” anlaşmasıdır bundan böyle.
Mecliste beklemekte olan Futbol Kulüpleri Yasası çıkartılıp; TFF’nin seçim ve delege sisteminin yeniden yapılandırılması, liglerin yönetimi, MHK ve diğer kurulların seçilerek oluşturulması gibi hayati hususlar ile kulüp yöneticileri için müteselsil sorumluluk, denk bütçe, altyapı/ öz kaynak düzeni gibi mecburiyetlerin ihdas edilmediği bir iklimde, bu anlaşmanın ne kadar uygulanabileceği ve taksitlerin nasıl ve ne kadarının ödeneceği ise şimdiden muammadır.
Mevcut başkanların kendilerine 31 Ağustos 2023’e kadar süre kazandıkları gerçeği dışında eldeki tek gerçek bu sürecin sonunda belki 2030’dan bile önce; Ziraat Bankası, Halkbank, Denizbank ve Yapı Kredi Bankası’nın portföylerinde ellerini öpene satabilecekleri bir asetlerinin olacağıdır.
Anlaşmanın şartlarını şöyle bir karıştırınca görüleceği üzere; A.Ş. statüsündeki kulüp futbol oluşumlarının yönetimlerinin özerklikleri oldukça daraltılmış ve dizginler bankalar konsorsiyumunun eline geçmiş gibi görülüyor. Her sene elde edilen gelirin en az yarısı borçlara karşılık olarak bankalara aktarılacak, İddaa, naklen yayın, isim hakkı gibi gelirler doğrudan bankalara transfer edilerek borçtan düşülecek.
Önümüzdeki sezon bu sezona göre en az yüzde 20 daha az bütçe ile yarışa başlanacak, diğer sezonlarda bu oran her sene bir önceki sezonun daha altında tutularak tasarruf edilen miktar borç ödemesinde kullanılacak. Eğer sezon gelirleri önceki sezona göre artış gösterecek olursa artan miktar futbol için kullanılmayacak 2030 yılında ödenmesi gereken taksit miktarlarından mahsup edilecek. Böylece vade mümkün olduğunca kısaltılmaya çalışılmakta.
Bankacılık sistemini ve bankaların kârlılığını anlatan çok güzel bir deyiş vardır bilirsiniz; “vatandaş banka soyarsa bu suçtur ama bankaların vatandaşa yaptığı uygulamalara -kârlılık artışı-“ denir.
Daha önce 5 yıl olarak yapılan anlaşmanın bu kez 9.5 yıla uzatılmasında Beştepe’nin müzaheretinin hakkını bütün başkanlar veriyorlar. Ne var ki onların hemen hepsi ya bu sene ya da seneye artık yönetimde olmayacaklar ki? Sırtlarında yumurta küfesi yok bir yerde. Dernekler Yasası ile kulüp yönetmenin sağladığı konforla Türk Futbolunun geleceğini pek de güzel şekilde ipotek ettirebiliyorlar.
Aslında böyle bağlayıcı bir anlaşmanın bu dört kulübümüzün de Genel Kurulları tarafından görüşülüp onaylanması gerektiği halde, pandemi şartlarında bu türden toplantı yapmanın yasak olmasının arkasına sığınarak bir oldu-bitti ile anlaşmanın imzalanması bile başlı başına dava konusu olduğu halde herkesin lay lay lom modunda olması da bir garip ya neyse!
PS: Biraz erken olacak belki ama Beşiktaş’a ve Sergen Hoca’ya Şampiyonlar Ligi’nde başarılar dileriz.