Yaradan; acıyı ve derdi yarattığı her canlıya/cansıza vermiş sınamak için lakin gelin görün ki tüm hepsini kaldırabilen bir tek insan olmuş…
Taş çatlamış, sular çekilmiş, otlar-ağaçlar-ormanlar kurumuş, hayvanlar göç etmiş bir tek insan kaldığı yerden kalkmış ve hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam etmiş.
Bunun adına kimi arsızlık demiş kimi de güçlü
olmak demiş. Benim gibi bir kesim de bunun adını “bencillik” koymuş çünkü
herkese ve her şeye duyarsız kalarak sadece kendini yaşatmanın tanımıdır
bencillik!
Şahit olduğumuz ve bizzat yaşadığımız savaşlar, soykırımlar,
ölümler, sürgünler, acılar, adaletsizlikler, fahiş fiyatlar ve uygulamalar
eşliğinde bir bayrama daha hazırlanıyor İslam Dünyası…
Yaradan’ın verdiği her acıya dayanabilen tek
varlık olan insanoğlu bu bayramda da hiçbir şey olmamış ve olmayacakmış gibi
davranacak biliyorum. İhtiyaç sahiplerini görmeyecek, kestiği kurbanları
paylaşmadan dolabına dolduracak, büyüklerini-akrabalarını-komşularını unutup
tatil yapmaya koşacak…
“Bayram Ruhunu” layıkıyla yaşamayan İslam
Dünyası, bu bayramda da coğrafyasında yaşanan savaşlara ve zulümlere
gözlerini/kulaklarını/kalplerini kapatacak. Bayramın yüzü suyu hürmetine
ellerini açıp dua da etmeyecek “Allah’ım sen zorda kalanlardan yardımını eksik
etme” diye.
Velhasılı kelam bir bayram daha gelip geçecek
duyarsız, duâsız, sevgisiz, saygısız, adaletsizce.
Dünya iyi bir yere gitmiyor bu belli fakat bana
göre bu gidişattan daha kötüsü; gelen her kötü güne insanlığın hemen adapte
olması ve hiçbir şey olmamış gibi hayatına kaldığı yerden devam etmesi. Halbuki
insanlık dünyanın korunması ve ekolojik dengenin bozulmaması adına sigorta
görevi üstlenmelisi için üstün özelliklerde yaratılmıştı. Ekolojik dengenin
adaletli hakimi olması gereken insanoğlu görevini yerine getirmek yerine en
tehlikeli virüs misali gelen her zorluk karşısında mutasyona uğradı ve sadece
kendisini koruma altına aldı.
Dünya hızla silahlanıyor, yeni savaş planları
küresel masada, enflasyon-kıtlık-kuraklık-göçler tüm ülkeleri zorluyor, uluslararası
yeni kaos oluşumları her an hayata geçebilir ve daha nicesiyle zorlu bir
yüzyıla geçtik.
Farkındaysanız insanoğlunun yarattığı bunca
olumsuzluğa karşı Yaradan da “ilahi adaletini” hızla devreye koymaya başladı. Unutulmasın
ki bu ilahi adalet; sükûtlara, sabırlara, sevgiye, saygıya, empatiye, samimiyete
itibar ediyor.
Var mısınız bu bayram bir ilki yaşayalım ve
yaşatalım. Samimiyetle kalplerimizin kapılarını açalım ve içindeki;
dualarımızı, emeklerimizi, adaletimizi, sevgimizi, tebessümlerimizi, saygımızı
saçalım dünyaya. Zira neyi hissedersen, yaşarsan ve yaşatırsan ilahi adalette
sana onu sunar…
Şeker Tadında Nice Mutlu Bayramlara…