MHP lideri Devlet Bahçeli'nin önceki gün yaptığı grup konuşması fevkalade önemli..
Hatırlatmak isterim ki şu sözler siyasetin deneyimli isminden geliyor:
“Bugün İran'ın başına gelen felaketin Allah korusun ama Türkiye'de de yaşanabileceğini düşünmek bir vehim değil, suyu uyutup kendisini ayık tutan mihrakların gerçek niyetlerini az çok yorumlamış olmamızın sonucudur. (...)Tedbir, temkin, güvenlik önlemi kaçınılmaz ihtiyaçtır. Emniyet ve yargı içine yuvalanmış oluşumların kumpas hazırlıkları deşifre edilerek alayı yakayı ele vermiştir. Mesele zamanın akışına bırakılamaz..”
Türkiye’de kendince kumpas kuran oyun tezgahlayanların şimdiye kadar neler yaptıklarına hatırlayarak neler yapabileceklerini düşününce Devlet Bey’e hak vermemek elde değil.
1959’da bizim için hayati önemdeki Kıbrıs meselesinin düğümünü çözmek için İngiltere’ye uçan Adnan Menderes’in uçağı sis yüzünden Londra yakınlarındaki ormanlık bir alana düştü. Bilinen uçaktaki 24 yolcudan 14'ünün hayatını kaybettiği.. Bu kazadan akıllarda kalan iz başbakanın mucize eseri kurtulmasıydı. Ancak gelin görün ki Adnan Menderes kazadan iki yıl sonra 27 Mayıs 1960 darbesini yapan subaylar tarafından asılarak idam edildi.. Bu yol bir kere açılmaya görsün.. Ardından diğerleri geldi.. 22 Şubat 1962, 21 Mayıs 1963 darbe girişimleri, 9 Mart 1971’de akim kalan darbe planı, 12 Mart 1971’de muhtırayla gelen askeri müdahale 12 Eylül 1980 darbesi, 28 Şubat 1997’de ‘post modern darbe’.. 17-25 Aralık 2013, 7 Şubat 2012 FETÖ darbe girişimleri, nihayet 15 Temmuz 2016 FETÖ kalkışması...
Devlet Bey, Aziz Nesin’in ünlü lafını söylüyor: “Başımıza gelenlerden korkmadığımız için bütün korktuklarımız başımıza geldi..” diyor.
Bu sözlerin muhatabı ise en başta cumhurbaşkanı olmak üzere siyaset sahnesinin aktörleri.
Geçmişte ne olduysa oldu, ama artık devir değişti o zaman yaşananlar tekrar olmaz demenin adı ‘resmi rehavet’tir...
Bunun bedelinin ne olduğunu ise biliyoruz..