Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Çin'deydi.. Ve her zaman olduğu gibi 'saygıdeğer basınımız' gündelik harcıalem mevzularından kafasını kaldırıp 'Acaba ne oluyor..' diye bir soru işareti veya merak vurgusu yapmadı.
Fidan’ın Çin devlet başkanı ve mevkidaşıyla görüşmesi, yaptığı uzun konuşmanın ayrıntıları öyle dursun ana hatları bile bizimkileri silkelemedi. Oysa muhtemelen Hakan Bey gerek istihbarat gerekse hariciye kariyerinde herhalde bu denli ağırlıkla ekonomi konuşmamıştır. İlişkilerin teknoloji boyutu, eğitim, ticaret v.s.
Ne oldu da Fidan böylesi bir yeni parametreyi sergileme ihtiyacı hissettiği sorusunun cevabı üzerinde durmak lazım..
Bence Türkiye ABD’yle ilişkilerinde beklediği karşılığı bulamadı. Hatta daha ötesi Türkiye sadece ABD’den değil Washington’un iteklediği AB’den gelen işaretlerden de rahatsız oldu. Neredeyse 3. dünya savaşına dolu dizgin koşan Avrupa, Rusya’yı kışkırtmak için şuursuzca açıklamalar yapan AB ve NATO üyeleri seçtikleri ‘yeni yol’da Ankara’yı arzuladıkları kıvamda görmediklerinin altını her fırsatta dillendirirlerken Hakan Fidan’ın çıkışı zamanlamasıyla son derece yerinde oldu. Fidan’ın açıklamalarının Rusya ve ABD’deki yansımalarının Türk basınına kıyasla daha ağırlıklı olması da manidar...
Bu hamur daha çok su kaldırır.