Diyelim ki, bir karşılaşma öncesi rakip kulübün başkanı, geçmişte sinirlendiği Aziz Yıldırım'a bir tokat attı.
Diyelim ki, bir karşılaşma öncesi rakip kulübün başkanı, geçmişte sinirlendiği Aziz Yıldırım’a bir tokat attı. Durup dururken. Şimdi saçmalayarak, önceki gün yaşanan olayları savunmaya çalışanlar sizce ne söyleyebilirler?
Aziz Yıldırım’ın yaptığının ne savunulabilecek bir yanı var, ne de taraftarlıkla boğuntuya getirilebilecek. “Ama onlar da bunu yaptı” diyebilen kimse, sadece şiddete prim vermiş olur. Üstelik kendilerine yönelik benzer bir hareketin de önünü açarlar. O zaman hiç bir karşılaşma yapılmasın. Başkanlar sahaya çıkıp tekme tokat birbirlerine girsinler. Kazanan maçın da galibi sayılsın. Üstelik izleyici de artar, kulüpler daha çok para kazanır.
Şiraze, ciltçilikte, kitap ciltlemekte kullanılan bir deyim. Sayfaları birbirlerine yapıştırmak için kullanılan kumaş, kağıt ya da tülbent parçasına verilen isim. Eğer şiraze düzgün olmazsa sayfaların düzgün olması mümkün değildir. Sayfalar, birbirine yapışır ama, artık sarmal çıkılan bir merdiven gibi yamulma eğilimi gösterir. Halk arasında genellikle “dengesini kaybetmiş” anlamında kullanılan bu deyim, tam da Aziz Yıldırım’ın durumuna uygun. Anlaşılıyor ki, ruhsal durumu Fenerbahçe gibi bir büyük kulübü yönetmeye uygun değil. Bildiğin dengesiz hareketler yapıyor.
Daha da kötüsü, Aziz Yıldırım, Yakındoğu Üniversitesi Kadın Basketbol Takımı Başkanı Işıkeyigüngör’e saldırmasının ne kadar vahip bir durum olduğunun farkında bile değil. Yaptığı işi savunmaya çalışıyor. Böylesi agresif ve yanlış bir hareketi savunabildiğine göre suç ve gerçek arasındaki bağlantısının kopmuş olması gerekir. Ki bu durum başka psikolojik sonuçlara götürür.
Aziz Yıldırım olay sonrası yaptığı açıklamalarda kendi sporcularının daha yüksek ücret ödenerek transfer edildiğini söylüyor. Eee, bunun nesi suç, nesi günah.
Aziz Yıldırım eğer kadın başketbol takımından sporcu transfer edildiğinde başkanlara saldırıyorsa, futbol takımında böyle birşey yaşandığında neler yapmaz. Herhalde böyle bir şey futbol takımında olsa silahı çekip vuracak. Bunda da kendine haklı gerekçe bile bulacak.
Ayrıca yaşanan gelişmelerde bir başka abukluk daha var. Meğer Yıldırım’ın saldırdığı kişiler Fenerbahçe üyesiymiş. Ve Azız Yıldırım bunları üyelikten atacakmış. Fenerbahçe Kulübü’nün tapusunu kim Aziz Yıldırım’a verdi? Koca kulüp dengesiz ve saldırgan bir başkanın kendi malı mı? İstediğini atacak, istediğini atmayacak?
Türkiye’de spor ile ilgilenen ne kadar disiplin kurumu varsa bu duruma müdahale etmeli. Böylesi açık bir saldırganlık eğer cezasız bırakılırsa bundan sonra olacakların sorumlusu onlar olur. Fenerbahçeliler için de şunu söylemek isterim: Sizin tuttuğunuz takımın başkanı olabilir. Ama bu muhakemenizi gölgelemesin. Bu durum, ‘benim takımım saldırdığında iyi, bana saldırıldığında kötü’ haline gelirse daha kötüleri yaşanır.