Türkiye birçok bakımdan liberal bir ekonomidir.
Fakat iş bankacılığa gelince kartel yapısı aşılamaz. Bankacılıkla ilgili her alanda bütün imtiyazlar illa ve sadece bankalar tarafından kullanılır. Örneğin ATM hizmeti bu şekildedir.
ATM (Otomatik Vezne Makinesi) cihazı teknolojisi 1960’larda icat olmuş ve o günden bu tarafa yaygınlaşarak kullanımı artmıştır. Temel olarak nakit temini için kullanılır. Birçok ekonomide banknot basımının sona erdirilmesiyle ilgili bir gündem oluşmaya başladıysa da nakit var oldukça iyi bir yatırım alanı olarak ele alınabilir. Aslında varlığı bankalar için maliyet azaltıcı bir üründür. Fakat çapraz banka kartı kullanımlarında komisyon tahsil edilerek karlılık desteklenir.
Kar getiren böyle bir ürünün banka imtiyazına terk edilmesiyse sorgulanmalıdır. Dünyada birçok ekonomide banka olmadığı halde ATM cihazı işleten yapılar bulunurken Türkiye gibi finansal teknolojisi gelişmiş bir ülkede bulunmuyor olması bir kartel dayatması olarak ele alınabilir.
Yok, bankalar “biz bu üründen kar etmiyoruz” diyorlarsa zaten gönüllü olarak alanı açmaları gerekir.
Kartel yapısının kontrolü altında olan bir diğer ürünse online/mobil bankacılık ürünleridir. Bu alanın da özel yatırımlara açılabilecek olması mümkünken henüz dünyada bu imtiyaz terk edilmemiştir. Hâlbuki bankacılık gelecekte kullanıcı sayılarıyla değerlenecek bir sektördür. Tıpkı sosyal medya siteleri gibi kullanıcı sayısı gelişimiyle piyasa değeri arasında ilişki kurulacaktır. Elbette bugün de bir banka değerlemeye konu olsa kullanıcı sayıları bir kriter olacaktır. Fakat banknotun terk edildiği halde bankalar sadece bir yazılımdan ibaret kalacak ve değerlemede tek unsur olarak kullanıcı çokluğu belirleyici olacaktır.
Merkezileşmemiş para mekanizmalarının da işlemeye başladığı düşünüldüğünde online/mobil tarafta birçok bankanın ortaya çıkacağı anlaşılabilir. Çünkü bankaların temel faaliyetlerinin önemli bölümü ödeme hizmeti sunmalarıyla gelişir. Ödeme sistemleri ilk günden beri bankaya olan ihtiyacın asıl kaynaklarından birisidir. İlk ödeme sistemiyse banknottur. Bugün kartlı sistemler millileştirilen banknotun yerini almıştır.
Yakında kripto poslar mobil sistemlerle beraber bir ödeme mekanizması kuracaktır. O gün geldiğinde online/mobil bankacılık kontrolsüz bir alana geçmiş olacaktır.
Bu alanların liberalleştirilmesi ürkütücü gelebilir. Fakat olacak olandan kaçılmaz. Kripto tarafta kontrol dışına çıkmadan online/mobil bankacılık hizmetlerinin banka dışı yatırımcılara açılması ve kullanıcı tabanının genişletilmesine dönük sürdürülebilir stratejiler geliştirilebilir. En azından alan açılmasa dahi düzenlemeleri bu gelecek perspektifine göre geliştirip proaktif olmakta fayda vardır.