Uzun süredir aklımı, düşüncelerimi sorgulayan yüreğimin takıldığı bir konu var.
Farkında mısınız, bilmiyorum.
Uzun süredir aklımı, düşüncelerimi sorgulayan yüreğimin takıldığı bir konu var.
Gizli düşman mı, bilemem.
Sinsi düşman mı, bilemem.
Ama bildiğim varsa, ya da anladığım varsa, aslında seni, için için hiç sevmeyen biri olduğu kesindir.
Konumuz şu;
İster arkadaşın, ister dost bildiğin, ister kardeşin ister kim olursa olsun, yakınlık mesafesinin adının önemi yoktur.
Sen anlatırsın.
Hayattan, başka insanlardan, yaşananlardan, başına gelenlerden.
O dinler.
Gözleri derin boşlukta.
Cümleleri karşı tarafa taşınmış.
Karşı taraf kim?
Her kimse o, bir önemi yok. Yeter ki senin karşında olsun.
İlla karşı taraftan cümle kuracak.
Diyorsun ki! çok gürültü yapıyorlar, diyor ki eh diyor! yaz tatilindeler yapmasınlar mı?
4 kişi diye geldiler, 8 kişi oldular, eh diyor! Misafir de mi ağırlamasınlar.
Dondurma çok pahalı diyorsun, eh diyor! ucuz ne kaldı ki.
Euro 29 TL olmuş diyorsun, o yanındaki kuruş ile, hayır diye düzeltiyor.
Su tedarikinde sorun varmış diyorsun yooo burada dolu diyor.
Adam, nereye park edersem, arkamı kolluyor, çıkar çıkmaz oraya giriyor sinir bozucu diyorsun, eh diyor tesadüf olabilir.
Hayattan ne konuşursan, o hemen karşı taraftan cümle kuruyor.
Çok seviyor karşı tarafı
Hava sıcak diyorsun, bugünleri ararsın diyor, plajlar çok pahalı 4 bin TL verip nasıl gidiyorlar diyorsun, eh diyor! parası var ki gidiyor diyor.
Allah Allah.
Evet ya, haklısın valla dediği tek cümlesi yok.
Haklısın, çok gürültü var, haklısın dondurma pahalı, haklısın dediği tek cümlesi yok.
Yanında değil, yanında yok.
Nerede.
Karşında.
Ne kadar yorucu.
Yahu neden? Yan yana birbirimizi anlayarak sohbet edemiyoruz da, o zaman neden beraber sohbet ediyoruz ki.
Yan yana isek, yan yana sohbet etmeliyiz.
Burası üniversite amfisi değil ki, karşı karşıya konuları tartışalım.
Ne desen yok etmek üzere, elinde el bombası bekliyor sanki.
Ne desen I ıhhhh olmuyor.
Ne söylersen yok edecek.
Bazen, kendi kendi içsel hayır demelerinden yoruluyor ve cevap vermiyor.
Ama bakışları, gözlerinin içi, söyleyemedikleri yine karşı tarafa taşınmış.
Bu daha fena.
O gözler yok mu, o gözler.
Boşuna demiyorlar, kalbin aynasıdır diye.
İnanın çok gereksiz.
Ve inanın, toksik bir ilişkiniz var demektir.
Sakın yanlış anlamayın.
Sizinle her konuda aynı fikirde olsun, sizi onaylasın demek, asla istemiyorum.
Demem o ki.
Sizi sevmiyor aslında.
Belki gizli fesat.
Adı her ne ise!
Ne söylersen söyle, karşı tarafa taşınan insana izin verin, konu ne ise gitsin, o tarafa taşınsın.
Bırakın.
Kalbinin aynasına doğru yol alsın.
Hayat çok kısa.
Ve hayat gitgide çok zorlaşıyor.
Yaşamak, nefes almak, iyi insanlarla, iyi gözlerle karşılaşmak hakkımız değil mi?
Haklısınız deyin lütfen
Yan yana olalım.
Funda'nın aklındakiler..
… Şarkıcı İbo Tatlıses,
Demiş ki;
Küçük oyuncu Beren Gökyıldız'a 5-6 kilo vermesi gerek, kiloyu verdiği zaman yanaklarının şişi de inecek.
Görsel olarak iyi görünmüyor, zayıf olmakta yarar var, kız iyi bir oyuncu.
Gerçekten olağanüstü bir yetenek ve çok iyi oyuncu.
Yaşı gereği, büyüyor, vücut gelişiyor ve ergen yaş, yani kilo alması çok normal.
Kocaman adam.
Kadına şiddete girmese bile, küçücük bir kıza zayıfla demek, 5-6 kilo fazlan var demek, ne kadar ayıp.
Ayıp nedir, bilmek lazım.
Kızın annesi ve babası var.
Sanırım onu, İbo’dan daha çok düşünen insanlar vardır.
Sana ne ki.
Kilo iyi durmuyormuş
Sen tüm hayatın boyunca; iyi duran ne yaptın ki?
Bana şu anda doktorum hariç, biri zayıflaman lazım dese çok kötü cevap veririm.
Biraz susun be kardeşim.
Dede olmak da yetmiyor.
Funda'nın aklındakiler..
... Bazı ailelerin, analarının, çocuklarının derdi hiç bitmiyor.
Hep bir sorun var.
Hep bir olay var.
Analar ve ayrılık ve ihanet ve aldatılma hikayeleri.
Kızlar, sevgililer, psikolojik şiddet ve tehdit hikayeleri.
Tokatlar havada uçuşuyor hikayeleri.
Konuşma yasağı hikayeleri.
Ev sahibi ile tahliye ve kira sorunları hikayeleri.
Aklım almıyor.
Ne kadar yorucu insanlar.
Her gün sorun ile uyan, akşama kadar sorunlarla yaşa ve o sorunlarla uyan.
Ve yeni sorunlar yaratma çabasına gir.
Sorun yaratma atölyesi var sanki, çalışıp duruyorlar.
Ve hatta! mesaiye kalıyorlar.
Ne kadar trajik ve komik göründüklerinin farkında değiller.
Neden mi?
Dünya, sadece onlar için dönüyor sanıyorlar.
AH canım ya.