İstanbul'un mahalle dokusunu muhafaza eden semti Anadolu Hisarı'ndayız.

Geçtiğimiz haftalarda yurt dışı ile ilgili bilgiler aktarmıştım. Bu hafta İstanbul' un en tatlı semtlerinden Anadolu Hisarı ile ilgili bir yazı kaleme almak istedim. Buyrun Anadolu Hisarı'na gidelim.

İstanbul’un mahalle dokusunu muhafaza eden semti Anadolu Hisarı’ndayız. Göksu Deresi’nin güzelliği, meşhur yalıları, çarşısı ve tarihi 1395’li yıllara dayanan ve semte adını veren hisarıyla görülmeye değer bir boğaz semti burası. Anadolu Hisarı yıllarca Rumeli Hisarı’nın gölgesinde kalmış bir yapı. Haliyle bölge de öyle. Fakat son yıllarda özellikle hafta sonları gezi severlerin uğrak yeri olmuş semt. Göksu Deresi’nin kenarındaki mekanların bu ilginin artışındaki etkisi büyük. Her zaman söylediğim gibi, gezmeyi seviyorsanız ve vaktiniz varsa hafta içi sabahları tercih edin. Tadına doyamayacaksınız. Semtin simgesi olan Anadolu Hisarı Boğaz’ın en dar noktasında arz-ı endam eder. Yıldırım Bayezid’in isteğiyle karakol olarak inşa ettirilen hisar, 7 dönümlük arazi üzerine kurulmuş. Yapı, iç ve dış kale ile surlardan oluşuyor. Yapının özellikleri ve tarihsel kaynaklardan anlaşıldığına göre İç kale Yıldırım Bayezid döneminde, dış surlar ise Fatih Sultan Mehmet döneminde yapılmış. Boğaz’ın hakimiyetini sağlamak ve Karadeniz’e açılan gemilerin güvenliğini sağlamak için inşa ettirilen Anadolu Hisarı, boğazın en dar yerinde bulunuyor. Anadolu Hisarı – Rumeli Hisarı hemen karşısındaki Rumeli Hisarı’nın dörtte biri büyüklüğündeki yapı dağınık şekliyle dikkat çekiyor. Zamanla o alandaki yapılar yıkılarak ortasından yol geçirilmiş. Rumeli Hisarı gibi bütün bir yapı değil, biraz daha bakımsız ve tahrip edilmiş. Yakın zamanda restorasyonu tamamlandı. Ve Konserler dahi yapılmaya başlandı O dönem güzelliğiyle göz kamaştıran Rumeli Hisarı’ndan ayırt edilebilsin ve dikkat çeksin diye yapıya Güzelce Hisar da denilirmiş.

Bölgedeki dikkat çeken bir yapı da kalenin hemen önündeki Namazgah. Kaleyi koruyan askerlerin rahatça namaz kılabilmeleri için Fatih Sultan Mehmet tarafından XVIII. Yüzyılda yaptırılan Anadolu Hisarı Namazgahı yemyeşil bir bahçe içinde ilk günkü güzelliğiyle ziyaretçilerini bekliyor. Kıbleyi gösteren dikili bir taş ve geniş alandan oluşan yapı açık havada ibadet etme olanağını sağlıyor. Benzer taş mihrap ve minberi bulunan namazgahın birer örneklerini Maçka ve Kadırga’da görmek mümkün. Komodor Remzi Bey Yalısı / Erdal İnönü Yalısı olarak da bilinir. Anadolu Hisarı Boğaziçi’nin en gözde ve kıymetli yalılarına da ev sahipliği yapıyor. Komodor Remzi Bey (Erdal İnönü’nün yalısı diye de geçer), Zarif Mustafa Paşa, Nuri Paşa, Bahriyeli Sedat Bey ve Hekimbaşı Salih Efendi yalıları bunlardan bazılarıdır. Semtte görülmeye değer tarihi eserlerden biri de 1752 yılında Sadrazam Divittar Mehmet Paşa tarafından yaptırılan Küçüksu Kasrı’dır. Türk mimari tarihinde çok önemli bir yere sahip olan kasrın yapımında tamamen ahşap malzeme kullanılmış. Birçok devlet adamına ev sahipliği yapan kasır günümüzde Milli Saraylar’a bağlı ve ziyarete açık. Ayrıca kasrın hemen yanında 3. Selim’in annesi Mihrişah Sultan için yaptırdığı Mihrişah Sultan Çeşmesi de görülmesi gereken diğer bir tarihi eser.

Anadolu Hisarı denilince akla ilk gelen yerlerden ikisi de Göksu ve Küçüksu mesire yerleridir. İstanbul’daki anılarını ve gezi notlarını yayımlayan Julia Pardoe, Türkçeye 18. Yüzyılda İstanbul ismiyle çevrilen The Beauties of Bosphorus adlı kitabında Göksu’ya şu satırlarla anlatmış: “Vadinin kendisi çok güzeldir; çimenler kentin başka hiçbir yerinde olmadığı biçimde parlak ve boldur. Yazın, tatil günü olan Cuma günlerinde her sınıftan insan, akan dere, çiçekler, yapraklar ve güneşin tadını, büyük bir zevkle ve ancak Doğuluların yapabileceği bir şekilde çıkarırlar. "Osmanlı döneminde Anadolu yakasındaki en rağbet gören mesire yerleri olan Göksu ve Küçüksu günümüzde de oldukça ilgi gören yerler arasında ilk sıradaki yerini koruyor. Osmanlı döneminde vazgeçilmez eğlenceler olan boğaz sefaları, sandal gezintileri, dere kenarındaki ortaoyunları, sanatsal etkinliklerle Göksu ve Küçüksu mesire yerleri doğal güzellikleri ile bugün de ilgi çekiyor. Dere boyunca restoranlar, balık lokantaları ve rengarenk kahveler boy gösteriyor. Özellikle Pazar sabahları kahvaltı için gelmek istediğinizde çok kalabalık olduğunu görüp yer bulamadığınızda sakın şaşırmayın. Anadolu Hisarı bölgesindeki tüm bu popüler mekanlar içinde bizim size iki tavsiyemiz olacak. İlki, sahildeki Öğretmenevi. Hem uygun fiyatları hem de Boğaz’ı en güzel haliyle seyredebileceğiniz manzarasıyla eşsiz bir atmosfere sahip. Hafta sonları canlı müziğe rastlama olasılığınız yüksek. Bir diğer tavsiyemiz de hemen iskelenin yanındaki çay ocağı. Denize nazır uygun fiyatlı çay içip mahallenin kokusunu içinize çekmek için ideal.

Sonra hemen iskelenin karşısındaki yokuştan yukarı çıkmaya başlayın. Tırmandıkça geride muhteşem bir manzara, ilerde mahallenin eski evleri sizi bekliyor olacak. Mevsim kışsa soba kokuları, yaz ise kuş cıvıltıları eşliğinde her sokakta ayrı bir sürpriz sizi bekliyor olacak.

GÜNÜN SÖZÜ: KIZ SEN İSTANBUL 'UN NERESİNDENSİN?