Normal şartlarda işe gidip gelen veya evinizde oturan bir Amerikalısınız.
Normal şartlarda işe gidip gelen veya evinizde oturan bir Amerikalısınız. Haliyle ülkenizi seviyorsunuz. Sonra birden bire jüri olduğunuzu öğreniyorsunuz. Mahkemeye gittiğinizde görüyorsunuz ki uzak bir ülkeden bir adam kendi ülkenizi dolandırma iddiasıyla yargılanıyor.
Üstelik bu 'Suçların' 30 yıldır düşman belleğiniz bir ülke için (İran) yapıldığını söylüyorlar.
O kadar savcı, hakim ülkenizin kocaman kurumları, kuruluşları ayağa kalkmış. Ve size soruyorlar: "Eee, sen ne düşünüyorsun?" diye.
Ne dersiniz?
Sizce Amerika'nın koyduğu yasaların sadece kendini bağladığını, başka egemen bir ülkenin, başka bir ülke vatandaşının uyma zorunluğu olmadığını, tüm bunların devasa bir politik komplo olabileceğini düşünür müsünüz?
Ya İran-Amerika ilişkilerini, Türkiye'nin konumunu, bilmek ister misiniz?
İşte zurnanın zırt dediği yer aslında burası. Çünkü jürinin Hakan Atilla'yı suçlu bulduğu 5 başlığın 4'ü "Amerika" diye başlıyor.
- ABD ve özellikle de ABD Hazine Bakanlığı'nı dolandırmak için kumpas kurma,
- Amerikan Uluslararası Acil Ekonomik Güç Yasası'nı delmek için kumpas kurma,
- Amerikan bankacılık sisteminde sahtekarlık yapma,
- Amerikan Bankacılık sisteminde sahtekarlık yapmak için kumpas kurma
Hangi ortalama Amerikalı kendi ülkesinin taraf olduğu bir davada karşı tarafın haklı olabileceğini düşünür. Sadece Amerikalılar için değil. Her hangi bir ülke için bu mümkün mü?
İşte aslında hile burada. Amerikalılara Amerika'yı sormak.