Az sayıda fâniye nasip olacak bir sevgi ve muhabbetle Fenerbahçe Tarihi'ne adını yazdıran Alex De SOUZA, bu hafta içi çarşamba günü Türkçeye de çevrilen kitabı/biyografisinin imza günü için İstanbul'a geldi ve ayağının tozu ile EMAAR'daki D&R Kitabevi'nde hayranlarıyla buluştu. (Gelmesiyle gitmesi bir oldu, izdiham oldu bir ara.)
Alex’in uzun bir aradan sonra İstanbul’a gelmesi farklı yorumlara da sebep oldu. Başkan Adaylarından Ali KOÇ hemen bir açıklama yaparak bu davet ve ziyaret organizasyonunun kendisi ve çevresi ile ilgili olmadığını, seçim sürecinde böyle bir çıkışın centilmence olmayacağını ifade ederek kenara çekildi, Sadettin SARAN da buna benzer bir açıklama yapma ihtiyacı hissetti.
“Düğün değil bayram değil, eniştem beni niye öptü?” gibi bir durum var şu anda ortada. Birileri bir oyun kuruyor ama analiz edecek veri yetersiz bu dakikada. Sosyal medyada yer alan yığınla tezvirat arasından hangisinin doğru hangisinin yanlış olduğunu anlamak çok kolay olmadığından sebep-sonuç ilişkisi denklemi ile bazı tespitler yapılabilir.
Cui-bono? Latince “kimin çıkarına?” demek. Ceza hukukunun temel kavramlarından. Agatha CHRISTIE romanlarının başkahramanı Herculê POIROT; bir cinayet dâvâsı ile karşılaşınca bu felsefeden hareketle “bu cinayetten kimin ne menfaati olabilir?” sorusuna cevap arardı. Genellikle de fâil teşhisinde isabet sağlardı.
Mevcut yönetim açısından bakacak olursak onlar için hiç de “Cui-bono” değil bu durum. Durduk yerde uğraşacakları bir figür daha demek Alex onlar için. Bütün enerjilerini Balotaj Kurulu’nu evrak kayıt bürosu gibi çalıştırıp, kendilerine oy verecek rakip takım taraftarlarını bile kulübe üye yaparak, delegeleri “kolonize” etmeye vermişken Alex’le de uğraşmak zorunda kalmak can sıkıcı en azından. Onunla uğraşana kadar boks ve yelken şubesine bir kahvaltı ısmarlamak daha efektif sandık açısından.
Ali KOÇ, zaten tehlikeyi erkenden görüp kendisine yönelecek okları boşa çıkardı, “Bizim ilgimiz yok” diyerek. İçeriden-dışarıdan bütün engellemelere rağmen ulaşabildiği üyelere kendini ve projelerini anlatmaya çalışan bir aday için Alex; aleyhte de kullanılabilecek bir isim. Fenerbahçe’den ayrılışı ve sonrasında kitapta bahsedilenler en azından objektif değil. Alex’in kitabında kendi açısından ve kendisini temize çıkaran bir dil ve üslup hâkim. Bu çetrefilli durum ve olaylar Ali KOÇ’a yarar değil zarar verir hele ki; algı ayarlarıyla oynanmış delege gözünde. Ali KOÇ’un temel hedefi; delegelerin zihninde net bir şekilde yer etmek ve Aziz YILDIRIM için “acaba” sorusunu sordurmak sandık başında.
Aykut KOCAMAN ve yakın çevresi için de; kör-topal hedefe ilerlerken tribünlerin Alex-Alex diye bağırması en son isteyecekleri şey mantık açısından. Fenerbahçe’ye yakışmayan bir dolu “kazma” oyuncu grubuyla ve tribünlerin hiç alışık olmadıkları defansif ve edilgen bir oyun tarzıyla başarılı olmaya çalışmak camianın genlerine ters ama Aykut Hoca da “ters” adam zaten. (Aykut Hoca en masumları bu ziyaret söz konusu olduğunda.)
Üniversite sınavlarında eskiden bazı soruların cevabını bulmak için cevap şıklarından yola çıkardık, cevaplardan eleye eleye cevap şıklarını en az ikiye indirir daha sonra şansımızın yardımı ile “sallardık” tutarsa ne âlâ, tutmazsa Mualla olurdu. Burada da Alex’in gelişinin kimin işine yaramadığını –kendimizce- tahlil etmeye çalıştık.
Madem hafta sonuna uygun “geyik muhabbeti” yapıyoruz; buyurun komplo teorisine: Alex’in ziyaretiyle ilgili geriye potansiyel fail olarak ezeli ve ebedi rakip/dost iki camia kalıyor. Galatasaray veya Beşiktaş. Fenerbahçe’nin şampiyonluk yarışında her halükârda hasar alabileceği böyle bir hamleyi içerden yapacak kimse bulamadığımızda “Cui-bono” ezeli-ebedi rakipler oluyor bu durumda.
Mario PUZO’nun filmi de çekilen The Godfather/BABA romanında rakip ailelerden BARZINI Ailesi ile ilgili olarak Don Vito CORLEONE oğlu Michael’a şu uyarıda bulunur: “Önce Barzini sana karşı harekete geçecektir. Tamamen güvendiğin biriyle bir toplantı ayarlayacaktır. Güvenliğini garanti edecektir ve o toplantıda seni öldürecekler, Bu Barzini toplantısı teklifini sana kim getirirse... hain odur. Bunu asla unutma.” der. Buradan yola çıkarak bu akşamki maçta Alex’in kimin locasında misafir edildiğine dikkat edersek fâil konusunda bir fikrimiz olabilir.
Dostça başlayıp, dostça biten bir maç olması dileklerimizle, hepimize iyi hafta sonları.