Toplumun yaygın görüşü erkeklerin daha fazla aldattığı yönünde.
Aldatma günümüz ilişkilerinde en sık karşılaşılan ve ilişkiye en fazla zarar veren durumların başında gelmekte. Bu konuya daha önce “Evlilikte sadakat” başlıklı yazımda değinmiştim. O yazımdan da bazı alıntılar yapacağım.
Toplumun yaygın görüşü erkeklerin daha fazla aldattığı yönünde. Fakat görünen o ki aslında kadınlar da erkekler kadar aldatmakta. Ancak kadınlar bu konuda daha hassas. Konu aldatan eşin özür dilemesiyle değil karşısındakinin bunu unutmayı düşünmesi ve istemesiyle kapanıyor; ama asla kadınların beyninden bu olay silinmiyor.
Aldatma psikolojisi üzerine tam olarak neleri biliyoruz? Gelin bu konu üzerine biraz düşünelim.
Bugüne kadar insan psikolojisi hakkında bildiklerimiz hala sınırlı düzeyde olmasına ve insan davranışlarını etkileyen birden fazla neden olmasına rağmen, aldatmayla ilgili olarak yapacağım bazı psikolojik açıklamalar elbette var.
Dünyada hiçbir şey birdenbire olmadığı gibi, kimse birden bire aldatmıyor, birden bire ayrılmıyor, birden bire iflas etmiyor... Çünkü tükenme aşama aşama olur. Her ilişki aslında aldatma aşamasına geçilmeden yaşanan durumlarla sinyallerini vermeye başlar. Bu sinyaller hissedildiği anda önüne geçmek mümkün.
Aşkta güvendiğiniz dağlara kar yağabilir; hatta ilişkinizde güveni sarsan bizzat siz de olabilirsiniz.
Aldatma psikolojisi neden kaynaklanır?
İnsanların sosyal anlamda temel ihtiyaçları beğenilmek, kabul edilmek, onaylanmak, güvenmek ve sevilmek. Kişi kendini mutsuz, önemsiz, değersiz hissettiğinde bu temel ihtiyacını gidermek için çareler arar. Başka birilerinin ona değer vermesi onu mutlu eder. Özellikle depresyonda olan erkek ve kadınların hem riskli davranışları hem de kendini değerli hissetmeleri aldatmaya sürükler. Hem değer görmek hem de halen ilgi çektiğini hissetmek depresyonda olanları olumlu etkilemektedir. Tıpkı antidepresan etkisi.
Aldatma hem aldatan hem de aldatılan taraf için ağır sonuçlara yol açan bir durum. İnsanın en büyük zaaflarından biri olan bu tutum, ikili ilişkileri bugün de zedeliyor. Cinsel ve duygusal aldatma psikolojisi altında ise çeşitli nedenler yatmakta. Bu bazen tamamen cinsel dürtüler, haz bağımlılığı veya rutini kırma güdüsü; bazen de intikam hissi veya maddi sorunlar olabilir.
Temelde tek eşlilik hayvan türünde pek rastlanmayan bir durum. Ama insan, evrimleşmesi sürecinde türüne ait özellikleri değiştirebilen, yaşadığı çağın gerçeklerine ve gereksinimlerine uyarlayabilen, kendi dürtülerini dizginleyebilen bir varlık olarak gelişmek zorunda. Kaç şeyi doğamıza göre yapıyoruz ki zaten? İş cinselliğe gelince ‘doğamızda yok’ deyip kaçıyoruz; ancak başka konularda doğamızı değiştirebiliyor, hatta doğayı bile değiştirebiliyoruz. İnsan aslında doğaya bile hükmetmeye çalışan bir varlıkken, ‘benim doğamda yok’ denmesini doğru bulmuyorum. Tek eşli olarak uzun süreli bir birlikteliği başarabilen insanlar varken diğerleri niye beceremesin? Birimiz yapabiliyorsak, hepimiz yapabiliriz. Bu öğrenilebilen bir değişiklik.
Peki, aldatılan kişi ne yapmalı?
Biliyorum çok zor, ama öncelikle gerçeği kabullenmek önemli.
Duygularınızı bastırmaya çalışmayın çünkü onları bastırmaya çalışırken kendinize daha çok zarar verebilirsiniz. Duygularınızı kabullenin ve onlarla yüzleşmeye çalışın
Arkadaşlarınızla, ailenizle, çocuklarınızla ya da çevrenizle daha çok ilgilenin.
İçsel konuşmalarınız bazen sizin en yakın dostunuz olur.
Bu dönem kendinize olan özgüveninizi kaybedeceğiniz bir dönem olabilir. Bu yüzden özgüveninizi arttıracak aktivitelere yönelin. Spor yapmak, yeni bir müzik aleti çalmayı öğrenmek, yeni bir dans öğrenmek gibi.
Toplumsal bazı algılara aldırış etmeyin. Mesela “Her erkek aldatır”, “Cinsel olarak çok isteyen kadın başkasını da ister”, “Erkekler sürekli başka kadınları düşünür, kadınlar bir kere seks yaparsa erkeğin hevesi kaçar” gibi bu tür yanlış düşüncelere itibar etmeyin ve kendi gerçek düşüncenizi bulun.
Erkekler cinselliği ve duygusallığı çok net ayırıyor; ancak kadınlar cinselliği bir sevginin sonucunda sundukları için aldatma olduğunda sevilmediklerini, öbür kişinin onlardan daha çok istenildiği şeklinde algılıyor. Oysa ALDATMA BERABER OLDUĞUNUZ KİŞİYİ GÖZDEN ÇIKARTMANIZ DEMEK! Çoğu erkek bunun farkında değil. Bunu yaparken “ben aldatıyorum ama bu benim karıma olan sevgimle ilgili değil” diyor.
Bu dönemde almanız gereken önemli karar şu olmalı: "İlişkiye devam edip etmeyeceğiniz".
Geleceğiniz şekillendirmek için bir adım atmak ve bunu bir süreç olarak görmek sizi rahatlatabilir. Ayrıca kararınız ne olursa olsun karşı tarafla işleri kestirip atmadan bağı onarmaya çalışmak ve affetmek kendi psikolojik sağlınız ve gelecek ilişkileriniz için büyük bir artı olacaktır.
Kendinize inanın ve güvenin. “İnandığı şeyi yapan insanların enerjileri asla tükenmez.” der Goethe. Çoğumuzun tükenmişliğinin nedeni de bu olsa gerek.