Çok merak ediyorum! Hazal Kaya başına gelecekleri bilse, Pera Palas'ta bu kadar "Ahmet Abi, Ahmeeett Abiii!!!" diye bağırır mıydı?
Çok merak ediyorum! Hazal Kaya başına gelecekleri bilse, Pera Palas’ta bu kadar “Ahmet Abi, Ahmeeett Abiii!!!” diye bağırır mıydı? Ama Ahmet Hakan da kadına ne doluymuş… Adam resmen “Pera Palas’ta Gece Yarısı yayınlansa da şu iliğime, kemiğime işlemiş Hazal Kaya nefretimi kussam!” diye beklemiş. Çok güldüm okurken, bir de alt alta numaralandırıp liste yapmış. Tabi ki herkes aynı zevklere sahip değil. Şu klişe “Zevkler ve renkler…” hikayesi çok doğru! Fakat, insanın kırıp dökmeden eleştirmesi için biraz da empati yapması gerekiyor. Bu arada ben de bir Hazal Kaya fanı değilim. Ve üç aşağı beş yukarı Ahmet Abim ile aynı fikirdeyim. Dizi, asla kötü değil. Atiye, Muhafız Hakan’da bir olmamışlık vardı. Pera Palas’ta ilk bölüm hariç bu his yoktu. “Bunlar ne saçmalıyor!” demedim. Hazal Kaya'nın başrol olarak seçimi ben de yanlış buldum. Kötü oyuncu da diyemiyorum ama nasıl anlatayım her rolünü aynı oynuyor. Bir yani hala hep Feriha ve Nihal. Belki de Ahmet Hakan da bu hissi sevmedi ama anlatamadı.
Milenyum prestij
Biz; şu dünyadan göçüp gitmeden çok az sanatçının değerini bildik. Bizimkiler; hep öte tarafa gittikten sonra badem gözlü oldu. Acırım acırım da Bergen’e acırım. Kadının değerini tam 33 yıl sonra anladılar. Filmi vizyona girdiğinden beri, salonları tıklım tıklım dolduruyor. İlk üç günde 718 bin 43 seyirci ile “Tüm zamanların en iyi biyografisi” ve “Tüm zamanların en yüksek drama filmi.” oldu. İzleyen herkes methiyeler düzdü. Biz tam “Hiç olumsuz eleştiri yok!” derken… Mahsun Kırmızıgül; film bitmeden salonu terk ettiğini ima eden, bir paylaşımda bulundu. Gerekçe olarak da “Bir şarkıcının hayatını oynayabilirsiniz ama onun şarkılarını onun gibi asla söylemezsiniz.” dedi veee kuyuya ilk taşı attı… Biz dört gözle, taşı kim çıkaracak diye beklerken. Özcan Deniz “Tüm dünya bu iş böyle yapılıyor…” diyerek, bombanın pimini çekti. Bir anda 90’lar Prestij gözümün önünde canlandı. O zamanda bunlar böyle tatlı tatlı atışıyordu. Ben şimdi Alişan’ın ne diyeceğini merakla bekliyorum.
Sıranı bekle!
Herkese kötü olan bi sana iyiyse, sıranı bekle. Ya damarına bastığında ya menfaatler çatıştığında, gün dönüp sıra sana geldiğinde, o kötüden mutlaka sen de nasibini alırsın. Bu iş şaşmaz! Sıra seni asla es geçmez. İnsanın önce kalbine, vicdanına, merhametine bakacaksın. Sevmediğini, sayıp sayamadığına bakacaksın. Sadece söylediklerine değil, yaptığına ettiğine bakacaksın. İyiyim diyeni çok duyarsın da az görürsün. Önce bi bakacaksın, yanındaki yamacındakine nasıl davrandığına. Garsona, taksi şoförüne, ona yanlışlıkla çarpan kişiye nasıl davrandığına bakacaksın. Sokaktaki kediye, köpeğe, doğaya nasıl davrandığına bakacaksın. Bi sana iyi olanın oyununa kanmayacaksın. Kartlar değişir, kurallar değişir, canı sıkılır, oyun bozulur. Herkese kötü olan bi sana iyiyse, sıranı bekle!