Geçtiğimiz hafta şans eseri bir haber geçti elime. Habere göre Asya – Pasifik Yayın Birliğinin düzenlediği ABU TV Şarkı Yarışmasına katılacakmışız.

Geçtiğimiz hafta şans eseri bir haber geçti elime. Habere göre Asya – Pasifik Yayın Birliğinin düzenlediği ABU TV Şarkı Yarışmasına katılacakmışız. Türkiye’yi bu yarışmada Öykü Gürman, sözü ve müziği kendisine ait “Bir Sözüne” adlı şarkı ile temsil edecekmiş. Yarışma 14 Aralık’ta düzenlenecek ve online ortamda yapılacakmış. “miş” diyorum çünkü konudan haberim bile olmadı. İşin ilginç tarafı biz bu yarışmaya daha önce dört kez katılmışız. Mustafa Sandal, Murat Dalkılıç ve Manga Grubu temsil etmiş Türkiye’yi daha önce ABU TV Şarkı yarışmasına.

AB’ye nispet mi?

Vallahi de billahi de şaşırdım duyunca. Avrupa Yayın Birliği (EBU)’ne nispet yaparcasına ABU’nun Eurovision’una katılıyoruz. Yahu tamam katılalım da insan bir duyurur, bir bilgi verir değil mi? Öykü’nün seçilmesine lafım yok, çok yetenekli ve düzgün bir kız. Yorumcu ve müzisyen kişiliği de başarılı. Ama bu kızı kim seçti? Neye göre seçti? Şarkı nasıl seçildi? Bu ABU Şarkı Yarışması nedir, nasıl yapılır, kimler katılıyor ve daha onlarca soru geldi aklıma. Mesela Eurovision Şarkı Yarışmasının puanlamasını beğenmeyenler ABU Şarkı Yarışmasının puanlamasını beğendi de mi katılma kararı aldı bu yarışmaya? Bıraksanız on sayfa soru çıkartırım.

Serüven Özallı yıllarda başladı

Hatırlıyorum da seksenlerde de böyle bir şey olmuştu. 1985 yılında ABU Şarkı Yarışmasına katılmıştık. O yıl çok ciddi bir hazırlık yapmıştı TRT. Bir beste yarışması yapmıştı ve Erol Sayan’ın “Ömrümüzün Baharı” adlı bestesi birinci olmuş, Ahmet Özhan’ın yorumu Türkiye’yi bu yarışmada temsil etmişti. Hiçbir derece alamamıştık. Sonrasında dönemin iktidar partisi ANAP ve Turgut Özal, bir daha bu yarışmaya katılmama kararı almıştı. ANAP’ın en önemli özelliği ilk gününden son gününe kadar hep batıcı yani Avrupa’yı ve AB’yi hedef alan bir parti olmasıydı.

Memur kafası ile yarışmaya katılıyoruz

Dört kez katılmışız. İşin garibi, abi katılıyorsun tamam süper, müzik yarışmasının rengi ve yurdu olmaz, müzik evrenseldir yani katılalım. Bana sorarsanız varsa Afrika yarışmasına da katılalım. Her yerde Türkün sesi duyulsun. Ama benin takıldığım iki konu var. Bu ABU Şarkı Yarışması (eski adıyla Asyavizyon Şarkı Yarışması)’na katılıyoruz, tamam. Tamam da bir tanıtım yap, bir duyuru yap. Bir, ne bileyim bir vizyonunu göster arkadaş. Bir müzik yarışmasına katıldığını anlasın millet, hatta bu pandemi döneminde bir heyecan gelsin, bir aktivite olsun bize.

Ben bu ABU Şarkı Yarışmasına katıldığımızı şans eseri öğrendim. Güzel de bir şarkı “Bir Sözüne” adlı şarkı. Modern bir Latin pop şarkısı. Şarkının tanıtımı için ABU’ya içinde Galata, Ortaköy, Kız Kulesi gibi tarihi yerlerin görüntülerinin yer aldığı bir klip çekmişler. Tam yetmişlerin ve seksenlerin ezik kafası. Hala birilerine bir şeyler ispatlama derdindeyiz. Of Allah’ım of…

Pandemi nedeniyle klip yarışması gibi müzik yarışması

Yarışma Malezyalı iki sunucunun anonsu ile başlayacakmış. Pandemi nedeniyle de klipler ardı ardına sıralanarak gösterilecekmiş. Tam Asyalıların vizyonsuz kafası. Klipleri ardı ardına göstererek yarışma yap. Bunu bizim sekiz yaşındaki amca oğlu da web TV’sinden yapar. EBU ne yaptı? 2020 Eurovision Şarkı yarışmasını erteledi. Çünkü iş ya tam olsun ya da hiç olmasın kafasındalar. Ama ABU pandemi klip yarışması gibi yarışma yapıyor. 14 Aralık Pazartesi günü yapılacakmış. Artık nereden izlenir, TRT yayınlar mı? Nedir ne değildir muamma. Youtube abiden izleriz unutmazsak.

Başarının anahtarı Batı vizyonunda

Ben Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Batıya olan inancından adım gibi eminim.

Tamam, ABU’da da olalım, mutlaka olalım, ama bizim asıl olmamız gereken yer EBU. Yani AB coğrafyası….

Neyse, dilerim Öykü güzel bir sonuç alır bu yarışmada. Ne yakışırdı Öykü Gürman gibi bir yetenekli kızı Eurovision’a yollamak… Ama biz onu eski adı Asyavizyon’a yolluyoruz.

Radyo Alaturka pandemi dinlemiyor

Radyolar pandemi dönemini felaket geçirdi ve geçirmeye devam ediyor. 2020 yılında hiçbir radyoda bir tık bile olmadı. Ne bir yeni program, ne yeni bir heyecan ne de başka bir şey. Hepsi de ölmüş bir diri gibi geçiriyor bu dönemi. Bu tavırları radyoların kendilerini olduğu kadar, radyo mecrasına da büyük darbe vuruyor. Aslında farkında değiller ama radyolar ayaklarına sıkıyorlar. Gençler zaten her geçen gün radyo mecrasından uzaklaşıyor. Artık radyo bir nevi orta yaş ve yaşlıların mecrası oldu. Bir de otomobillerde dinlenmesi faktörü var ki o önemlisi, ama nedense radyo patronları sanki ölmüşler, bitmişler gibi mezarlarına gömülmüş bir biçimde yaşıyor.

2020 yılında bir tek Powertürk bir tanıtım reklam kampanyası yaparak “ben buradayım” dedi. Bir de frekansı değişen KralPop, yeni frekansını duyurmak için bir tanıtım kampanyası yaptı. Diğer tüm radyolar derin bir kış uykusuna yattı geçen kış ve hala uyanamadı. Kurumlar böyle davranınca dinleyici ne yapsın. Ana işlerimden biri radyoculuk olmasına rağmen ben de artık radyo dinlemiyorum, çünkü x bir radyoyu açtığım zaman biliyorum ki yine ekstra bir şey duymayacağım. Aynı şarkılar, aynı programcılar, aynı anonslar. Kısaca her şey aynı.

Ezber bozan bir radyo

Bu ezberi bozan radyolardan biri bu yıl Radyo Alaturka oldu. Kısa bir önce Sinoz Kozmetik tarafından satın alınan radyo kanalı bir şeylerin yapılması gerektiğini anladı ve diğerlerinin aksine yeni yıla bir yeni heyecanla girdi. Zaten tarzı ve müziği itibariyle çok sevdiğim bir radyo olan Radyo Alaturka’nın yeni heyecanı bir dinleyici olarak beni de heyecanlandırdı ve sizlerle paylaşmak istedim.

Bakın Radyo 2021 ile ilgili neler planlamış: “Pandemi salgını sebebiyle 2020 yılının ruhani yorgunluğu alaturkanın ezgileri ile atılıyor. Yeni yılda pek çok güzel proje ile dinleyenleriyle buluşacak olan Radyo Alaturka yine dopdolu. Yeni sezonda alaturka müziğin sevilen isimlerini stüdyo ortamında ağırlayacak olan Radyo Alaturka ekibi, sürpriz konukları ile canlı yayınlar gerçekleştirmeye hazırlanıyor. Alaturka müziği teknoloji ile birleştirerek Android ve IOS için aplikasyon geliştiren ve genç dimağlara ulaşan Radyo Alaturka, yeni jenerasyonu da alaturka notalarıyla coşturuyor. Radyo Alaturka yeni yayın döneminde sadece dinleyiciler ile değil izleyiciler ile de buluşmaya hazırlanıyor. Belediyeler ve sanat camiası ile çok özel projelere imza atmaya hazırlanıyor.” 2020 yılı geride kalırken bir şeyler yapıyorum diyen tek radyo bu radyo oldu.

Güzel müzik güzel içerik

Program yapımcılarını da revize etmiş, 13-16 saatlerinde Meltem Mendi, 16-19 saatlerinde Beyza Koç, 21-24 saatlerinde Kerem Albayrak yayın yapıyor. Hafta sonları da “Alaturka 45’lik” listesi ve Alaturka 10 adında bir de liste programı başlamış. Radyoda farklı olanın ve boş oturmayanın çalışacağı bir dönemdeyiz. Alaturka bunu yıllardır yapıyor, bu yılda boş oturmadı ve iddiasını sürdüreceğinin sinyallerini verdi. Benim yıllardır dinlemekten usanmadığım iki radyodan biri Radyo Alaturka diğeri ise Power XL. Alaturkayı İstanbul’dan 91.0 FM frekansından, Türkiye genelinde ise alaturka.com.tr sitesinden dinleyebilirsiniz. Bence dinleyin, değecek.

Akustik Hikayeler YouTube’da

Usta müzisyenler İlhan Şeşen ve Vedat Sakman’ın geçtiğimiz günlerde Sony Music etiketiyle yayımlanan “Akustik Hikayeler” albümünün lansman konseri Sony Music Youtube kanalında yayınlandı. Pandemi kurallarına uygun olarak gerçekleşecek konserde, iki usta albümde yer alan şarkıların (Ankara’da Aşık Olmak, Temenni, Sen Benim Şarkılarımsın, Aşkı Kaçırmayın, Sensiz Olmaz, Anlıyor Olmak Sizi, Sıcaklardandır, Evlilik, Tombalak Tomurcuk, Canım) canlı performansları ve eşsiz sohbetlerinin yanı sıra, birbirlerinin şarkılarını da ilk kez seslendirdi.

Yönetmenliğini Gökhan Fırat’ın üstlendiği, en güzel İstanbul manzaralarıyla harmanlanan konserin tamamını Sony Music Youtube kanalında, şarkıların tekli videolarını da İlhan Şeşen Youtube kanalından yayınlandı. Eskiden konser DVD’leri vardı şimdi ise artık konserler de YouTube’da. Çok güzel bir konser kaydı olmuş izlemenizi tavsiye ederim.

Kendi yazdı, kendi söyledi, kendi yönetti

Müziğe küçük yaşlarda başlayan ve Onur Mete, Bülent Özdemir, Ercüment Vural gibi ünlü isimlerle “Duo Sahne Projeleri” gerçekleştiren Ebru Elver “Gelsene Yanıma” adlı yeni teklisini yayınladı. Kovid-19 tedbirleri kapsamında sosyal mesafe ve hijyen kurallarını dikkate alarak, kısıtlı bir ekiple klip çekimini gerçekleştiren Ebru Elver, bu yıl kendi hayatını anlatan “İçimdeki Saklı Cennet” adlı kitabı yayınlamıştı. Çok iyi bir kitaptı, müthiş itiraflar vardı kitapta. Ebru müziğe müthiş bir giriş yapmış sonra ortalıktan kaybolmuştu, son yıllarda kariyerine devam ediyor. İyi bir ses, iyi bir yetenek.

Rum mutfağına meraklı olanlara müthiş bir kitap

İstanbullu bir Rum olan aşçı ve yazar Meri Çevik Simyonidis’in yeni kitabı “Unutulmaz Hayatların Reçeteleri”, İnkılâp Kitabevi’nden yayınlandı. Çevik, Unutulmaz Hayatların Reçeteleri, ile İstanbul mutfağının Rum kültürüyle yoğrulmuş lezzetlerine ve tarih kokan lezzet duraklarına doğru iştah açıcı, nostaljik bir yolculuk sunmayı hedefliyor.

İnci Pastanesi’nden Elit Çikolata’ya, Todori Meyhanesi’nden Neşe Taverna’ya kadar İstanbul’un geçmişine tanıklık eden onlarca mekânın işletmecileriyle yapılan röportajlardan oluşturulan kitap özel yemek tarifleri, altın değerinde tavsiyeler ve önemli püf noktaları da içeriyor. Haberi yazarken bile iştahım açıldı. Eminim bu kitapta mutfak kültürüne meraklı olanlar çok önemli bilgiler bulacak.

Arabeske devam

Zara, Derin Aşk’ ismini verdiği arabesk albüm serisinin dördüncüsü olan “Derin Aşk-4-“ü Poll Production by Polat Yağcı etiketi ile yayınlamak üzere tamamladı. Orhan Gencebay, Müslüm Gürses, Ferdi Tayfur, Gülden Karaböcek ve Kibariye gibi usta seslerin daha önce seslendirmiş olduğu eserleri kendine has tarzı ile yeniden yorumlayan Zara, arabesk şarkılara yeni bir yorum getirmeyi hedefliyor. İlk iki albüm müthişti. Zara’nın bu seriye devam etmesi bence çok akıllıca. Hem yorumcu kimliğini gösteriyor hem de klasikler arasına girebilecek ve tüm zamanlarda dinlenebilecek bir seri hazırlıyor.