Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü ile Türkiye'nin ilk belediye başkan adayı ilan edilmesinin ardından konuştuk.
Sözlü bu yerel seçimde Türkiye’de ilan edilen ilk belediye başkanı olmaktan gururlu olduğunu söyleyerek, Devlet Bahçeli’nin kendisine güvenmesinin onun sorumluluğunu bir kat daha artırdığını söylüyor. Bu ifadeleri kullanırken hissettiği mutluluk gözlerinden okunuyordu Sözlü'nün.
Sohbetin hemen başında 1999’dan beri her yerel seçimde aday olduğuna dikkat çeken Sözlü, "Milliyetçi Hareket Partili Türkiye’nin rekortmen belediye başkanı olarak partimize Adana’yı yeniden hediye edeceğiz" ifadelerini kullandı.
MHP liderinin kendisine güvendiğinin altını çizen Sözlü, "Adana kendi memleketi kendisi Osmaniye’den aday olsa da Adanalı damarını her yerde ilan eder. Bize de güveniyor, onu mahcup etmemek düşer bize.. Adanalılar MHP’yi seviyor. Ben MHP’li aday olarak çıktım yola çalışıyorum. Bizim kültürde bir deyiş vardır. ‘Kurdun boynu kalın olur, kendi işini kendi görür’ bende öyle, işime bakıyorum." değerlendirmesinde bulunuyor.
Cumhur İttifakı ile ilgili düşüncelerini sorduğumda Sözlü, "Türkiye Cumhuriyeti'nin menfaatleri noktasında sayın genel başkanımızın kendi ifadeleri ile 'Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin tartışılmaması, daha güçlü şekilde oturması ve devam etmesi için' ben sahada seçim çalışmalarımı yürütüyorum. Sayın genel başkanımızın bugüne kadar Türkiye’nin gündemindeki önemli olayları belirlemede, ortaya koyduğu fikirleri, gerek referandum gerekse Türkiye’de yapılmış genel seçim, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde söylediği hep oluyor. Genel başkanımız az konuşan, ama ince eleyip sık dokuyan biridir. Çok konuşanlara bazen derki, 'Bunlar bu kadar sözü nerden buluyor.’ Halkımızla aramız iyi, ben geçen seçimde tüm partilerden oy aldım. Sayın genel başkanımız Bahçeli ‘sen bu işi başarıyorsun, sen çalış’ dedi. Bende çalışıyorum." şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Adana’ya geldiğinde bizzat karşıladığını hatırlattığım Sözlü, Adana’da daha önce muhalif tavırları ile de öne çıkmışlığı olduğunu hatırlattığımızda, "MHP muhalefetteyken duruşu nerdeyse, benim duruşum oradaydı. Şimdi genel başkanımızın taraf olduğu, ittifak yaptığı, bir duruş sergilediği bu günlerde o dönemleri karıştırmak doğru olmaz.
Biliyorsunuz sporda Naim Süleymanoğlu ağırlığının dört katını kaldırıyordu. Evet, sonuca baktığımızda birinci parti değiliz belki ama, Türkiye’de de en etkili partiyiz ve liderimiz Devlet Bahçeli de partisinin aldığı oyun dört katına yorumlanabilecek siyasi sonuçlar ortaya koyuyor. Devlet Bahçeli de siyasette Naim Süleymanoğlu gibi özgül ağırlığının dört katını kaldırıyor. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi.. Referandumla bunu geçirdiler. Arkasından cumhurbaşkanlığı seçiminde çok cesur bir şekilde destek verdi ki, izledik hepimiz, ben o kadar cesur olamazdım. Sayın cumhurbaşkanımızın seçilmesine katkı koydu ve başardı. Bütün bunları yaptı.
Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyaset şekli, kazanmaya odaklı bu durum takdire şayandır. Cumhur ittifakının ortağı olarak Milliyetçi Hareket Partisi'nin çok büyük bir başarı yakaladığını düşünüyorum. Ve bu dönemde Milliyetçi Hareket Partisi'nin aldığı oy oranıyla ana muhalefet partisi gibi algılanacağını düşünüyorum. Bunda da genel başkanımızın 15 Temmuz’dan sonra ortaya koyduğu tavrın önemi büyük. 31 Mart'tan sonra Türkiye’de herkes Milliyetçi Hareket Partisi’ni ve Devlet Bahçeli’yi konuşacak.