Daha önce biz Macaristan'ın bir kısmını aldığımızda Macarların yarısı bizim tarafımıza dönmüştür.
Köprülü Mehmet Paşa 78 yaşında sadrazam oldu, bugün olsa alay ederler. Ama bu ihtiyar Anadolu’daki isyanları bastırdı, İstanbul’da asayişi sağladı, Çanakkale Boğazı’ndaki ablukayı kaldırdı. Köprülü kendini bir devlet adamı olarak yetiştirmişti, evlatlarını da devlet adamı olarak yetiştirdi. Onda bir fikir vardı, bir kurgu vardı. Oğlu Fazıl Ahmet Paşa 26 yaşında sadrazam oldu. Babasının kurduğu düzeni daha da ileriye taşıdı. Devletin maliyesini ve askeriyeyi daha da geliştirdi. Girit’i, Uyvar’ı, Podolya, Kamaniçe’yi fethetti. 41 yaşında vefat etti, ömrü savaşlarda geçti. Ondan sonda gelen Merzifonlu Kara Mustafa paşaya çok güçlü bir devlet bıraktı, altın tepsi içinde sundu. Öyle ki Merzifonlu Kutsal Roma Germen İmparatorluğunu yıkmaya girişti. Viyana kuşatması stratejisinde hata etti ama düşünmek gerekir, bu iyi yetişmiş devlet adamı neden imparatorluğu fethetmeye girişti?
Daha önce biz Macaristan’ın bir kısmını aldığımızda Macarların yarısı bizim tarafımıza dönmüştür. Aynı şekilde eğer Viyana’yı alsaydı İmparatorluğun tebaasının bir kısmı bizim tarafımıza dönebilirdi. Kalan Macarlar, Çekler, Slovaklar, dönebilirdi.
Köprülü’nün yetiştirdiği bir devlet adamı modeli var. Köprülü’nün kardeşinin oğlu Amcazade Hüseyin Paşa, diğer oğlu Fazıl Mustafa Paşa da iyi yetiştirilmiş birer sadrazam oldular.
1697’de Belgrad’ta bir savaş meclisi toplandı. O zaman Sadrazam Elmas Mehmed Paşa dedi ki biz Temeşvar üzerine gidelim. Amcazade Hüseyin Paşa ise Varadin üzerine gidilmesini tavsiye etti. Ama sadrazam aynı zamanda serdarı ekrem yani seferin komutanı hayır dedi. Ve ordumuz Zenta’da 11 Eylül 1697’de imha oldu. Tarihimizin en ağır mağlubiyetlerinden birisi. O zaman padişah anladı ve dedi ki sadrazam Amcazade Hüseyin Paşa olacak. Uzunçarşılı Amcazade Hüseyin Paşa için şunu yazıyor: Adam yetiştirmeyi sever, meziyetli ve kabiliyetli insanları ileri çekip himaye ederdi. Ne kadar önemli, buradaki fikri görebiliyor musunuz? Köprülü bir gelenek oluşturdu. Devlet adamı geleneği… Gelenek dediğimiz zaman aklımıza el sanatları, halk oyunları gelmemeli. Devlet gelmeli. Devletler geleneklerden beslenir.
Ki, tarihi olayları iyi sorgulamalıyız. Neden 41 yaşında öldü Köprülü Fazıl Ahmet Paşa? Tarih kaynakları farklı bilgiler de veriyor. Kimisi yorgunluktan öldü diyor, kimisi siroz diyor. Bunu tam olarak bilemiyoruz. Zehirlenmiş de olabilir. Bir aydan daha kısa süre görev yapan 8-9 papa var. VII. Urban, IV. Celestine, II. Damasus, III. Pius… Acaba doğal nedenlerle mi öldüler? Bunu sorgulamak lazım.
Bugün Köprülülerle ilgili bir dizi çekilebilir. Çünkü biz diziler üzerinden düşünmeyi seviyoruz. Ve şu soruyu da sormak gerekir, biz 2040'ların, 2050'lerin Türkiye'yi yönetecek kadrolarını yetiştirebildik mi, yetiştirebiliyor muyuz? Bizim böyle bir vizyonumuz var mı? Buradan çıkaracağımız ders budur.
Geleneklerle ilgili konuşuyoruz o halde bu töre cinayetleri kavramını da tartışalım. Bunu ilk Öcal Oğuz yazdı bildiğim kadarıyla. Türk Ceza Kanunu’na 2005’te girmiş bir kavram. Hukukumuzda töre saikiyle öldürme var. Töre gelenek demek ve cinayet ile yan yana gelebilecek bir kavram değil. Töre, cinayetle yan yana gelecek bir kavram değil. Nasıl ki iş insanı yaptık iş adamını; bunu da değiştirelim. 5237’den töre saikiyle öldürme kavramı çıkarılmalı.