Bugün sabah saatlerinde komşum kapımı çaldı ve “bir kahven var mı?” dedi. Şaşırdım, “tabi buyurun” dedim. Anladım ki bir şeyler soracak nedir bu telaş diye düşünürken soru geldi. “Nedir bu Moody’s? Kim bunlar? ben anlamadım herkes konuşuyor şöyle anlayacağım dilde anlatır mısın?” dedi. Gülümsedim.

Diyelim ki bir tarlan var ve ürün ekiyorsun hasat zamanı ektiğini biçebilirsin ancak tarlada solucanlar yoksa o tarla verimsiz olarak seneye devreder. Daha açık anlatayım;  solucanların yaşadığı topraklarda bitki ve meyvelerin yaşamları daha zengindir. Dışladıkları gübreler kimyasal ve mineral olarak bitkilerin kökleri tarafından büyümek için kullanılır daha fazla meyve verir ve toprağın hava almasında tüneller açarak toprağın havalanmasına ve suyun köklerine kadar ulaşmasına yardımcı olur.

Ancak, solucanlar fazla olursa bitki köklerine hükmeder ve zarar verir hatta toprak kaymasına kadar gidebilir. Büyüklerimizin dediği gibi “Azı karar, çoğu zarardır.” Küresel olarak ülkelere yatırım yapılır/yapılamaz adına çalışan 3 büyük şirket vardır bunlardan biri Moody’s adındaki şirket Türkiye’ye verdiği not yatırım yapılamaz idi.

Ve bu şirketi takip eden birçok yatırımcılar vardır. Bu yatırımcılar verimli ülkeleri takip edip orada büyümeye çalışırlar tabi ülkeyi de kalkınma adına çok büyük etkileri vardır. Şimdi Moody’s adındaki şirketi bu kadar ciddiye almak önemli midir diye sorarsanız, geçmişe gidelim. Yıllar öncesine bu konular hiç gündeme geliyormuydu? Yok!.. tabi ki dünya gelişiyor ve kendimizi geliştiriyoruz bizlerde bu küresel yapı içerinde kendimizi entegre etmeye çalışıyor, öncelikle güven içerisine almaya çabalıyoruz. Eğer; Fransa’da, Almanya’da, ABD’de olaylar ciddi safhalarda olmasına rağmen notlarında değişim olmuyorsa buna küresel gelişim değil, siyasi değişim karışmış olur. Solucan hesabı yaparsak; çok solucanın toprağa dolayısıyla ürüne ne kadar zarar verebileceğini tahmin bile edemezsiniz. Bizim için azı karar, çoğu zarardır.