REFERANDUM, HÜKÜMET OYLAMASINA DÖNÜŞMEMELİ

Erol ERDOĞAN 10 Oca 2017

Erol ERDOĞAN
Tüm Yazıları
Anayasa değişikliği önerileri TBMM'de iki kez görüşülüyor, oylama gizli yapılıyor.

Cumhurbaşkanlığı sistemini öngören anayasa değişikliği teklifinin görüşmeleri dün (9 Ocak Pazartesi) TBMM'de başladı. Genel Kurul, 24 Ocak'a kadar, hafta sonları dâhil, anayasa mesaisi yapacak. İlk değişiklik paketi 21 maddeydi, komisyonda 18 maddeye düşürüldü. Komisyonda olduğu gibi genel kurulda da değişiklik mümkün. Anayasa değişikliği önerileri TBMM’de iki kez görüşülüyor, oylama gizli yapılıyor. Teklifin tümü, 330 ve üstünde oy alırsa referandum süreci başlayacak. Oy kullanacak vekil sayısı 316 olan AK Parti’nin, en az 14-15 MHP’li vekilin desteğine ihtiyacı var. 

ALGI VE EĞİLİMLERİ DEĞİŞTİRMEK

Sanıyorum, AK Parti Genel Merkezi ve il teşkilatları, referanduma yönelik propaganda çalışması için teklifin TBMM’ye gelmesini bekledi. Bu, AK Parti için doğru bir karar mıydı, emin değilim. Çünkü başkanlık sistemi karşıtları, çoktandır aleyhte çalışmalarını sürdürüyorlar. Teklif TBMM'ye gelinceye kadar algılar ve eğilimler yüzde 70-80 kesinleşmiş oldu. Kamuoyu araştırmalarının söylediği de bu. Geriye kalan zamanda, evet oylarını arttırmak, kamuoyu oluşturma gücüne sahip Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Yıldırım’a düşecek. Hayır oylarını evet oyuna dönüştürme görevini büyük ölçüde Cumhurbaşkanı ve Başbakanın omuzlaması, iki ismin kamuoyu yönlendirme kapasitelerinden dolayı işe yarayacak bir durum olmakla birlikte bu aynı zamanda referandumun AK Parti oylamasına dönüştürme tehlikesi içeriyor. 

Oysa çok daha önce, başkanlık sistemiyle ilgili propaganda çalışmaları başlatılmalıydı. Başkanlık sisteminin gerekliliğini anlatmak için, siyasi, sosyal, kültürel ve tarihi malzeme vardı çünkü. Kampanya ikiye bölünebilirdi; değişiklik paketi TBMM’de kabul edilinceye kadar kampanyanın ilk aşaması, referandum süreci başlayınca ikinci aşaması yapılırdı. 

REFERANDUM HÜKÜMET OYLAMASINA DÖNÜŞMEMELİ

Bu aşamadan itibaren, başkanlık sistemini savunanların, dikkat etmesi gereken temel nokta, referandumu, AK Parti veya hükümet oylaması gibi algılatma çabalarını bozacak şekilde davranmalarıdır. Başkanlık sistemine hayır diyenler de aynı duyarlılıkta olmalı, konuyu kendi mecrasında tartışmaya özen göstermelidir. Demokratik hassasiyet için bunu önemsiyorum. “Seni başkan yaptırmayacağız!” sloganının, başkanlık referandumunu, kişiselleştirmeye ve hükümet oylamasına dönüştürmeye yönelik olduğunu söylemeye gerek yok. Başkanlık sisteminden yana olanlar, bu sloganın tuzağına düşmeden, AK Partililerin oylarını evet yönünde maksimize edecek ve MHP seçmeninden olabildiğince yüksek oy alacak bir strateji izlemeli. Reform merkezli bir dil, CHP ve HDP'lilerden de evet oyu sağlayabilir. Önceki anketlerde CHP ve HDP’ye oy verenlerden yüzde 3-6 arası evet oyu çıkacağı gözüküyordu. SP ve BBP seçmeninden de, az-çok evet oyları geleceğini öngörebiliriz.

Başkanlık sistemine karşı çıkanlar ise, referandumun sistem değil ‘rejim’ değişikliği getireceğini anlatmanın yanında, diktatörlük olgusunu işlemeyi sürdürecekler. Başkanlığın, eyalet modeline geçişi sağlayarak bölünmeye yol açacağı iddiaları, MHP’nin sürece dâhil olmasıyla, hayli geçerliğini yitirmiş olsa da, kahve-esnaf sohbetlerinde varlığını sürdürecek etkili bir konu gibi gözüküyor.  

Başkanlık sistemi teklifi görüşmelerinde TBMM yönetimine ve milletvekillerimize başarılar diliyorum. Teklif referanduma giderse kararı millet verecektir.