PATRON MUTLU SON İSTİYOR

Serpin ALPARSLAN 10 Ağu 2017

Serpin ALPARSLAN
Tüm Yazıları
Hatırlar mısınız, 2014 yılında gösterilen, Kapadokya'ya komedi filmi senaryosu yazmak üzere gönderilen bir senaristin mutlu son ile bitirmek zorunda olduğu senaryo için ilham perisini aramasıyla yaşanan bir komedi filmini?

Hatırlar mısınız, 2014 yılında gösterilen, Kapadokya’ya komedi filmi senaryosu yazmak üzere gönderilen bir senaristin mutlu son ile bitirmek zorunda olduğu senaryo için ilham perisini aramasıyla yaşanan bir komedi filmini?

Bugün televizyon izlerken herkesin mutlu son istediğini gördüm. Ve bu film canlandı gözümde...

Mart ayından bugüne güçlü işlem hacmi ve performansıyla dünya borsa listelerin en üst sıralarına tırmanan Borsa İstanbul, müthiş performansına devam ediyor. Hatta bu yazıyı yazdığım dakikalarda; güne, yüzde 0,21 artış ile 110.009 seviyesinin başlayan BİST-100 Endeksi gün içerisinde yeni zirve seviyesi olan 110.321 seviyelerini test ettiğini gördüm. İşlem hacmi 4,8 milyar TL olarak gerçekleşti.  

Geçtiğimiz yılın aynı ayına hatta aynı güne baktığımızda ise; Borsa İstanbul BİST-100 Endeksi,  77.955,65 idi. Ocak 2017 tarihinde ise müthiş bir manevra ile 83 bin, Mart ayında 90 bin, 22 Haziran itibaren 100 bin seviyelerine çıktı.

Peki, bu süreçte ne değişti?

15 Temmuz sonrası özellikle yabancı yatırımcılar açısından en önemli konu “yatırım yapılabilir” kredi notlarının belirginleşip özellikle Fitch Ratings'ten yapılan açıklamada, Türkiye'nin kredi notunun "BB+" seviyesinde "durağan" olduğu bildirmesi ve S&P, Türkiye'nin yabancı para cinsinden kredi notunu "BB", yerli para cinsinden notunu "BB+" seviyesinde teyit edildiğini, not görünümünün de "negatif" olduğunu açıklamasıydı.

Yurt dışı hikayelerimiz çok güçlü olmasa bile hisse fiyatlarında da reel faiz olarak bakarsak kısmen düştü.

Ayrıca, yabancı bankaların Türkiye’nin büyümesi için ellerinden geleni yapması tartışılmaz. Evet, yurt dışı pazarlardaki canlanma ile iç piyasada talepleri artırdı artırmasına da kamu ve kredi fonu destekleriyle yabancı yatırımcı sürdürülebiliri izliyor.  

Devletin verdiği bütçeden dolayı karşımıza kamu borcu ne kadar çıkar bilinmez fakat, kamu borcu gelişmekte olan ülkeler karşısında daha küçük duruyor. Bu da bizi daha güçlü gösteriyor.

Peki, ekonomideki rahatlama ne kadar devam eder? veya 

Hazinede daha fazla borçlanma isteği olursa yabancı yatırımcı nasıl izler? sorularına cevaben ise… 

TCMB politikalarından sık sık bahsederim geçtiğimiz yıldan bu yana izlediği daha sıkı para politikası ve genişleyici bir hal ile hükümetin ithal ürünlerdeki, yani gümrük vergilerindeki yüzde 20’lik ile yüzde 30’luk hatta ve hatta gıda da yüzde 130’dan yüzde 30 civarına giden vergi indirimi tutumu enflasyonda rahatlama politikasıyla ülke ekonomisini destekliyor.

Geçtiğimiz yıl Türkiye 2.9 büyüdü ve bankalar yaklaşık yüzde 40 kar elde etti. Bu büyümede  yabancı paranın emeği büyük ve tartışılmaz.

Şimdi sıra bizde…

Bankaların kar etmesi olmazsa olmaz ise, Türkiye’nin büyümesi için yabancı yatırımcıya güven vererek daha çok çekmeliysek neden bankalar kar elde etmeyecek ve bankaların çarpanı artmaz ise faiz marjının düşmesi patronları mutlu etmez ki

Oysa ki patron mutlu son istiyor…

O halde neden gelsin?