MERKEZ BANKASININ FAİZ ENFLASYON HESAPLARI

Serpin ALPARSLAN 26 Ağu 2016

Serpin ALPARSLAN
Tüm Yazıları
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) hatırlarsanız

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) hatırlarsanız temmuz ayında da faiz koridorunun üst bandını 25 baz puan indirim yapmıştı ve yine genişleyen dolar biraz nefes almıştı. Şimdi ise Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısının ardından ağustos ayı faiz kararını açıkladı. Ve yine dolarda bir düşüş meydana geldi.

Merkez Bankası PPK toplantısı sonrası, faiz koridorunun üst bandını 25 baz puan düşürerek yüzde 8,50'ye düşürdü. Politika faizi yüzde 7,50'de ve faiz koridorunun alt bandını yüzde 7,25'te sabit bırakıldı. Öncelikle TCMB sitesinden İstatistik Genel Müdürlüğü, Reel Sektör Verileri Müdürlüğünün yayınladığı raporlara baktım. Aldığım istatistiklerde de görüldüğü üzere 2016 yılı Ağustos ayı anket döneminde, katılımcıların 12 ay sonrasına ilişkin olasılık tahminleri değerlendirildiğinde, TÜFE'nin ortalama olarak % 28,1 olasılıkla %7,00-7,49 aralığında, % 29,7 olasılıkla % 7,50-7,99 aralığında, %15,6 olasılıkla ise % 8,00-8,49 aralığında artış göstereceği öngörülmektedir.

Geçtiğimiz gün, TCMB Başkanı Murat Çetinkaya enflasyon tahminleri yanı sıra birçok konuda da değerlendirmelerde bulundu. Murat Çetinkaya,(FETÖ) darbe girişiminin gerçekleştiği 15 Temmuz gecesinden başlayan süreçte ciddi sıkıntı yaşanmadığını, sadece bankacılık sektörü değil reel kesiminde güven adına erozyon yaşanmadığını belirtmişti.

Ardından, Türkiye'de yaşanan gelişmeler sonrasında kredi derecelendirme kuruluşlarının not düşürmesi halinde ekonomi ve bankacılık sektörünün bundan nasıl etkileneceğine dair ekonomide yaşanan bir olayın kredi notu üzerindeki olası etkisi değerlendirilirken birçok farklı boyuttan konuya yaklaşmak gerektiğinin altını çizdi. Ve reyting kuruluşunun (S&P) aldığı kararları Merkez Bankası olarak aceleci bulduklarını; iç talep güçlü, bugün itibarıyla biz güven kanalı ile ilgili herhangi bir sıkıntı görmüyoruz. (Darbe girişimi) Olayın gerçekleştiği o geceden itibaren Türkiye'de finansal piyasaları en erken mayıs 2013'ten bu yana Türkiye'nin de içinde bulunduğu gelişmekte olan ülkelerin birçok iç ve dış şok ile karşı karşıya kaldığını, sermaye hareketleri açısından bakıldığında Türkiye'nin bu sorunların daha şiddetlilerini geçmişte yaşadığını ve ülke olarak yönetebildiğini gösterdiğini anlattı.

Özetlersek, kredi derecelendirme şirketlerinin önemli olduğunu tüm dünya bilir ancak , iktisadi faaliyetlerin ılımlı geçtiğini ve güven kanalı ile ilgili herhangi bir sıkıntının halen gözlenmediğini, reel sektöre katkı sağlayabilecek ve son olarak ihracatçıyı destekleyebilecek unsurların olduğunu bunların totalinde ise  reformların gerekliliğinden bahsetti.

Sonuç olarak;

Darbe girişimi ardından Cerablus’taki Fırat Kalkanı operasyonu dahilinde Türkiye’nin bunların üstesinden geleceğini kimse tahmin edemezdi. Açıkçası bende bunlardan biriyim. Ne mutlu ki böylesine güçlü bir ülkede yaşıyorum. 

Ne Mutlu Türküm Diyene…