MAVİ AYAKLI TAVUK GIDA VE TARIMDA FIRSATLAR, RİSKLER

Serpin ALPARSLAN 25 Eki 2016

Serpin ALPARSLAN
Tüm Yazıları
​EKONOMİ Gazetecileri Derneği'nin düzenlediği 'Gıda ve Tarımda Fırsatlar, Riskler ve Sürdürülebilirlik konulu panelden ANFAŞ Antalya Expo Convention Center'daki notlarımdan dün bahsetmiştim

EKONOMİ Gazetecileri Derneği'nin düzenlediği 'Gıda ve Tarımda Fırsatlar, Riskler ve Sürdürülebilirlik  konulu panelden ANFAŞ Antalya Expo Convention Center'daki notlarımdan dün bahsetmiştim.

Antalya Büyükşehir Belediyesi ciddi ciddi tarım ve gıda konusunda yeni bir alan açarak Başkan Danışmanı İbrahim Evrim’le çalışmaya başlamış. Kendisiyle tanıştım 25 yıl Fransa’da yaşamış çok tecrübeli bir yönetici. Panelde özellikle dünyanın tüketim alışkanlığının değiştiğine dikkat çekerek şunları söyledi: “Türkiye’nin ihracatta lokomotifi olması beklenen tarım ve gıda sektörlerinde de çok uzun yol kat etmiş. İnsanların çoğunluğu süpermarketlerden alışveriş ediyor. Bakkallar, manavlar azaldı. Süpermarketlerde alıcının en büyük kaygısı, gelen ürünün raf ömrünün uzunluğu. Raflarda çürümemesi. Bu da doğal ürünlerde kolay kolay temin edilemiyor. Dolayısıyla Hollanda gibi, İsrail ürünlerde ürünün genetik yapısı ile oynanmış, sert lezzetsiz, görünüşü güzel bir takım mallar ister istemez, sırf raf ömrünün uzunluğu dikkate alınarak tercih ediliyor. Türkiye bunlarla rekabet edebilmesi için mevcut güneşi ile lezzeti ile ürettiği geleneksel ürünü mü pazarlasın, yoksa onlar gibi değiştirip sert, lezzetsiz ürünler mi yapsın? Bu önemli bir ikilem."

Panelde İbrahim Evrim Fransa’da yaşadığı bir olayı anlattı, çok etkileyiciydi.                                                                                                     Markette raflardaki tavuklara bakarken normal tavuklar 2 ile 5 euro arasında, mavi ayaklı olan tavuklar ise 15-20 euro olarak gördüm ve nedir bunun farkı diye sordum dediler ki “mavi ayaklı tavuklar cins olarak bir bölgede yetişiyor başka hiçbir özelliği yok” bakar mısınız tavukların ayakları farklı diye rekabet alanında fırsat  yaratılarak fark yapılıyor. İşte bizim de mavi ayaklı tavuk gibi farklı hikâyelere ihtiyacımız var. 

Aslında bizim verimli topraklarımızda hem ürün kalitesi hem de bölgenin hikayeleri çok. Önemli ola bu ürünleri fırsata, fırsatları da sürdürülebilir halde kılmak gerekir. 

Tabi İbrahim Beyefendi’nin bunca araştırma ve tecrübe ile çok iyi işler yapacağından eminim. 

Antalya Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Vahap Tuncer de toplantının önemli isimlerinden biriydi ve  “Eğer çiftçiye sağlıklı ürün yetiştirtirsek, piyasadan aldığınız her ürünü sorunsuz ihraç edebilirsiniz. Türkiye'de 27 milyon hektar tarım arazisi var. Bugün gelinen noktada 2.7 milyon tarım arazisi ekilmiyor. Asıl bunun sorgulanması gerekiyor. Neden ekilmiyor diye? Bir Trakya, bir Belçika büyüklüğündeki araziyi çiftçi kullanmıyor. Neden kullanmıyor? Para kazanamadığı için. O zaman neden kazanamıyor? Onu sorgulamak gerekir" dedi.