Neredeyse sonuna dört adım kalan şu meşhur Süper Ligimiz’in fendine bakın. Öylesine futbol ulemaları türetti ki fırsat buldukça işkembeyi kübradan atarak bulanık suda balık avlamayı iş sanıyorlar. Giderek sorumsuzlaşan, işi ekran kavgasına dönüştüren, mikrofonu eline aldığında etik kuralları, özlük haklarını ve kişilik haklarını hiçe sayan bu yayın anlayışına dur diyecek de yok gibi. Yıllardır ekrana çıktığında ağzına geleni söyleyebilen ve o özgürlüğü hak olarak gören bu herşeyi çok bilen futbol ulemaları futbolumuzun olabildiğince psikolojisini bozuyor gibi. Ekrana adımını atar atmaz herşeyi çok bilen bu eleştirmenler fırsat bulduklarında ekrandan söylediklerini yayından sonra izliyorlar mı bilemiyorum ama, aynı yorumlarını devam ettirmekten vazgeçmediklerine göre eminim ki izlemiyorlardır..

Ekranda eleştirmek çok kolay..

Aslında dünya televizyonlarında olduğu gibi fazla abartmadan maçı yorumlamaları oyunla ilgili kendi yorumlarını ekrandan yansıtmaları futbol izleyicisi üzerine daha olumlu bir izlenim yansıtacaktır. Bunu yapan spor programları yok değil ekranlarımızda. İlgiyle izlendiklerini de görüyoruz. Bu programları izleyenler bu durumdan hiç de şikayetçi değiller..

Ülkemizde toplumu en çok etkileyen spor faaliyetlerinden en önemlisi futbol. O kadar öne çıktı ki, yarattığı rant ile, konuşulan bütçeleriyle ve giderek kontrol edilemez şekilde gruplaşan, fanatik taraftarlık hareketine dönüşmesiyle, günlük yaşamımızın vazgeçilmez aktivitelerinden biri haline geldi.. Günlük yaşamımızda böylesine fanatikliğe dönüşen futbol duygusallığını patlama noktasına getirecek kontrolsuz hareket ve yorumlardan kaçınmak gerek. Ülkemizde takım tutma fanatizm haline dönüştü. Adına güvenlik denen nedenle şampiyon olmuş takımların taraftarları deplasman maçlarında stadlara alınmıyor.. Ekrandaki spor programlarına çıkanların maç yorumu yapmaları doğal. Gerçi bu bizim ülkemizde oldukça abartılıyor ama, kontrolden çıkmadığı sürece televizyon izleyicisinin rağbet gösterdiği bir uygulama, ancak, böylesine fanatizmin yaygın olduğu ve gruplaşmanın etkin olduğu ortamları germenin yaratacağı sonuçları iyi analiz etmek gerek. Sırf gündem yaratmak için ortaya atılan felaket senaryoları, sırf gündem yaratmak için körü körüne karalanan futbol emekçileri ve dahası meydanı boş buldular ya hiç bir dayanağı ve kanıtı olmayan ipe sapa gelmez iddialar...

Bir başka söylem ise yıllardır böylesine ilginç bir lig yaşanmadı komedisi. Bir anda bu ligimizdeki son hafta gol averajı ile şampiyon olan takımlarımızı, son maçta bir beraberlikle şampiyonluğu kaybeden takımlarımızı bir anda unutuverdiler. Bir çok kez bu dönemden daha karmaşık olaylara gebe ligler yaşandı bu ülkede. Ama o dönemlerin bu yıldan bir farkı vardı. O dönemlerde böylesine gündem yaratma adına felaket senaryoları üretenlerin etkili olacakları medya enstrümanları yoktu. Yazılı basında ise, iddiaların peşine koşarak gündem yaratmaya çalışan anlayış da rağbet görmüyordu. Bir iddia ortaya atılacaksa veya bir konu irdelenecekse mutlaka kanıtının var olması gerekiyordu.

Bu gün gelinen noktaya bakın. Bir aklıevvelin ortaya attığı dayanaksız iddia ile sahalarda terini akıtan futbol emekçilerinin emeğini karalamayı matah bir iş sanıyorlar. Önce olmadık yerde gündem yaratıp sonra da futbolumuzun düştüğü kaostan söz ediyorlar. Bir şeyler oluyor ama kimse farkında değil. Bu yazıyı yazdığımda Trabzon’da Trabzonspor -Fenerbahçe maçının son haftasında yaşananlar ve güvenlik zaafı. Bu konuyu gelecek yazımızda ayrıntılı inceleyeceğiz. Bu sorumsuzların Trabzon’a yaptığına bakın. Sanki bu ülkede ilk kez futbol oynanıyor, ilk kez bir takım şampiyon olacak, yazık.