​102. YILI KUTLAYABİLME ONURU

Fehmi KETENCİ 20 Mar 2017

Fehmi KETENCİ
Tüm Yazıları
Bir ulusun kaderini değiştiren, tüm imkansızlıklara rağmen, başta İngilizler olmak üzere mağrur müttefik kuvvetlerine karşı ölümüne savaşan, Çanakkale'yi geçilmez yapan genç bir tümen komutanı Mustafa Kemal Atatürk ve Silah Arkadaşları'nın, Çanakkale Zaferi'ni kazanıncaya, böyle bir zaferi bizlere armağan edinceye ve bugün 102. Yılını kutlama onurunu bizlere yaşatıncaya kadar neler yaptıklarını sadece bizim tarihçiler değil tüm dünya tarihçileri yazdı.

       Bir ulusun kaderini değiştiren, tüm imkansızlıklara rağmen, başta İngilizler olmak üzere mağrur müttefik kuvvetlerine karşı ölümüne savaşan, Çanakkale’yi geçilmez yapan genç bir tümen komutanı Mustafa Kemal Atatürk ve Silah Arkadaşları’nın, Çanakkale Zaferi’ni kazanıncaya, böyle bir zaferi bizlere armağan edinceye ve bugün 102. Yılını kutlama onurunu bizlere yaşatıncaya kadar neler yaptıklarını sadece bizim tarihçiler değil tüm dünya tarihçileri yazdı. 

        Bir İngiliz genaralinin tarih sayfalarında yer alan şu sözleri, Çanakkale Zaferi’nin ne demek olduğunu anlatan önemli bir itiraftır;

       “Bir Tümen Komutanı’nın üç ayrı yerde tek başına giriştiği hareketlerle bir savaşın, hatta bir ulusun kaderini değiştirecek yücelikte bir zafer kazandığı tarihte pek nadirdir. / İngiliz Generali Aspinal Oglander”

        Tarih, 18 Mart 2017; Çanakkale Zaferi’nin 102. Yıldönümü. Daha doğrusu, Türk ulusunun “emperyalizmi” ilk kez tokatlamasının 102. yıldönümüydü.  

        102 yıl önce bugün, Çanakkale’yi geçerek Anadolu’nun kilidini kırmak isteyen emperyalizm, tarihindeki ilk büyük tokadı Türk ulusundan yemiştir. Çok daha önemlisi, aynı emperyalizm, daha Çanakkale’deki “Osmanlı tokadının” acısı çıkmadan Anadolu’ya saldırmış, ama bir kere daha Türk ulusunun okkalı bir tokadıyla karşılanmıştır.

        Anlayacağınız, Türk ulusu, eli kanlı emperyalizmi 4 yıl içinde tam iki kere yere sermiştir.

        Emperyalizm, o gün bugündür bu tokatların acısını unutmamıştır, unutamamıştır ve bu ulustan” o tokatların acısını çıkarmaya çalışmaktadır.

      Çanakkale Savaşı ve Türk Kurtuluş Savaşı, bir taraftan dosta düşmana eli kanlı emperyalizmin de tokatlanabileceğini gösterirken, diğer taraftan ise emperyalizmin nasıl tokatlanacağını gösteren “bir adamı” tarih sahnesine çıkarmıştır. O gün bu gündür, emperyalistlerin korkulu rüyası olan o adamın adı Mustafa Kemal Atatürk’tür. Ceyhun Atıf Kansu’nun ifadesiyle, “Kurtuluş Savaşı Ustası” Mustafa Kemal Atatürk. O gün vardı, bugün var ve Türk ulusu yaşadıkça hep var olacaktır.

      Yazar Sinan Meydan, Çanakkale Zaferi’nin 96. Yılında yazdığı yazısını aşağıdaki cümlelerle bitirmişti; “Emperyalizm, onun adını silmek, onu unutturmak için çok uğraşmıştır. Diğer mazlum ulusların da “Kurtuluş Savaşı Ustasından” esinlenmelerini engellemek için çok çaba sarf etmiştir.

      Çanakkale Zaferi’nin 96. yıl dönümünü kutladığımız bugün, hayretle ve ibretle emperyalizmin bu çabalarının nasıl büyük bir sonuç verdiğini görmekteyiz. 96 yıl önce, Çanakkale’de “emperyalizmi tokatlayan adam”ın adını ağza almak bugün neredeyse “suç” haline geldi. Emperyalizmin paralı ve gönüllü işbirlikçileri, “Mustafa Kemal Atatürk’süz  bir Çanakkale Savaşı tarihi” yazmak için, hayallerini geçekleştirebilme çabası içindeler.

      Bu çabalarında asla başarılı olamayacaklardır. “Mustafa Kemal Atatürk’süz bir Çanakkale Zaferi tarihini yazmak” mümkün değildir. Bu gerçekleri yok saymaya çalışanlar, bu çaba içinde olanlar bilmelidirler ki bu toplum buna asla izin vermeyecektir.“      

      Çanakkale Zaferi’nin 102. yıldönümünde, 19. Tümen Komutanı Mustafa Kemal Atatürk’le birlikte, bu zaferde emeği geçen 3. Kolordu ve Kuzey Cephesi Komutanı Esat Paşa’yı, Güney Cephesi Komutanı Vehip Paşa’yı, Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanı Cevat Paşa’yı ve Selahaddin Adil Bey’i; Mehmet Çavuş’u ve Seyit Onbaşı’yı ve isimsiz kahramanlarımız Mehmetçiklerimizi saygıyla anıyoruz, 

      Bu muhteşem zaferi kutlama onurunu bizlere armağan edenlere, minnet ve şükran borçluyuz. Çanakkale Boğazı’nı geçilmez yapan, “geçeriz” diyenlere inanılmaz bir direnç göstererek “dur” diyen, denizden geçit vermedikleri gibi karada da toplama kuvvetlerden oluşan müttefiklerle, ölümleri pahasına, onları Çanakkale Boğazı’na dökene kadar savaşan, bu uğurda canını verip bir karış toprak vermeyen kahramanlarımızla  ne kadar övünsek azdır. 

      Tüm şehit ve gazilerimize Allah’tan rahmet diliyoruz. Mekanları cennet olsun..