Vahyin en çok indiği bir coğrafyada yaşıyoruz. Bugün üstüne bastığımız toprakta, taşta peygamberlerin ayak izleri var.
"McDonald's nedir? Basit, işlevsel, modüler yiyecekler; parlak renklerle düzenlenmiş ışıltılı mekânlar; bir örnek giysili, genç, neşeli çalışanlar; mama sandalyesine kadar her türlü ayrıntının düşünüldüğü tertemiz âile ortamları... "fast-food"un adı hâline gelmiş bir ticârî marka...
Yazımızın konusu ise ölmek deyince aklımıza gelen kavramlardan biri olan şehitliktir.
Sâdece sosyal medya ve dijital teknoloji değil, evimize aldığımız masa ve sandalyenin bile aynısını dünyânın diğer ucunda görmek mümkün.
Ben de elli yıla yaklaşan hayâtımda Çağrı filmini yirmi otuz kere seyretmişimdir.
Evet, günahkâr canlılarız. Zâten bizi insan yapan ve diğer canlılardan ayıran özelliğimiz de bu.
Osman Sınav anlatıyor ama anlaşılıyor mu? Kurtlar Vadisi'ne yapılan itibarsızlaştırma, mizahlaştırma üzerinden mesajı saptırma gibi medya oyunlarını göremiyoruz.
Ayasofya, öz anne ve babasının evinde üvey evlat muamelesine mâruz bırakılan, kendi yuvasına yabancılaştırılan bir çocuk gibiydi.