Otomotiv markalarının çatı örgütü Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) öncelikle 6 markasına yönelik yapılan art niyetli haberler karşısında neden suskun anlamak mümkün değil. Markalar kendi çaba ve ilişkilerini kullanarak yanlış ve yanlı haberleri düzeltmeye çalışıyorlar.
Günlük gazetelerimizin çoğu sıfır araç fiyatlarının artmasındaki tüm faturayı otomotiv şirketlerine kesti. Bu konuda startı, şimdi çokça su alsa da bir zamanların “amiral gemisi” verdi. Daha bir ay önce “reklam vermedikleri için” otomotiv markalarına tarihte görülmeyen tuhaflıkta sansür uygulayan gazeteydi bu. Sansür de şu şekildeydi; Skoda’nın haberinde markanın adını vermeyen ama “bir Çek üretici” diyen, aracın logosunu kapatarak otomotiv haberciliğine bambaşka bir boyut getiren gazete bu haberle sözüm ona otomotiv sektöründen intikamını almıştı. Data şirketinden gelen rakamlar “kes-yapıştır”la haber yapılır ve altında da “vurun abalıya” mesajı verilmek istenirse ortaya bu haber çıkıyor işte. Peki bu işin aslı ne? İşin aslı, ilgili gazetenin otomotiv ilanlarından eskisi kadar pay alamaması… Son üç yılın sadece otomotivin toplam reklam harcamalarına baktığımızda sürekli aşağıya doğru inen bir grafik görüyoruz. 2017’de 271 milyon, 2018’de 208 milyon ve 2019’da da yaklaşık yüzde 10’luk düşüşle 176 milyon TL’ye düşen otomotiv reklamlarından şimdiye kadar aslan payını alan gazeteden de büyük oranda düştü. Toplam paya bakınca da, 2017’de yüzde 17, 2018’de yüzde 13 ve 2019’da da yaklaşık yüzde 10’a düşen otomotiv reklam payı sözkonusu. İşte bu reklam payı düşüşü bu haberlerin, misillemenin ve sansürün asıl nedenini oluşturuyor. Bu çekişme ne kadar daha sürecek şimdilik bilinmiyor.
ODD neden suskun?
Otomotiv markalarının çatı örgütü Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) öncelikle 6 markasına yönelik yapılan art niyetli haberler karşısında neden suskun anlamak mümkün değil. Markalar kendi çaba ve ilişkilerini kullanarak yanlış ve yanlı haberleri düzeltmeye çalışıyorlar. Ama ODD çıkıp da “Zam oranları doğru değil ÖTV bareminden söz edilmiyor” diyemiyor. ODD Başkanı için bu köşede zaman zaman eleştirilerde bulunmuştum. Şimdi o eleştirilerimde ne kadar haklı olduğumu bir kez daha görüyorum. Tüketicin gözünde markaların itibarları zedelenmeye çalışılırken ODD yönetiminin suskun kalması anlaşılamaz.
Haydar Yenigün’ün açıklamaları üzerine
Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün aynı zamanda Otomotiv Sanayicileri Derneği (OSD) başkanlığını da yapıyor. Pandemi sürecinde de sektörle ilgili genelde olumsuz mesajlar veren ve “yandık-bittik-battık” açıklamalarını öne çıkartan Yenigün, geçen hafta bir grup gazeteye açıklamalar yapmış. Yenigün’e tepkiler yine kendi meslektaşlarından geldi. “Belirsizliği doğru yöneten kazanır” açıklamasını yapan Haydar Yenigün’e ilk tepkiyi bu açıklamasından aldı. Sektörde en az Yenigün kadar tecrübeye sahip olan yöneticiler de; “Son 15 yılımıza bakalım. Hangi yıla belirsiz başlamadık ki? Her yıl belirsizlikle başladık, belirsizlikle bitirdik. Bu belirsizlik Türkiye ekonomisinin bir parçası. Bu açıklamasıyla ne demek istiyor anlamadık. Her yılımız belliydi de, bu yıl mı sadece belirsiz” açıklamasını yapıyorlar. Bu arada “belirsizliği doğru yöneten kazanır” açıklamasının da “Ne anlama geldiği belli olmayan içi boş bir açıklama” olarak değerlendirenlerin de sayısı az değil. Yenigün’ün yaptığı açıklamalarda “Talep patlaması normal değil” demesi de eleştirilen bir başka noktayı oluşturdu. “Talep patlaması normal değil biz bunu istemiyoruz, sürdürülebilir bir ortam istiyoruz” demesi de eleştirilere neden oldu. “2019’dan bu yana ertelenen talep patlamasının neresi kötü” diye soran yöneticiler “talep patlasa bir dert; ötelense bir dert, hiç böyle bir komik açıklama olur
mu? Talep patladıysa bunu yönetmek bizim işimiz. Kriz yönetmek bizim işimiz. Sürdürülebilir bir sektörü şekillendirmek, yönlendirmek ve yaratmak OSD Başkanı olarak da onun da görevi de değil mi? Bize göre talihsiz bir açıklama” görüşünü paylaşıyorlar… Haydar Yenigün’ün açıklamalarının biri de “Temmuz ayında 85-90 bin araç satış yapıldığı, araç olsa bu rakamın 120-130 bin olacağı belirtiliyor. Bu normal değil. Bir otomotivci olarak söylüyorum; bunun maliyeti katlanılabilir bir durum değil.” açıklaması. Sektör yöneticileri tarafından yadırganan bir açıklama da bu oldu. Yöneticiler “Az araç satılsa az diye ağlarken şimdi de çok araç satılıyor diye hayıflanması ilginç. Bu pandemi sürecini sadece otomotiv değil tüm sektörler yaşadı halen daha da yaşıyor. Sadece otomotiv için konuşulması sadece otomotivi merkez olarak değerlendirmesi çok garip. Tüm dünya ile birlikte ülkemizdeki tüm sektörler olumsuz etkilendi. Ona rağmen satışların artmış olmasına olumsuz gözlüklerle bakılmasa anlam veremedik” açıklamasını yapıyorlar. Yenigün açıklamalarının bir bölümünde; “Sürekli ‘işleriniz çok iyiymiş, çok iyi araç satıyormuşsunuz’ diye arandıklarını söyledikten sonra “Biz, ‘bu sene 550 bin araç satılır' derken, bugün neredeyse 800-850 bin araç telaffuz ediliyor. Müşteri araç almak istiyor ve biz, “Sana aracı Eylül ayında verelim diyoruz” demesi de eleştiri oklarına hedef olmuş. Yöneticiler “Evet işlerimiz iyi ve çok iyi araç satıyoruz. Temmuz ayında tüm yılların rekoru gelebilir. Bunu saklamanın ve maliyetler arttı diye ağlamanın kime ne faydası var? Müşteri Eylül ayına sıraya giriyorsa bunda kötü olan ne? Alan razı veren razı. Biz otomotiv sektörü olarak sürekli devletten bir şeyler isteyen, sürekli ağlayan bir sektör olmamamız lazım. İstanbul Sanayi Odası'nın “Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” araştırması 2019 yılı sonuçları listesinde Ford Otomotiv 37 milyar 71 milyon lira ile üretimden satışlarıyla ikinciliği alan bir şirketin Genel Müdürü ve OSD Başkanı olarak olumsuzluklardan değil olumlu açıklamalardan beslenmemiz lazım” görüşünü paylaşıyorlar…
İşte böyle; “vurun reklam vermeyene” diyen bir medyaya, sürekli ağlayan ama sonra sürekli kar açıklayan bir otomotiv sektörü...