Zaman ne çabuk geçiyor.
Hürriyet’in sahibi Erol Simavi, Milliyet’in sahibi ise Aydın Doğan iken benzer haberleri okumuştuk. Erol Bey, özellikle Dinç Bilgin’in Sabah’ı ile yaşanan ansiklopedi savaşlarından bir Pirus zaferi ile çıkmıştı. Dinç Bilgin’in yaşadıkları ile karşılaştırılınca Erol Simavi belki yarışı önde tamamlamıştı ama tüm gücü tükenmişti.
Yanlış hatırlamıyorsam Hürriyet’i 70 Milyon dolara Aydın Doğan’a satmıştı. Türkiye’nin koalisyonlar, post olan, post olmayan darbeler dönemiydi. Ekonomi kötü, siyaset ondan kötü, güvenlik yani terör ile mücadele ise yerlerde sürünüyordu.
Aydın Bey Hürriyet’i aldıktan sonra ilk göz ağrısı Milliyeti gözü görmez oldu. Onu bir anlamda ihmal etti. Her fırsatta satmaya çalıştı. Hele hele bir Korkmaz Yiğit’e satış hikayesi vardır ki evlere şenlik. Önce satıldı, sonra geri alındı. İlk çocuk Milliyet hep kendini ihmal edilmiş hissetti. Sonunda Milliyet’i Türkiye’nin sanayi devlerinden Erdoğan Demirören aldı.
Aydın Doğan çokça tartışıldı, bolca da eleştirildi. Seveni oldu, sevmeyenleri oldu. Özellikle 28 Şubat dönemi, Ak Parti iktidarının hemen öncesi ve ilk zamanları özel bir araştırma konusu. Ak Parti İktidarı dolayısıyla da Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile hep gergin bir ilişki içindeydi. İktidar tarafından sıkça eleştiriliyordu. Bu dönem yaşananlar aslında kitaplara konu olacak nitelikte. Basın tarihçileri uzun uzun yazarlar nasılsa.
Ve şimdi Milliyet ikinci kez Hürriyet’i satın alıyor. Milliyet’in sahibi olan Erdoğan Demirören belki uzun yıllar öncesi yaşanan benzer olayın rövanşını Milliyet adına alıyor. Basında kartlar bir kez daha dağıtılıyor.