EKONOMİK SAVAŞLAR , ASKERİ GÜÇ GÖSTERİLERİ

Hasan KÖNİ 11 Haz 2016

Hasan KÖNİ
Tüm Yazıları
Amerikalı siyaset bilimcisi Richard Rosecrance'ın 1990'da yayınladığı kitabın adı: 'Ticaret Devletinin Yükselişi'. Yazarın bu kitapta ileri sürdüğü fikirler Amerikan uluslararası politikasının temel görüşlerini yansıtıyor.

Amerikalı siyaset bilimcisi Richard Rosecrance’ın  1990’da yayınladığı kitabın   adı: ‘Ticaret Devletinin Yükselişi’. Yazarın bu kitapta ileri sürdüğü fikirler Amerikan uluslararası politikasının temel görüşlerini yansıtıyor. Rosecrance, dünyadaki savaşların temelini dünya kaynaklarının paylaşımı olduğunu ileri sürerek, devletlerin ham maddelere ulaşmak için diğer ülkelere saldırdıklarını ifade ediyor. Yazar, I. Ve II. Dünya Savaşlarındaki dünya sistemini askeri-siyasal yapılanmanın hakim olduğu bir dönem olarak tanımlıyor. Oysa, II. Dünya Savaşından sonra yaratılan, IMF, Dünya Bankası, Uluslararası Ticaret Örgütü ve diğer ekonomik yapılanmalarla birlikte yeni çağın ‘Ticaret Devleti’ çağı olacağını söylüyor. Dünyanın her yerinde kurulan pazarlar, indirilen gümrükler ve kotalar, işçiler için serbest dolaşım politikaları ile artık gereksinme duyulan bir madde için  savaşa gitmeye, ülkeleri sömürgeleştirmeye gerek  yok. En iyi koşullarda ürettiğiniz malı satıp karşılığında gereksinme duyduğunuz malı alabilirsiniz. Zaten, savaşların önlenmesi için Birleşmiş Milletler gibi bir örgünüzde var. Planlanan bu yapının işleyebilmesi için devletlerin demokrasi ile yönetilmeleri ve serbest piyasa ekonomisine sahip olmaları gerekiyor. İşte, Amerika’nın otokratik devletlere müdahale ederek rejim değişikliği yapmasının ve demokrasi getirmesinin nedeni bu. Bu durumda  Amerika, gene bir Amerikalı siyaset bilimcisi olan Elisabeth Cobbs Hoffman’a göre ‘iyi niyetli bir hegemon’(Umpire).

Bir de günümüzdeki gelişmeleri izleyerek ortaya atılan bu görüşlerin  uygulanma şeklini inceleyelim. Uzun bir soğuk savaş döneminden sonra Amerika’nın baş rolde olduğu liberal  ekonomik sistem dünyaya hakim olmuş gözüküyor. Sovyetler Birliği çökmüş  yerine gelen Rusya Federasyonu  otoriter ama serbest piyasaya açık, her türlü yatırımın yapılabileceği bir ülke durumunda. Çin şimdilik otoriter ama serbest piyasa  ekonomisi ile yönetilen ve her türlü yabancı yatırımlara açık bir ülke. En çok yatırım yapanlar arasında Amerika ve Avrupalılar var. Uluslararası alanda  kurallara uyularak  rekabet yapılması serbest. En iyi pazarlayan, en ucuza satan malını satacak. Bu sistem 1945’den beri bütün dünyaya öğretildi. Şimdi  örneklere bakalım. Çin’le Amerika çelik üretimi konusunda uluslararası pazarlar için mücadeledeler. Çin 2000 yılında 128 milyon ton olan çelik üretimini 2014 yılında 822 milyon tona çıkarmış. Uluslararası pazarlara daha ucuz çelik ihraç ediyor. Amerika’dan Brezilya ve İngiltere’ye kadar çelik üreticileri zor durumda. Amerika ve Avrupa çelik üreticileri hükümetlerine baskı yaparak harekete geçmelerini istiyorlar. Öte yandan Rusya, Arktik bölgede yeni petrol alanlarını devreye sokarak enerji sistemine yeni  petrol boruları ekliyor. Çin, güneş panelleri üretiminde  Almanya ile çekişiyor. İklim  Antlaşması mucidi Amerika güneş panelleri kullanmada onuncu sırada. Piyasalar hareketli. O halde Batılı ülkeler, ‘Ticaret Devleti’ modeline göre barış içinde rekabet edecekler diye beklenirken  olaylar başka türlü gelişiyor

NATO bu günlerde, Soğuk Savaş günlerinden sonra, en büyük savaş oyunlarını Polonya’da başlatıyor. On gün sürecek savaş oyunlarına yirmi dört ülkeden 30.000 asker katılıyor. Buna karşılık Rusya Avrupa’daki askeri gücünü arttırıyor. 2015’de Almanya’nın Hohenfels askeri eğitim bölgesinde 26 gün süren savaş oyunları oynanmış. Ege’de Türkiye ve Suudi Arabistan’ın katıldığı  savaş tatbikatı  mayıs ayı sonunda yapıldı. Amerika’nın ileri pozisyonda Avrupa’da  65.000 askeri var ve bu yapılanma güçlendirilmek isteniyor. Pasifikte, Amerika, Japonya ve Hindistan sekiz günlük bir deniz savaş tatbikatı yapıyorlar. Amerika Vietnam’a şimdiye kadar uyguladığı silah ambargosunu kaldırıyor. Hindistan, Filipinler, Vietnam ve Japonya’nın Güney Çin denizinde  deniz sınırları ile ilgili olarak Çin’le sorunları var. Çin  de Güney Çin Denizi bölgesinde kıyı koruma filosunu güçlendiriyor ve Balıkçı paramiliter yapısını genişletiyor. Arktik bölgedeki buzulların erimesi, Kuzey kutbunun ticaret gemilerine açılışı ve değişmeye başlayan ticaret yolları nedeniyle Rusya  ‘Arktik Bölge’ komutanlığı oluşturmuş bulunuyor. Amerika derhal Kanada’yla birlikte  ‘Arktik Komutanlığı’ kuruluşuna gidiyor.

Dünya küçük silah satışlarında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyesi: Amerika, Çin, Rusya, İngiltere, Fransa başta gelen ülkeler. Bu sırada Batı dünyası küreselleşmeden bahsediyor. Dünya İnsancıl Yardım Konferansları düzenleniyor. Gelişmekte olan ülkelere yardım için planlar yapılıyor. Dünyadaki göç hareketlerinin nasıl durdurulacağı tartışılıyor. Bu gelişmelerin nereye varacağını bilen varsa lütfen bize yazsınlar. Bu kadar karmaşık bir yapıyı anlamak güç oluyor.