Bir baksana sen ! 

Bak bana; yıllardır deniz seviyesinde aksıran, tıksıran, çömküren, cırlayan Ağustos böceği !

Senin deden, İstanbul Hükümeti’nin memuru kalıp, bir tarafını kaldırmayıp, rahatını bozmazken, o şimdi sarıldığın Kuvva-i Milliye hareketini başlatanların torunlarına hakaret hakkını sen nereden aldın?

Söylesene bir bana? Nereden?

Senin deden, Selanik kurabiyesi gibi gevrek gevrek keyif çatarken ve hatta düşmüş İstanbul’da, işgalcilerin koynunda vals ederken, Anadolu’ya silah taşırken yakalanan ve İngiliz Karakolu’nda ağır işkence görenlerin torunlarına, memleketin kölesi muamelesi yapma hakkını kim sana miras bıraktı?

Tereken nerede senin ?

Ey cırcır böceği ! 12 Mart döneminde Deniz’ler asılırken, facebook ve twitter yoktu diye mi yazmadın? Çıksaydın ya sokağa…Olsaydın ya insan . Niye olmadın? Kahramanmaraş’ta, Çorum’da vatan evlatlarını birbirine kırdıran provokasyonları film gibi izledin, izledin de o sünger beyninde hangi dersi almana yol açtı ki bu? Senaristler hakkında fikir sahibi oldun mu? Yeter mi buna kapasiten? 1980’de sen Kenan Evren’i alkışlamadın, postalını yalamadın mı? Onlar 18 olmamış fidanları, ‘ göstere göstere ‘ asarken sesini niye çıkarmadın ? Baban, tanıdığı ‘Yüzbaşı Volkan ‘ varsa gözünde kahramanken neden sen bir ‘ Çelik Bilek ‘,  ‘Kızılmaske ‘ olmadın ey ödlek demokrat ! Diyarbakır Zindanında Kürtler’e … yedire yedire işkencenin bin bir türü yapılırken, Ankara Mamak’ta Muhsin’ler ‘ Hz. Peygamber aşkına sığınarak ‘ , geçtikleri işkenceye tahammül ederken, senin baban , Milli Güvenlik Konseyi’nin sahte Meclisi’ne ‘ Danışma Meclisi Üyesi ‘ olma müracaatını yapmaktaydı değil mi? 

1993’te Sivas Madımak’ta insanlar yakıldığında, o temmuz sıcağında senin içine kor düştü mü? Yandın mı sen de ? Tatilini kestin, gidip ilgililerin yakasına yapıştın, sonuç kovaladın mı?

1995 Aralık seçiminde Gümrük Birliği ve Avrupa entegrasyonu için Tansu Çiller ve Deniz Baykal’a destek mi verdin ? Biri barajı zor geçti, diğerini de açık oturumdaki bisküvi köpürtücüsü Mesut Yılmaz..

1999 Nisan’ında sana daima ‘ ışık tutan ‘ ve seni aptallaştırılmış koyun olarak güdenlerin Kenya’dan postaladığı ‘ Apo’ nun paketini beğenip, Atatürk’ün CHP’sini satıp, Rahşangilin DSP’sini tepemize çıkartıp, hepimizi Rahşan Affı ile sen tanıştırıp, hapisteki tecavüzcü kuzenini, katil yeğenini sen çıkarttırıp huzurumuzu kaçırmadın mı?Şimdi bana akıl mı veriyorsun sen? Sen, kaç seçimde görev yaptın ? Kaçında kaytardın ? Hak ile ödev arasında farkı bilir misin sen? Sen gezdirdiğin dobermanın tasmasını açıp, köpeğin çocukları korkuttuğunda ve hatta parçaladığında bile kalbi sızlamayan hayvan değil misin? Sen gezdirdiğin ‘ yavrun ‘ sokağa pislediğinde, bunu temizlemeyip etrafa mikrop saçan sosyal meczup değil misin?

Sen !

Evet sen..

Ahmak bir şekilde bu Cumhuriyet’in kurucusunu siyasi simge yaparak , siyasette yarış malzemesi haline çeviren, O’nu yücelteceğine, sürekli her yarışa sokan ve kaybettiren değil misin? Atatürk’ü bile istismar ediyorsan bu kadar arsızca, pervasızca.. Bana bak sahte demokrat ! Önce adam ol. Sokağa çıkacak…İnsanları inandıracak..Güven kazanacak adam ol. Bu saatten sonra olma şansın da yok, D N A ‘n müsaade etmez. Hem amcana, hem babana aynı anda vekillik kovala, hem kendine hem kuzenine belediye başkanlığı..Hem de başkasına koltukçu de ! Çiftestandartın açık ara kralı ! Bu kafa ile memleketi getirdiğin noktaya bak. İyi bak. Debelene debelene, ‘ tarih ‘ oluyorsun.

Kusura bakma, Atatürk doğru söylüyor : ‘ Söz konusu vatansa gerisi teferruattır ‘.

Sen sadece teferruatsın !

Yolun açık , (seversin ya bu lafı) ışığın bol olsun !