​BENİM TURKCELL'DEN ANLADIĞIM

Ersin AKMAN 02 Mar 2017

Ersin AKMAN
Tüm Yazıları
Mobil teknolojiler konusunda çalışan tüm şirketlerin gözü bu hafta İspanya'nın Barselona kentinde gerçekleşen Mobil Dünya Kongresi'ndeydi.

Mobil teknolojiler konusunda çalışan tüm şirketlerin gözü bu hafta İspanya’nın Barselona kentinde gerçekleşen Mobil Dünya Kongresi’ndeydi. Her ne kadar dışarıdan bakıldığında cep telefonu üreticilerinin boy gösterdiği bir etkinlik gibi görünse de aslında mobil teknolojileri ve çözümleri çepeçevre saran bir oluşumdan bahsediyoruz. Ve işin temelinde cep telefonları sadece bu ekosisteme giriş yapılmasını sağlayan “aparatlar” olarak kalıyor.

Bu yıl fuar başlamadan bir gün önce gazetecilerle bir araya gelen Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu, Turkcell’in ön ödemeli kredi kartı Paycell’i tanıttı. 

Paycell ile ilgili birçok şey zaten okuduğunuzu varsaydığım için o konuya girmeyeceğim. Okumayanlar 28 Şubat tarihli YeniBirlik gazetesinde de Paycell ile ilgili geniş bir haber bulabilirler.

Benim asıl ilgimi çeken şey Turkcell’in bir servis sağlayıcı, GSM operatörü gibi davranmaktan yavaş yavaş uzaklaşıp, mobil dünyada “piyasa yapıcı” rolüne bürünüyor oluşu. Durun hemen kızmayın, bu söylediğim kötü bir şey değil! Aksine Turkcell ve Turkcell ile birlikte çalışan şirketler için çok güzel bir şey bu.

Hükümetin cep telefonu satışında kredi kartına taksite getirdiği yasağı fırsata çeviren Turkcell, kendi finansman şirketini kurarak cep telefonu satın alan abonelerine Turkcell faturası üzerinden taksitlendirme imkânı sunmaya başlamıştı. Sonuç olarak da Turkcell geliştirdiği bu finansal sistemle sadece 2016 yılında her ay ortalama 300 bin cep telefonu satışı gerçekleştirdi. Bu rakamdan ve şirketin mali yapısının sağladığı avantajlardan cesaret alan Turkcell yönetimi de hemen Paycell projesini hayata geçirmek için kolları sıvadı. 

İlk hedef kesilmeyen elektrik

Turkcell’in finansman gücünü kullanarak yapmak istediği ilk şey kendi enerji şirketi abonelerine jeneratör ve UPS alımlarında kolaylık sağlamak. Böylece elektrik şirketi olarak da Turkcell’i seçenler (evet Turkcell’in bir enerji şirketi de var artık) başta Paycell olmak üzere Turkcell’in tüm finansman çözümlerini kullanarak farklı avantajlara sahip olabilecekler.

Bana göre işin güzelleştiği nokta da tam burası. Bir süre sonra Turkcell’in akıllı evler ve otonom arabalar konusunda da finansman sağlamaya başladığını görebiliriz gibime geliyor. Milyonlarca Turkcell abonesinin “mobil dünya” olarak isimlendirdiğimiz yaşam tarzı içindeki ihtiyaçlarının belirlenmesi Turkcell için hiç zor olmasa gerek.

Bu ihtiyaçlara yönelik üretim değil hizmet çözümleri (ve satış avantajları) sunabilmek için de Turkcell gibi kasasında fazlaca nakit parası bulunan bir şirket için çok kolay olacaktır. Olabilecekleri düşündüğümde Turkcell’in finansman hizmetlerinin standart bir kullanıcıya birçok bankacılık hizmetini sunabileceğini görüyorum.

Göremediğim ama sonucunu merak ettiğim şey ise hangi şirketlerin bu dönüşümü erkenden fark edip Turkcell’in yanında saf tutacağı ve hangi şirketlerin veya sektörlerin bu yeni oluşumu kendisi için riskli görüp uzun vadede kaybedeceği.

İşte bu yüzden Turkcell’in yapmaya çalıştığı şeyi iyi anlamak, altını iyi okumak gerekiyor. “Bir GSM operatörünün” sahip olduğu deneyimlerle sanayi devlerine nasıl kafa tutacağını ve onlar için ne gibi fırsatlar yaracağını hep birlikte göreceğiz…