Hani bir söz var kaş yapayım derken göz çıkarmak gibi... Öyle olmasa da onun gibi bir şey...
Hani bir söz var kaş yapayım derken göz çıkarmak gibi... Öyle olmasa da onun gibi bir şey... Fenerbahçe yönetimi Volkan Demirel'le 40 yaşına kadar anlaşma imzalayacak imiş... Gelecek ile ilgili konuşmak aslında çok tehlikelidir. Daha 40'ına varmadan o kadar çok giden var ki çevremize şöyle bir baktığımızda içimiz burkulur.
Konumuz Volkan'ın performansı ile ilgili değil. Kuşkusuz onunla uzun süreli anlaşma peşinde olan yönetimin performansı ilk plana almıştır. Bunu da doğal karşılamamız lazım amma Fenerbahçe'nin Ertuğrul Taşkıran gibi yerli, Fabiano gibi yabancı iki yedek kalecisi daha var. Volkan'a 40 yaşına kadar oyna diyenler bu kalecilerin yüzlerine nasıl bakacaklar merak ediyorum.
İşte Fenerbahçe'nin çok kaliteli bir kalecisi "Mert" daha önceden kopup gitti. Baktı ki, ne yapsa ne etse kaleyi ona teslim etmeyecekler. Aslında Mert iyi şans da almış ve güzel kalecilik de göstermişti. Ama güzellik geçici, Volkan kalıcı... Kazım Ertuğrul Taşkıran ile Fabiano kupa maçlarında Fenerbahçe'nin kalesini korumakla avunacaklar. Tabii bunlardan ikisi birden takımda yedek olmayacağına göre biri sadece maaş ile idare edecek. Prim falan ve diğer sosyal gelirlerden mahrum kalacak. Bu da ekonomik boyutu.
Volkan'ın milli takımda gösterdiği performans gayet iyiydi ve en iyi zamanını o dönemde geçirdi tabii bize göre... Milli Takım'ı adaşı Volkan Babacan'a kaptırınca da ister istemez ikinci plana düştü. Fenerbahçe'nin diğer kalecilerinin kaçında planda olduklarını siz bu basit denklemden çıkarabilirsiniz.
Biz Kanarya'nın yöneticilerine akıl verecek değiliz elbette. Ama istişare etmek, danışmak son derece önemli. Bir daha düşünün deriz sadece... Çünkü iki kaleciyi de kaybetmek var tıpkı Mert Günok gibi.
Burak Yılmaz sen ne dürüst ve güzel bir insanmışsın helal sana!
Trabzonspor ve Galatasaray'da zirve yapıp Çin'e transfer olan milli takımımızın golcüsü Burak Yılmaz çok büyük takdirimizi kazandı. Neden biliyor musunuz? Hakkında denmedik aşağılamalarda bulunanların telefonundan kaçmadı. Onlara teker teker olayı anlattı. Ve doğrudur anlattıkları... Çünkü Burak Yılmaz'ın ne kadar dürüst ve doğru söze aşık olduğunu az buçuk da olsa bilenlerdeniz.
Sadece "Tırstı, geri bastı, penaltı deyip yere yatmadı" gibi aşağılamalarla yıpratılmakla kalmadı aynı zamanda kendisine sopa gösteren şoför kardeşimizin elindekini alıp başına çarpmadı. Bunu yapabilecek güç ve kuvvettedir maşallah ama hem geleceğini karartmadı hem de otobüsün masum yolcularını kaptansın bırakmadı. Ona sopayı kaldıran şoför kardeşim hadi diyelim bir kere vurdun sonra ne olacaktı hiç düşündün mü? Senin otobüsünde o sopanın ne işi var gelene gidene gösteriyor musun yoksa diyen bir polis elbet çıkacaktır. Amma hem bu olayda sinirlerine hakim olan hem de özür dileyip büyüklük gösteren Burak Yılmaz'ı yürekten ayakta alkışlıyorum. Helal sana Burak kardeşim... Maşallah...
Resmi dua diye bir şeyi ilk defa duyuyoruz!
Pek çok art niyetli kara vicdanlı hükümeti karalamaya çalışırken, bütün sesli ve sessiz harfleri örgüt ismi kullananlar ellerinden gelen melaneti sergilemeye çalışırken "Cennetmekan" Sultan Abdülhamit Han'ın projesi hayata geçti. İsmi şu olsun bu olsun derken Avrasya tüneli olarak kaldı.
Biz bu güzel ve gurur vesilesi yapıtı televizyonları başında izleyenlerden idik. TRT Haber'i açtık. Bir hanım seslendirmeci Diyanet İşler Başkanımız Prof. Mehmet Görmez'in duasından sonra "Diyanet işleri başkanı resmi duayı bitirdi" demez mi? Hay Allah. Duanın resmi olanını da ilk defa duyduk. Şaşırdık ve üzüldük. Bu konuda bir şeyler söylemek elbet bize düşmez ama kimse tınmayınca biz ses verelim dedik.
Çünkü böylesine uydurmalar zamanla yayılır gelişir ve içinden çıkılmaz bir hal alır.
Rıdvan'ım annesiz kalmak üzücü!
Rıdvan Dilmen'in babasını kaybettikten sonra en büyük direnci ve dayanağı Makbule Dilmen hanım tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti. Müteveffa 80 yaşında idi. Ancak ateş düştüğü yeri yakar. Biz de anneyi babayı kaybedenlerden olduğumuz için onu biraz daha anlıyoruz. Kolay değil annesiz kalmak. Şöyle kenarda dursa yine yeterdi diyordur için için... Ama biz kuluz hepimiz gün gelip gideceğiz. Önemli olan dünyada iken kurtulanlarla beraber olmak. Kurtulmanın en kolay yolu budur diyor büyükler...
Allahü teala gani gani rahmet eylesin. Günahlarını bağışlasın. Rıdvan'ımıza ve geride bıraktıklarına sağlık, sıhhat ve iki cihan saadeti lütfeylesin...