İstanbul'un giderek artan sorunlarından biri, belk ide en önemlisi, toplu taşıma ve birçok yatırım yapılmasına rağmen sorunun çözümü yerine giderek zorlaşan trafik meselesi, hala önemli bir çıkmazda.
Çözüm bulmak için birçok yatırım yapılmış olmasına karşın, hala bir rahatlama sağlanamayan, dev gibi bir sorun yumağı şeklinde duran, İstanbul’un çözüm bekleyen, dillere destan öyküsüdür.
Özellikle son on yıl içinde hızla artan İstanbul çevresindeki yeni yerleşim alanları, eski plan üzerindeki eklemelerle genişletilmeye çalışılan oto yol sistemi bu yeni yerleşim yerlerinden şehir merlezine akışı iyice sıkıştırmaya başladı. Ana yollara trafik akışını sağlayan yan yollar hızla çoğalırken, ana yollardan yan yollara geçişi sağlayan düzenlemelerde kolaylık sağlayan yeni bir plan yok, o nedenle ana yollardaki trafik sıkışıklığına hala çözüm bulunamadı.
Şehrin banliyölerindeki bu yerleşim yerlerinin bir çoğuna; toplu taşıma otobüs hatları, raylı sistem ve metro bağlantıları ile ulaşım sağlanıyor olmasına rağmen, günün yarısında bu ulaşımda oldukça sıkıntı yaşanmakta.
Toplu taşıma hizmetleri ile sağlanan bu ulaşıma, son yıllarda, hızla raylı sisteme özellikle de metroya kaydırılan bir planlama olmasına rağmen, bunlarda yeterince başarı sağlanamadı. Bu konuda birçok çalışma olmasına karşın, İstanbul’un en önemli sorunlarından biri olan toplu taşıma henüz rahatlatılamadı.
Yıllar önce ulaşıma açılan en önemli toplu taşıma araçlarından olan ve Avrupa yakasında Beylikdüzü ile Anadolu yakasında Kadıköy Soğütlüçeşme arasında yirmidört saat toplu taşıma hizmeti veren Metrobüs çok önemli bir görev üstleniyor.
Toplu taşımanın olmazsa olmazlarından metrobüs bir süredir oldukça sıkıntılı bir dönem yaşıyor. Günün her saatinde çok kalabalık ve birçok durağında binilmesi neredeyse imkansızlaşan metrobüs. İte kaka bindiniz, inmek istediğiniz istasyonlarda inmek dayanılmaz bir eziyet. Belli ki, metrobüslerin sefer işletim kurgusunda önemli bir sorun var. İstasyonların çoğu, dört-beş metrobüsün peş peşe durabileceği duraklar ama bunlara binebilmeniz için durak boyunca oradan oraya koşuşturmanız gerekiyor. Duraktaki metrobüslerden birine binebilmeniz için koşuşturmak zorunda olduğunuz durak alanı en az yüzmetre civarında. Bildiğiniz gibi durak boş değil. İnsan kalabalığı olan bir alan ve doğal olarak bu koşuşturmada metrobüse binmeniz iyice imkansızlaşıyor.
En kötüsü ise; durağa gelen metrobüsler durdukları yerde kapılarını açıyorlar ama, öndeki metrobüs alabildiğini alıp hareket ettikten sonra peşindekiler hepsi birlikte hareket ediyorlar ve duraktaki birçok yolcu o sıralı metrobüslere binemeyip sonrakileri beklemek zorunda kalıyorlar. Bu sorunun ivedilikle çözülmesi lazım. Yoksa durağa peş peşe gelen dört beş metrobüs yeterince yolcu almadan yoluna devam ediyor.
Çok önemli bir toplu taşıma hizmeti veren metrobüsler; yanlış yönetim, hatalı sefer planlaması ve en kötüsü ise; metrobüs sürücülerinin keyfine kalmış bir sistemle duraklarda oldukça sıkıntı yaratıyorlar.
Beylikdüzü-Söğütlüçeşme arasında, günün yirmidört saati çalışan metrobüslere; denetimsiz, sürücülerinin keyfine terk edilmiş bir servis düzeni nedeniyle yazık ediliyor.
İstanbul’un çök gerekli bir toplu taşıma hizmetini yüklenmiş olan metrobüslerin böylesine denetimsiz bırakılmaları inanılmaz bir yönetim hatasıdır. Benim gün içinde en çok kullandığım toplu taşıma araçlarından biridir metrobüsler ve bu seferlerde kontrol eden hiç bir görevliye rastlamadım. Sürücüleri anlatmaya gerek yok. Metrobüsleri taksi gibi ve aşırı hızlı kullanıyorlar. Sorumlular zahmet edip kontrol ederlerse, metrobüsle gidip, gelenlerin neler yaşadıklarını çok rahat görebilirler. Tabii denetlerlerse.
Toplu taşımanın en önemli araçlarından olan metrobüsleri eziyet aracı olmaktan kurtarın. Araçları olması gerekenden çok daha hızlı kullanan, keyfi davranan sürücüleri kontrol edin, uyarın ve gerekirse hepsini yeniden eğitime tabi tutun.