Yıllar önce Dünya Gazetesi'nde yazı yazdığım sıralarda "Uçaklarda Air Marshall (Hava Polisi)" şart başlıklı yazıyla uçak içi güvenliğin önemine dikkat çekmiştim.
Sektörde görev yaptığım için, bazıları “Başka işin yok mu? Bu da nereden çıktı” diyerek beni eleştirmişti. Aradan yıllar geçti ve bu konu geçen yıl resmi makamlar tarafından kısık sesle dile getirildi. Çünkü bazıları bunu kişilerin hak ve özgürlüklerine darbe gibi görebilirdi.
Bu dönemde de uçak içinde güvenliği sağlamak amacıyla hava polislerinin görevlendirilmesi konusunu dile getirip, bunun şart olduğunu bir kez daha dile getirdim. Hürriyet Gazetesi ve Kanal D Televizyonu da benim bu konudaki görüşlerimi haberleştirdi.
Aradan aylar geçti ve bu konu yine gerçekleşmedi. Bu kez yine bir yazı yazarak “Uçakta yanımızda polis var da biz mi farkında değiliz” mealinde bir yazı daha yazmak gerekli oldu.
Beklenen uygulama hafta içinde gerçekleşti. Artık, uçakta polis olacak.
Bürokrasinin ağır aksak dönen çarkları bu konuyu nihayet çözdü ve yönetmelik Resmi Gazete’de yayımlandı. Devletin ağdalı dili ve karışık anlatımı her zaman olduğu gibi bu yönetmelikten sanki hiç kimse, hiçbir şey anlamasın der gibi bir tarzda çıktı karşımıza. Şimdi satır aralarına bakıp, bu işin nasıl olacağına ve yani devletin aslında ne demek istediğine bakalım.
Yönetmeliği ele alalım ve önce bu iş hangi amaçla yapılacak onu görelim.
Bu Yönetmeliğin amacı; Türk tescilli sivil hava araçlarında, hava aracının ve hava araçlarındaki yolcuların güvenliğini tehlikeye atan yasa dışı müdahale eylemlerine karşı, uluslararası uçuşlarda sivil hava araçlarının, yolcuların ve mürettebatın güvenliğinin sağlanmasına yönelik özel eğitimli silahlı emniyet teşkilatı personelinin görevlendirilmesine ilişkin usul ve esasların belirlenmesidir.
Yani sadece dış hat uçuşlarındaki bu uygulamanın kapsamı neymiş acaba?
Bu Yönetmelik, uluslararası uçuşlarda Türk tescilli sivil hava araçlarında görevlendirilecek silahlı emniyet teşkilatı personelinin seçimi, eğitimi, görev ve çalışma esasları ile göreve ilişkin diğer hususları kapsamaktadır.
Devlet bu uygulamayı yaparken hangi kanuna dayanak olarak almış?
Yönetmelik, 14/10/1983 tarihli ve 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanununun 40’ıncı maddesi ile 4/6/1937 tarihli ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun 4’üncü ve 16’ncı maddelerine dayanılarak hazırlanmış.
Yönetmeliğin sorumlusu İçişleri Bakanlığı ve bakanlığa bağlı Emniyet Genel Müdürlüğü ve bağlı Koruma Daire Başkanlığı olarak belirlenmiş.
Sivil havacılık alanında faaliyet gösteren ticari hava taşımacılığı, genel havacılık, amatör havacılık, sportif havacılık, havaalanı, terminal, ikram, yer hizmeti, kargo acenteleri, antrepo, onaylı bakım ve özel güvenlik hizmeti kuruluşlarını veya işletmelerini ilgilendirdiğini görüyoruz.
Yönetmelikte, Hava polisi, Türk tescilli sivil hava araçlarında uluslararası uçuşlarda görevlendirilen özel eğitimli emniyet teşkilatı personelini,
Kokpit: Bir hava aracında pilot ya da pilotların oturduğu yeri,
Kuralsız yolcu: Uçakta kalkış öncesinde uçak kapısının kapanmasından, indikten sonra tekrar açılmasına kadar olan sürede yolcu ve personel düzenini veya güvenliğini tehlikeye atacak hareketlerde bulunan, uçaktaki malzemelere zarar veren, tehdit eden veya sivil havacılık alanında uygulanan mevzuat kurallarına ve mürettebatın uyarılarına uymayan kişiyi,
Mürettebat: Hava aracı işleticisi tarafından uçuş süresinde hava aracında görevlendirilen personeli,
Potansiyel tehlike arz eden yolcu: Göçmenlik nedeni ile kabul edilmeyen veya hukuki işleme maruz kalan veya sınır dışı edilen (deporte olan) kişiyi/yolcu şeklinde tanımlanıyor.
Bu amaca yönelik olarak bir de Sivil Havacılık Güvenliği Risk ve Tehdit Değerlendirme Komisyonu kurulacağını görüyoruz.
Milli Sivil Havacılık Güvenlik Programı yasa dışı müdahale eylemlerini şöyle sıralıyor:
1) Hava aracının yasa dışı olarak ele geçirilmesini,
2) Hizmetteki hava aracına zarar verilmesini,
3) Hava aracı içinde rehine alınmasını,
4) Hava aracına izinsiz girilmesini,
5) Hava aracına kötü amaçla silah, tehlikeli cihaz veya madde sokulmasını,
6) Hava aracının insanları öldürmek, yaralamak, çevre ve binalara zarar vermek amacıyla kullanılmasını,
7) Havalimanında veya sivil havacılık tesislerinde uçuşta veya yerde olan hava aracının, içindeki yolcuların, mürettebatın/ekibin emniyetinin tehlikeye atılmasına yol açacak eylemler.
Bu Yönetmelik kapsamında belirlenen görev, yetki ve sorumluluklar Emniyet Genel Müdürlüğü Koruma Dairesi Başkanlığı ile uluslararası uçuşu olan havalimanlarının bulunduğu illerin emniyet müdürlükleri bünyesinde kurulacak birimler tarafından yürütülür.
1) Hava polisi;
a) Kanunsuz şekilde, şiddet veya şiddete başvurma tehdidi ile uçaktaki bir veya birden fazla şahsın uçuş halindeki bir uçağın faaliyetini engellediği, uçağın kontrolünü ele geçirmeye teşebbüs ettiği veya kontrolü altına aldığı durumlarda uçuş güvenliğini sağlamak amacıyla uçağın kontrolünü yetkili kaptan pilota geri vermek; ayrıca kokpit, mürettebat, yolcu can güvenliğini sağlamak ve yasa dışı müdahale eylemlerini önlemek için orantılı olarak uygun koruyucu güvenlik tedbirlerini alır.
b) Sivil kıyafetli olarak görev yapar.
c) (a) bendinde sayılan durumların olacağına dair makul şüphe olması halinde kokpiti korur.
ç) Kuralsız yolculara ve potansiyel tehlike arz eden yolculara (a) bendindeki görev tanımında belirtilen durumlar oluşmadığı sürece müdahale etmez.
(3) Hava polisi görevlendirildiği uçuşta görevi itibarıyla kaptan pilotlara ve uçuş mürettebatı ekibine hiyerarşik olarak bağlı değildir.
Hava polisinin görevi, görev aldığı uçaktaki mürettebat tarafından bilinir; ancak hava polisinin kimliği yolculardan gizli tutulur.
1) Türk Hava Yolları Anonim Ortaklığı (THY), Türkiye Özel Sektör Havacılık İşletmeleri Derneği (TÖSHİD) ve TÖSHİD’e üye olmayan hava yolu şirketleri tarafından, yaz ve kış dönemlerine ait hava polisi protokolü yapılan ülkelere ve Sivil Havacılık Güvenliği Risk ve Tehdit Değerlendirme Komisyonu tarafından belirlenen ülkelere ait uçuş bilgileri, Daire Başkanlığına ilgili havayolu şirketleri tarafından verilir.
(2) Hava polisinin görev alacağı uçuş rotaları ve ülkeler, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü koordinesinde Sivil Havacılık Güvenliği Risk ve Tehdit Değerlendirme Komisyonunun görüşleri alınarak Bakanlık tarafından belirlenir.
Hava polislerinin görevlendirme esnasındaki bilet bedelleri ilgili havacılık işletmeleri tarafından karşılanır.
Uçaklarda görevlendirilecek hava polisi sayısı; hava aracı tipi, yolcu kapasitesi, uçuş süresi, uçuş yapılacak bölgenin risk durumu ve istihbari bilgileri göz önüne alınarak Daire Başkanlığınca belirlenir. Görevlendirilecek hava polisi sayısı ikiden az olamaz.
Tüm bu maddelerden anladığımız şudur. Artık yeni bir döneme giriyoruz. Uçakta sizi gözleyen iki sivil polisin varlığını bilip ona göre hareket etmeliyiz. Bu durumu bazıları özgürlüklere darbe olarak da niteleyebilir. Çağımızda terörle yaşama durumu devletleri bu tür önlemleri alıp işi sıkı tutmaya yönlendiriyor. Kategorik olarak ABD, İran veya İsrail gibi böyle önlemlere başvuran devletler arasında olmak iyi mi kötü mü doğrusu tartışılır.
Emniyetli uçuşlar Türkiye’m.