Türkiye'de seçim heyecanı toplumun her kesiminde daha fazla yaşanmakta. Demokrasinin güzel yanı da bu olsa gerek.
Tüm adaylar, tüm partiler canla, başla çalışmaktalar. Sonucu millet yani seçmen belirleyecek. 24 Haziran 2018 akşamı sandıklar açılıp oylar sayılınca kimin Cumhurbaşkanı ve hangi partilerin mecliste olacağını hep birlikte öğreneceğiz.
Hep yazıyoruz. Maalesef Türkiye’nin zarar görmemesi için çok özen gösterdiği bu demokratik sistemine dışarıdan müdahaleler sürekli artarak devam etmekte. Her yol deneniyor. Özellikle ekonomiye zarar vererek seçmenin tercihini değiştirme çabaları kapsamında dolara yönelik operasyonlar kesintisiz sürdürülmekte.
Türkiye ekonomisinin aslında ne kadar sağlam bir ekonomi olduğunu da bu operasyonlara rağmen “yıkılmadan dik durması” kanıtlamakta. Emin olun bunca “kahpeliğe”, bunca “dışarıdan müdahaleye” ve özellikle “dolar ve Türk Lirası üzerinde oynanan oyunlara” Türkiye’nin yerinde başka hiç bir ülke dayanamazdı. Türkiye tüm bunlarla başa çıkıyor. Çünkü Türk milleti oyunun farkında. Türk seçmeni yapılanların asıl amacının ülkeyi zayıf düşürmek olduğunun bilincinde.
Seçmen bu yapılanlara kandığı ve boyun eğdiği takdirde asıl o zaman ekonomik sorunlardan hiç kurtulamayacağını çok iyi biliyor. Sosyal, demokratik ve güçlü bir Türkiye’nin istenmediğinin farkında.
Sosyal, demokratik ve güçlü Türkiye’yi istemeyenlerin fark edemediği gerçek ise Türk milletinin bundan böyle “eski Türkiye’nin” olduğu gibi askeri vesayet altında yaşayan, zayıf koalisyon hükümetleri ile yönetilen, ekonomisi IMF tarafından belirlenen, ekonomisi tamamen dışa bağımlı, ordusu milletin değil emperyalist güçlerin emrinde olan ve talimatlarını yurtdışından alan devlet yöneticileri tarafından “sözde” yönetilen Türkiye’yi kesinlikle istemiyor.
Türk milleti sosyal, demokratik ve güçlü Türkiye’nin ancak güçlü bir lider ile mümkün olduğunu da yaşayarak öğrendi. Gün geldi tanklara karşı liderini ve ülkesini kahramanca savundu. Şimdi de 24 Haziran 2018 tarihinde yapılacak seçime yönelik ekonomik darbe girişimlerine karşı liderini savunmaya kararlı.
Çünkü Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmadığı bir Türkiye’nin AB’deki “meteliksiz Yunanistan’dan” farkı olmayacağını görüyor.
Çünkü Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmadığı bir Türkiye’nin “parçalanmış ve iç savaşla perişan olmuş bir Suriye’ye dönüşebileceği” tehlikesinin farkında.
Çünkü Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmadığı bir Türkiye’nin hiç bir ekonomik istikrarının olmayacağı ve de bu nedenle tüm Türkiye vatandaşlarının ulaştıkları refah düzeyinin de yitirileceğinin bilincinde.
Kısacası Türk milleti şu anda çektirilen ekonomik sıkıntıların karşısında “pes etmenin” ve liderini desteklememenin bedelinin eskiye dönmek olduğunu çok iyi bilmekte. İşte buna fırsat vermemeye de kararlı.
Bu nedenle yaşatılanlar ve yapılanlar seçmeni daha da bilemekte ve kararlı bir hale getirmekte. Bunu bizzat sokakta yaşamakta ve izlemekteyim.
Dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti’nin seçim beyannamesini açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan olan beyanname; adalet, kalkınma, demokrasi, yoksulluk, yasaklar ve yolsuzlukla mücadele olmak üzere 6 bölümden oluşuyor ve daha önce kamuoyu ile paylaşılan seçim manifestosunun tamamlayıcısı niteliğinde olacak.
Beyannamede, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile birlikte inşa edilmeye başlanacak olan “sosyal, demokratik ve güçlü Türkiye" için atılacak adımlar tek tek yer alacak. Ayrıca, ekonomi ve sosyal alanlarda atılacak somut adımlar, 2023, 2053 ve 2071 hedefleri ile Türkiye'nin terörle mücadeledeki kararlılığı da beyannamenin önemli maddelerinden olacak.
Gördüğünüz gibi Türkiye 24 Haziran 2018’de sadece beş yıllık bir geleceğini değil, 2053 ve 2071 hedeflerini de belirleyecek.
Bu hedeflere yönelik yapılacak daha çok şey var. Türkiye büyük darbeler almış Adalet Sistemi’ni reforme etmek, tüm dünyaya örnek olan kalkınma hamlelerini geliştirmek, son yıllarda dev adımlarla gerçekleştirmekte olduğu demokratikleşme sürecini nihai hedefine ulaştırmak, yoksulluğu yok etmek, insanlık düşmanı terör illetini yok ederek bu nedenle zorunlu gündeme gelen yasaklara ihtiyaç duyulmayan bir ülke olmak ve tüm ülkeler için büyük bir bela olan yolsuzluk ile çetin bir mücadele vermek için 24 Haziran 2018 tarihinde seçimini yapacak. Batılı dostlarımızın ya da düşmanlarımızın hiç kuşkusu olmasın bu hedefleri gerçekleştirmek için Türk milletinin seçeceği tek bir isim var. O da Recep Tayyip Erdoğan!