Televizyonda gündüz kuşağında gerçek hayat programları var.

Biliyorsunuz.

Televizyonda gündüz kuşağında gerçek hayat programları var.

İnsanlar çıkmazda ise, başlarına gelen sorunlarını çözemiyorlar ise, çare aramak için televizyon programına çıkıyorlar.

Çok da iyi yapıyorlar.

Ve doğru söylemek gerekirse çare de buluyorlar.

Canım Müge'si her sabah ATV ekranlarında özellikle, kayıp ve cinayet ihtimali olan insanlara çare olmak için çabalayıp duruyor. Kadın kolay değil, çok zor iş, saatlerce sabırla soruyor ve insanların sorunlarına çare oluyor

Çok çaresiz insanlar var.

Çare aramak için ne yapsınlar kalkıp televizyon programına geliyorlar.

Bu televizyon programlarının RTÜK gereği, uzmanları olmak zorunda.

Bir psikolog, bir avukat, bir adli tıp uzmanı, ya da polis emeklisi uzmanlar programın içinde yer alıyorlar.

Uzmanların olma nedeni, program konuklarını kendi uzmanlık dalları ile ilgili bilgilendirmek.

Programın ve sunucunun anlattığı çerçevede konulara yardım etmek.

Fakat hemen hemen hepsinde sorun var.

Bu tüm programlar için geçerli.

Programlar ilerledikçe, özellikle reyting rekorları kırmaya başladığında, uzman konuklarda bir şeyler olmaya başlıyor..

Ve inanın, konuya girmemeleri gereken yerde konuya atlıyorlar, yayın akışını bozuyorlar.

Yahu programın kendi adı ile sunucusu var size, soru sorduğu zaman, yani "hocam bu konuda fikrinizi almak isterim", dediği zaman konuya girmeliler.

Biri konuşuyor, öbürleri kıskançlıktan mı nedendir bilinmez sırayla atlıyorlar.

Bırakın arkadaş, programın sahibi almış karşısına sorguluyor, akış şahane, sen karton yırtar gibi cart işte araya giriyorsun.

Orası sizin hastane odalarınız değil, televizyon programı ve programın bir akışı var.

Kadın üst üste soru soruyor cevap alacak, o insanı kelime kelime kovalıyor.

Sen cart diye araya neden giriyorsun?

Kimisi anlamıyor, kimisi dinlediğini yanlış anlıyor, kimisi hiç konuşamıyor, kimisinin ne dediği belli değil, kimisi de inanılmaz yanlış konuşuyor.

Valla bu kadınlar, hepsi çok sabırlılar.

Bakın gerçekten büyük yanlışlar var.

Ve gerçekten uzmanlıklarına mesleklerine saygı duyarım, teslim ederim ama, kusura bakmasınlar çoğu konuşma özürlü.

Benim önerilerim var.

Şöyle.

3 uzman çok, 2 yeterli.

Mutlaka ne dediği belli olan, kısa ve öz iyi konuşan uzman olmalı.

Anlaşma öncesi, sunucu konuşurken asla araya girmemeleri gerektiği..

Özellikle telefon bağlantılarında asla araya girip soru sormamaları gerekiyor.

Soruları sadece sunucu sormalı.

Sunucu ile sizin konuşmalar üst üste gelmemeli..

Uzmanlar konukları azarlamamalı..

Sunucu ne zaman, "hocam bu konuda sizi dinlemek isteriz" dediği zaman, uzmanlık konusunda anlatmalı.

Uzmanlar baktı ki sunucu yoruldu, araya girip kadını rahatlatalım diyebilmeli, bunu anlayabilmeli.

Ve son olarak.

Sosyal medyada, hocam sen olmazsan o program izlenmez diyen iki yüzlülere hiç inanmayın.

Hepsi yalancı.

Bal gibi her gün ekrana yapışıp izlerler.

Hocam katkılarınız çok diyenlere de inanmayın, o programların hocalara çok daha katkısı var unutmayın.

Tabi ki katkınız vardır.

Ama olmazsanız da olur.

Bir televizyoncu olarak söylüyorum.

Bana daha fazla söyletmeyin lütfen.

Biliyorum ki hiçbir program uzmanları nedeniyle izlenmiyor.

Programın adı var, sunucusu var.

Bu da böyle biline.

Funda'nın aklındakiler…

... Şarkıcı Nilüfer.

Korona aşısı olmuş ve kendi Instagram sayfasında paylaşmış.

Hatta, "önce aşı olmayı düşünmüyordum, ikna olduk aşıya geldim" demiş ve aşısını olmuş.

Kadının biri, altta bu duruma yorum yapmış, “Nilüfer hanım herkes aşıyı sol koldan oluyor, siz sağ koldan olmuşsunuz yazmış” ve alay eden emoji koymuş.

Ne demek istiyor?

Sen yalancısın demek istiyor.

Nilüfer çok nazik cevap vermiş, "ben sol kol lenften ameliyat oldum, kötü bir hastalık geçirdim, bu nedenle olabilir mi "demiş.

İnanılmaz değil mi?

Ne kadar kötü kadınlar var.

Ben hangi koldan aşı olmuş farkında bile değilim, hiç dikkat etmedim.

Siz nasıl kötü insanlarsınız, üstelik alay eden emoji koyarak, bırakın ünlü olmayı, başka bir kadını nasıl incitiyorsunuz?

Bu aymazlık,

Bu merhametsizlik,

Bu vicdansızlık, beni benden aldı.

Bir yerde okudum, bir ülke ne ekonomiden ne başka bir şeyden çöker.

Bir ülkeyi çökertmek yere yapıştırmak istiyorsan, kadınların ahlakını bozun diyor .

Bu kadın ne kadar ahlaksız, değil mi?

Koyduğun emoji girdiğin her çıkmaz yoldan döndürmesin seni.

Sağını solunu kaybedersin umarım.

Sizin gibi kadınlar yüzünden, dünya insan cehennemine döndü.

Allah kalbinizin belasını versin.

... Haftalar önce WhatsApp’ta saatlerini, tıklarını gizleyenlere dikkat diye.

Ben asla güvenmiyorum ve asla güvenmeyeceğim demiştim.

Dediğim, yazdığım her satırın arkasındayım.

Ne kadar çok yazan var.

Neler yaşayanlar var, ne hikayeler var inanamazsınız.

Saklanmanın bir nedeni vardır dedim.

Aslında haksızlık olduğunu, saklandığı birilerinin ve bir şeylerin mutlaka olduğu iddiasında bulunmuştum.

Ben.

Farkında bile değilim, öyle başlamışım diyen birini fena yakaladım..

Çok hikaye var çok.