Cumhuriyet değerlerine sahip çıkan, kadın eşitliğini en iyi şekilde yaşayan, kadına saygılı, adi suç vakalarının en az görüldüğü şehir olarak hep yerini aldı.
Türkiye'nin en mutlu şehri olarak beş yıldır gündemde olduk. Memleketimin mutlu olduğunu duyunca bir Sinoplu olarak kulağıma hoş geliyordu. Sosyolojik olarak, psikolojik olarak deneklere baktığımda neden mutlu sorusunu hep kendime sordum! Zaman zaman da eleştirdim. Tarihi boyunca bizim bölgenin insanı devletine baş kaldırmayan, manevi duygularına sahip çıkan, İstiklal Savaşı’nda en çok şehit veren. Devleti yönetenlerine saygı gösteren topluluk olduk. Cumhuriyet değerlerine sahip çıkan, kadın eşitliğini en iyi şekilde yaşayan, kadına saygılı, adi suç vakalarının en az görüldüğü şehir olarak hep yerini aldı. Okuma yazma oranın en yüksek olduğu kent. Siyasi olarak çok radikal tavır içinde olmayan şehir. Tarihi boyunca hep böyle oldu. Doğası, tarihsel gerçeği ile çok medeniyeti yaşamış, denizi ile, limanı, balığı ile ön plana çıksa da aslında en büyük markası ''İNSAN''ıdır. Pandemi başladığı günden bugüne kadar tüm alınan tedbirlere rağmen neden son dönemlerde medyaya ilimizi en çok vaka görülen iller sıralamasında ilk ikide görüyoruz? Kırmızı illler arasında Samsun 1. sırada.. Sinop ili merkez ve ilçeleri olarak Samsun ile olan ticari iletişim, komşu ile sağlık, alışveriş, sosyal yaşam ile tam bir köprü olmuş durumda. Bu seferlik komşuda (Samsun) pişer bize düşer söylemini biraz erteleyelim. 2’nci neden ise gurbette yaşayan Sinopluların aidiyet duygusunun fazla olması. Ata toprağı, mezarlık ziyaretleri, özlem, Sinop'a gideyim bir kafa dinleyeyim. Yaşlılarımızı ziyaret gibi bizi biz yapan değelerimiz, geleneksel yaşam biçimimiz. Evet bu saydığım özellikler toplum olarak bizi ayakta tutan değerlerimiz. Kaderci olmamız da sayabiliriz. Ancak olağan üstü bir durumdan geçiyoruz... Devlet ne gerekiyorsa yapmaya çalışıyor. Yardımcı olmak bize düşüyor. Şimdi eleştiri yapma zamanı değil. Biz bir aileyiz hem de kocaman bir Sinop ailesiyiz. Bize kırmızı hiç ama hiç yakışmıyor. Mutluluğun başkenti, şimdi mutsuz. Mutluluğu birlikte tekrar yakalamamız için “İMECE” şeklinde devlet-millet el ele bu illetten kurtulalım. Maske-Mesafe-Temizlik ilkesini uygulayalım lütfen... Sinop'a yapacağımız ziyaretleri en
azından bayrama kadar, mavi oluncaya kadar erteleyelim. Gitmek isteyenlere mani olalım. “BANA BİR ŞEY OLMAZ” kaderciliğinden vazgeçelim. Olur hem de nasıl olur. Bal gibi olur.. Bir reklamcı olarak renklerin karışımını bilirim. Kırmızı ile mavinin karışımından MOR renk elde edilir. Sonra hepimiz MORARMAYALIM! Mavi aşktır. Mavi özgürlüktür... Biz mavi denizin, mavi suları ile büyümüş ilin insanlarıyız. Haydi Sinoplu hep birlikte Maviya yelken açalım.