Basın yayın araçların hepsine yazılı, görsel, dijital, işitsel, outdoor, indoor, toplamına ''medya'' diyoruz.. Günümüzde sosyal medya diye bir gerçek var.

Basın yayın araçların hepsine yazılı, görsel, dijital, işitsel, outdoor, indoor, toplamına ‘’medya’’ diyoruz.. Günümüzde sosyal medya diye bir gerçek var.

Evet nitelikli, niteliksiz, bilgili bilgisiz herkesin aklına estiği gibi söylediği platformlar günümüzde maalesef gündem belirlemeye çalışıyor.

35 yıllık gazeteci ve reklam ajansı sahibi olarak hem yazılı basında hem de görsel basında görev yaptım ve yapıyorum.

Medya patronları zaman zaman kargaşadan ve polemiklerden hoşlanırlar. Dikkat çeksin. Reyting alsın diye. Ancak geçici pansumandır hepsi.

Yayın organının bilinirliği ve izlenme sonucunda reklam ajansları-medya planlama ajansları ve reklam veren ona göre reklam harcamalarını yaparlar ona göre kampanya hazırlarlar.

Ürünün kalitesi ve hedef kitlesine göre programlar seçilir. Hani bir laf vardır ‘’Reklamın iyisi kötüsü olmaz diye’’ asla katılamadığım bir düşünce yapısıdır.

Reklam nitelikli olduğu zaman hedefe ulaşır. Hedef kitlenle çok orantılıdır. Ne istediğini ya da toplumda nerede kendini ya da ürünü konumlandırdığınla orantılıdır.

Şimdi bunları neden yazdım..

16 Eylül akşamı Galatasaray –Yılport Samsun Spor maçı vardı.. Samsun takımı İstanbul’da ulusal medyanın önüne ilk defa çıktı.

Yılport Samsunspor’un başkanı Yüksel Yıldırım düşüncesini çok net olarak toplumla paylaşan bir iş insanı.Temel ilkesi hep dürüstlükten yana olmuştur.

Hatta benim sunduğum 90'dan programında konuğum olduğunda şöyle demişti: "Samsunspor’a gelen futbolcular yeteneği ile gelirler, karakteri ile giderler’’ demişti.

Bazen basına verdiği demeçler bazı Samsun’un üzerinde kendilerine getirim sağlayanları (istisnalar vardır tabiî ki) rahatsız ediyor. Yıllarca kırmızı beyaz Atatürk armalı forma üzerinden hep nemalınmışlar. Hem kendilerini sosyal yaşam içinde yer almalarını sağlamış sonra siyasete soyunmuşlar ve "nalıncı keseri gibi hep bana hep bana’’ demişler.

Takım kayyuma giderken neredeydi Samsun’un kanaat önderleri?

Sonuçta Yıldırım Yüksel’in de dediği gibi "Ben çalışkanlığı Amerikalılardan, sabrı da Japonlardan öğrendim" der.

Samsunspor takımı geçen sene iyi bir finiş yaparak 1. Liğde en erken şampiyon olan takım.

Trendyol Süper Ligdeki şampiyon olan takımlar gibi kupa töreni yapmış ve Samsunspor’u ve anlı şanlı Atatürk’lü armayı tüm dünyaya tanıtmak için ne gerekirse uygulatmıştır.

Süper Ligi kadrosu için ince eleyip sık dokuyarak eldeki yabancı kontenjanını hem boşaltmak üzere yeni transferler yaptı.

Takım olma yönünde tüm güçleri ile çalışan bir teknik direktör ve ekibi var.

Samsunspor, Galatasaray karşısına dört tane yeni transferi ile çıktı.

Ulusal medya tarafından alkışlanan ve mayasının iyi olduğu yönünde yazılar yazılan ve yorumlar ile geleceğe ışık tutan takım olarak lanse edildi. Gerçek nitelikli toplumda karşılığı olan tüm gazeteciler tarafından ‘’İyi olma yolunda’’ yazılar ve yorumları yapıldı.

Dijital Youtube kanallarında bir sürü yorum yapan ve bağlı olduğu renklere destek olmak adına zaman zaman kışkırtma yapanlara denk geliyoruz.!

Spor yorumcusu gibi değil amigo gibi olanlar o kadar çok arttı ki!

Dijital ortamda son dönemlerde "Trol adını sıkça duyduğumuz yeni bir maalesef meslek edinildi.

Çok tehlikeli bir süreç..

Yorumculuk bilgi ister, Türkçeyi iyi kullanmak ister, objektiflik ister, eleştiriyi bile belden aşağı olmamak koşullu ile söylenmesi gerekir.

Aklına eseni söyleyemezsin. Söylememelisindir.Söyletmezler..

SERHAT AKIN!

Her yıldız futbolcudan nasıl ki çok iyi teknik direktör olmadığına şahitlik etmişsek, zamanında futbol oynamış olan bir futbolcunun da iyi yorumcu olacağı anlamına gelmez.

Ağzı olan konuşuyor diye bir reklam kampanyası vardı o geldi aklıma!

Mevlana der ki, "Suskunluğum asaletimdendir. Her lafa verilecek bir cevabım var. Lakin bir lafa bakarım, laf mı diye? Bir de söyleyene bakarım, adam mı diye?

Fenerbahçe taraftarlarına ‘’şirin görünmek için, Galatasaray’ı kötü oynuyor’’ algısını oluşturmak için, Samsunspor üzerinden beslenmen olmadı.

O Atatürk’lü arma ve Samsunspor camiası bunu unutmaz. Zamanı gelince o faturayı önüne koyarlar ve sana mislisi ile ödetirler bunu bir tarafına yaz…

Gerçi sen amacına ulaştın. Gündeme geldin. Tabi ki nasıl geldiğinde çok önemli!

Toplum karşısında ne kadar karşılığı vardır, yapılan yorumların.!

Başta da yazdım, nitelikli ve içi dolu olan programların (Prime time) saniyesi hep çok pahalıdır.

Bir de çok işe yaramayan programlar vardır ona da reklamcı dili ile (Off Prime time) denir!

Reklam veren önce programın içeriğine bakar medya planlamasını ona göre yapar…

Samsunspor yönetim ininde bir medya planlaması vardır herhalde!

Çok yakın zamanda vizyona girer bunu unutma!

Benden söylemesi, bu kampanya seni aşar Serhat AKIN!