Kazananı kutlamak, bir ilçe takımı olarak Galatasaray'ı kupa dışı bırakıp finale kadar çıkan Alanyaspor'u ise elleri çatlatırcasına alkışlamak gerekiyor.

Önce; bu başlık neden, onu birkaç cümle ile açıklamam gerekecek.

Eveet, zor da olsa, birçok sorun yaşamış olmamıza rağmen, Süper Ligimizin şampiyonu hafta sonu belli olmuştu. Ve, Süper Ligden düşen üç takım da tabii ki.

Geride iki final vardı. Birincisi; Ziraat Türkiye Kupası Finali kalmıştı. O da, çarşamba akşamı oynanan kaşılaşmayla belli oldu. Trabzonspor, özellikle ikinci yarısında neredeyse mahkum oynadığı bir kaşılaşma sonrasında, her iki yarıda attığı birer gol ile, Süper Lig’in flaş takımlarından Alanyasporu 2-0 yenerek Ziraat Türkiye Kupası’nı kazanandı. Karşılaşma ile ilgili yorum yapmak istemiyorum. Trabzonspor büyük takım olmanın ve iyi bir kadroya sahip olmanın avantajlarıyla finalde kazandı ve kupa şampiyonu oldu.

Kazananı kutlamak, bir ilçe takımı olarak Galatasaray’ı kupa dışı bırakıp finale kadar çıkan Alanyaspor’u ise elleri çatlatırcasına alkışlamak gerekiyor.

Buraya kadar her şey normal. Şamiyonluğu; başta kulüp başkanı ve yönetiminin yaptığı hatalar ve görevine son verilen Ünal Karaman’ın yerine getirilen, yardımcısı Hüseyin Cemşir’in acemiliği ve bu ağır yükü kaldıramadı. Olan oldu, son haftalarda nefesi tükenip, üç büyüklerin lige havlu attığı ortamda Başakşehir’le başedemeyip şampiyonluğu kaybeden, kupa finalinde oynayan Trabzonspor. Kupayı kazanan olmayı hak etti.

Kupa Şampiyonu olmak güzeldi de, güzel olmayan; görüntülere yansıyan, bir başkana, hiç de yakışmayan, karşılaşma sonunda, kazanmanın verdiği heyecanla, özel tribünde olma sorumluluğunu unutup yaptığı el-kol hareketidir. Bu konuda en net yorumlar ise; Trabzonspor gibi marka bir kulüp başkanına böyle bir hareketin hiç ama hiç yakışmadığı şeklindeydi.

Bana göre; güzelim finalin böylesine bir görüntüyle konuşulması güzel olmamış. Ayrıca; Trabzonspor’un bu başarısına böylesine bir sorumsuzluğun yaratacağı olumsuz ortamla gölgelenemez. Eğer doğruysa, bunu yapanın mutlaka bir açıklaması olmalıdır.

Ligimizde ilginç olaylar hep olmuştur ama, en ilginç olanı ise; bir hafta içinde Süper Ligden bir alt lige düşen üç takımın, bir hafta sonra tekrar Süper Lige çıkabilme olayının yaşanmasıdır.

Spor Bakanı, TTF başkanı ve Kulüpler Birliği Başkanı’nın yaptığı toplantı sonrasında yapılan basın açıklamasıyla, başta Süper Lig olmak üzere tüm liglerde küme düşmenin kaldırıldığı açıklandı. Kısacası; Süper Ligden düşen üç takımımız bir hafta sonra ve hiç maç yapmadan, bir süredir varolan tartışmalar arasında tekrar Süper Lig’e çıkıverdiler.

Bu arada liglerin gelecek sezonda kaç takımla oynanacağı açıklandı. Ve bir süre önce TFF tarafından karar verilen, yabancı sayısının sınırlandırılması uygulaması, gelecek yıla ötelendi.

Şimdi kafalarda bir soru var. “Bu konu, bu günü beklemeden, pandemi döneminde yapılan sekiz karşılaşmanın sonunu beklemeden açıklanamaz mıydı? Neden liglerin sonu beklendi.

Bu konu ile ilgili nedenler mutlaka açıklanacaktır. Bu konuda Kulüpler Birliği’nin talepleri vardı ama bu talepler yeni değildi ve neden karar ligler sonlandığında verildi. Bu konuyu haftaya daha ayrıntılı anlatabiliriz umarım.

Liglerle ilgili kararlar verildi. Şampiyonlar belli, ligden düşüp kısa sürede tekrar geri dönenler belli oldu, Bu arada birinci ligden Süper Lig’e çıkan takımların ikisi belli oldu üçüncü takım ise; dün gece saat 21.30 da Ankara Eryaman Stadyumu’nda yazıyı yazdıktan sonra gece oynanıştı.

Kısacası; olayları ve yaşanan ilginçlikleriyle, hep hatırlanacak bir futbol sezonumuz daha sona erdi. Şimdi transferleri ve yeni biçimlenmiş haliyle futbol sezonumuzun başlamasını bekleyeceğiz. Yazı yayınlandığı gün içinde sürpriz kararlarla karşı karşıya kalmazsak eğer.

Futbola bir süre verelim şimdilik..

Bu gün, Mübarek Kurban Bayramımızın birinci günüdür. Geleneksel kutlamamızı unutmayalım. Salgın döneminde yaşadığımız ikinci bayram kutlamasıdır. Buna bayram kutlamak denirse.

BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN, SALGINLARDAN UZAK NİCE BAYRAMLARA.